Masa başında ders vererek yenilik yapma ve inovasyon yöntemleri öğretilememektedir. Ancak iş başında iyi örneklerle ve başarılı uygulamalarla çalışan elemanlara bu konularda yol gösterilebilmektedir. "Ben bir seminere katıldım, biliyorum" demekle bilmek aynı şey değildir. "Yaparım" demekle yapmak aynı şey değildir. Günümüzde bilgiyi bir işe uygulamak ve ondan yarar sağlamak o bilgiyi öğrenmekten daha zordur. O nedenle iş başında eğitim büyük bir önem taşımaktadır.
Sadece Eğitim Yeterli Değil
Bir iş yeri için eleman seçerken o elemanın eğitimli, yeniliklere duyarlı, gelişime açık ve öz güvene sahip olmasına dikkat edilmelidir. Her eğitim gören ve her diploma alan kimsenin iş yerine katkısı aynı olmamaktadır. Bir başka deyişle eğitim tek başına yeterli değildir. Bir elemanın daha önce hangi işlerde, hangi projelerde ve kimlerle çalıştığı çok önemli olmaktadır. Ayrıca iş hayatında kazanılan tecrübeler büyük bir değer taşımaktadır. Bir iş yerini bir futbol takımına benzetebiliriz. Futbol takımındaki elemanların ortak hedefleri vardır. Aynı takımda olan hiç kimse karşı taraf değildir. Aynı şirkette çalışan kimseler de birbirlerine karşı olmamalıdır. Bir kimseye ne görev verilirse verilsin, genel müdür, usta ya da işçi olabilir, o kimsenin iyi bir takım elemanı olabilmesi çok önemlidir. Bu nedenle bir işe yeni elemanlar alırken takım çalışmasına uyum sağlayacak olanlar seçilmelidir.
İş yerlerinde kim kime bağlı çalışıyor konusunda zaman zaman yaşanan belirsizlikler takım çalışmalarıyla ortadan kalkmaktadır. Ayrıca takım çalışması elemanlar arasındaki yıkıcı rekabeti de azaltmaktadır. Başarıyı takım arkadaşlarıyla paylaşan elemanların verimliliği artmaktadır. Şirketler için gerekli olan yıldız oyuncu değil, iyi takım elemanlarıdır. Birkaç yıldız oyuncuyla değil, iyi bir takımla maç kazanılmaktadır. İş yerlerinde olumlu bir çalışma ortamı yaratılmalıdır. Elemanlar gönüllü ve huzurlu çalışmalıdır. Yöneticiler çalışan elemanlara pozitif enerji vermelidir. Stres herkes için zararlı olmaktadır. Yöneticiler birlikte çalıştığı elemanlara iş hedeflerini ve şirketin beklentilerini belli ölçülerde anlatmalıdır. Yöneticilerin bir problem çıktığı zaman konuşması yeterli olmamaktadır. Yöneticiliğin sadece konuşma sanatı olmadığı, aynı zamanda dinleme sanatı olduğu unutulmamalıdır.
Bilgiye Dayalı Uygulamalar
Yıllarca hep aynı yöntemlerle çalışan şirketlerin rekabet gücü azalmaktadır. Ayrıca yıllar boyunca hep aynı yöntemlerle çalışan elemanların mesleki gelişimi de yavaşlamaktadır. Çalışan elemanların başarılı olması yöneticilerin de başarılı olduğunu göstermektedir. Bunun tersi de doğrudur. Çalışan elemanlar başarılı değilse bundan yöneticiler de sorumludur. İş yerlerinde sürekli gelişme için bilgiye dayalı yeni uygulamalar yapılmalıdır. Mesai saatleri boşa akıp giden bir dere gibi olmamalıdır. İş hayatında başarılı olmak için mevcut durumu koruma ile yeniden yapılanma arasında dikkatli bir denge kurulmalıdır. Geleceğe yönelik yeni fikirler ve özgün projeler büyük bir önem taşımaktadır.