• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
ALİ KOCATEPE

Ağlamak da güzeldir

ali.kocatepe@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 10.10.2010, 00:00
Geçen Pazar günü kış programımızın ilk haftasıydı. Dostlarla 12.00'da Salomanje'de kahvaltı ve ardından Aysun'la sinema...
İstanbul film festivalinden beri aklımızda kalan bir film vardı ve Eylül sonu vizyona girmişti. İşte o filme gittik. Olağanüstü bir müzik ziyafeti, bol kahkaha ve gözyaşı... Son zamanlarda gördüğüm en duygusal ve güzel anlatılmış filmdi. Aynı zamanda bir masal. Güzel anlatıldığında masallara bayılırım. Bu film bana bir insanın hissedebileceği tüm duyguları tattırdı.
***
Peter İlyiç Çaykovski en sevdiğim klasik bestecilerden biridir. Sekiz senfoni, on bir opera, üç bale, üçü piyano biri keman olmak üzere dört konçerto, çeşitli oda müzikleri bırakmıştır ardında...
Ben en çok Kuğu Gölü ve Fındıkkıran balelerini severim. Gittiğimiz filmde Çaykovski'nin 35 numaralı keman konçertosu vardı ve filmin finali tamamen bu eser üzerine kuruluydu. İşte gözyaşlarımı o eseri dinlerken tutamadım ve mest oldum...
***
Filmin bizdeki adı: "Paris'te Son Konser". Orijinali ise: "Les Concert". Neden son konser dediğimizi anlamadım...
Filmin öyküsünü anlatacak değilim. 2009 yılı, bir Fransa, Belçika, İtalya, Romanya ve Rusya ortak yapımı. Oyuncular arasında tek tanıdığım Jacqueline Bisset çıktı. O sade güzelliğini yıllar sonra da farkettiriyordu. Orkestra şefi rolündeki François Berleand ve ünlü kemancıyı oynayan Melanie Laurent'e bayıldım. Melanie'yi daha önce Tarantino'nun "Inglorious Basterds" filminde izlediğimi daha sonra farkettim. Bu filmde usta bir kemancıyı büyük bir başarıyla canlandırıyor. Kemanı gerçekten onun çaldığını hissettiriyor izleyenlere...
Orkestra şefinin şu sözleri de filme damgasını vuruyor: "Dünya bir orkestradır, her birimiz ayrı enstrümanlarla geliriz, bize düşen, uyumlu sesi yakalayabilmemizdir"...
***
Çaykovski 35 numaralı konçertoyu 53 yıllık yaşamının 41'inci yılında bestelemeye başlamış ve üç yılda tamamlayabilmiş.
Eser 4 Aralık 1881 günü ilk seslendirildiğinde büyük tepki almış. Solist alkışlanmış, eser yuhalanmış. Hatta acı dilli eleştirmen Eduard Hanslick'in yazısında şu satırlar da varmış: "Çaykovski pek sık rastlanan bir yetenek değil; o, tanıdığımız eserlerine göre zevksizliği ve zorlama deha gösterisiyle, orijinallikle kabalığın, mutlu esinle sonsuz ukalalığın garip bir birleşimiydi. Bu keman konçertosu de öyle! Ayrıca keman da çalınmadı, yolundu; morarıncaya kadar pataklandı. Tüyler ürperten bu güçlükleri falsosuz çalabilecek kahraman var mıdır bilinmez ama, kemancı Brodsky, bizden az olmamak üzere, bu işkenceye katlandı... Slav hüzünlü Adagio bizi biraz sevindirir gibi geliştiyse de, yabani ve adi çehrelerin görüldüğü, kaba küfürlerin duyulduğu finalde, hatta, bu yabanilerin kafayı çektikleri ispirtonun kokusunun burnumuza geldiğini hissettik. Ressam F. Vischer'in dediği gibi, böylece ilk kez, koktuğu işitilen müzik parçalarının da var olabileceğini acıyla düşünebileceğiz..."
***
İlk icra edildiği gün böylesine acımasız eleştirilen Çaykovski'nin "Op.35 Re Majör" keman konçertosu bugün en önemli klasik eserlerden biri kabul ediliyor.
Bu filmi mutlaka seyredin...



Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA