Konsantrasyon, kişinin dikkatini belirli bir noktaya odaklanması anlamına gelir. İnsanlığın geldiği şu noktada şüphesiz ki bizler beynimizi 10 bin sene önceki insanlara göre daha etkili ve daha fazla kullanmaktayız. Yine aynı şekilde şüphesiz ki 10 bin sene sonraki insanlara oranla beynimizi daha verimsiz ve yetersiz kullanmaktayız. Yani seneler geçtikçe insanlar beyinlerini daha yoğun ve verimli kullanacaklardır. Ama günümüzde tüm insanların beyinlerini kullanma oranları çok da farklı değildir. Her alanda konsantre olunarak alışılmışın üzerinde başarılar elde etmek mümkündür. Ortalama sağlıklı insanların akciğerleri üç aşağı beş yukarı birbirine yakındır. Ama sıradan bir insan bir dakika nefes almadan durmakta zorlanırken Pelligrasi (statik apne dünya şampiyonu) adlı birisi 7.5 dakika nefes almadan durabilmektedir. Bu olayın püf noktası da çok iyi konsantre olabilmesi; akciğerlerini en üst düzeyde kullanabilmesidir. Aynı şekilde aynı kilodaki haltercilerin güçleri birbirlerine hemen hemen aynıdır. Ancak yarışma sırasında gerçekten konsantre olabilen sporcu rakiplerine fark atar. Bakılacak olursa; kimin daha zeki olduğu önemli değildir; ortalama bir zekaya sahip olan her insan çalışırsa ve iyi odaklanabilirse diğerlerine fark atar. Lise giriş sınavları ya da üniversiteye giriş sınavları kimin kimden daha zeki olduğunu ölçmez; ölçülen şey kim daha iyi çalıştığı ve konsantre olduğudur. Peki konsantre olmamızı kolaylaştıran yöntemler nelerdir?
ARTTIRAN YÖNTEMLER
Aslında günümüzde konsantrasyonu arttırıcı pek çok yöntem vardır; şu anda bizim muayehanemizde de 6 yaş itibarıyle her bireyle çalıştığımız, konsantrasyonu arttıran bir bilgisayar programı bulunmaktadır. Bu ve bunun gibi yöntemlerin genel amacı kişinin belirli bir konu üzerinde odaklanmalarını sağlanmaktır. Bir diğer yöntem ise otohipnoz yöntemidir; otohipnoz yönteminin biyolojik açıklaması; otohipnoz sırasında sol kol damarlarda bir vazodilatasyondur. Otohipnozdaki derinleşmeye bağlı olarak başarılan bu vazodilatasyonda yani damarlardaki gevşeme sonucunda kan akışında hafif bir artış sağlanır. Kan akışındaki bu artış sonucunda sol kol ısısında 1-2 derecelik bir yükselme olur. Kişi de bu ısı yükselmesini sol kolun ısınması ve ağırlaşması olarak hisseder. Otohipnoz sırasında söz konusu olan beynimizin bütününün hipotalamus ve otonom sinir üzerine belli bir oranda etkisidir. Bu başarıldığında ise bir gevşeme durumu olmaktadır.
KENDİ KENDİNİZE HİPNOZ
Yöntemin uygulanışı; önce yere uzanın ve burnunuzdan yavaş ve sürekli bir tempo içinde nefes alın. Akciğerlerinizi ve sonra da karnınızı aynı yavaş tempo ile şişirin, içinizdeki havayı tamamen boşaltın. Ama bu nefes alma verme süreniz aynı olmalıdır. Çok acele veya çok yavaş olmayacak. Sizin rahatınızı bozmayacak yani size sıkıntı vermeyecek şekilde nefes alıp verin. Nefes alırken sol kolum çok ağır; nefesi verirken sol kolum çok sıcak sloganlarını 5 veya 10 nefes alıp verme süresinde terarlayın. Sanki beyninizden çıkan görünmez bir gücün sol kolunuza odaklandığına konsantre olun ve sol kolunuzun ağırlaşarak ısındığını kendi kendinize söyleyin. Eğer sol kolunuzda ağırlaşma ve ısınma hissederseniz kendi kendinize hipnozu başarmışsınız demektir. Ki bu durumda konsantrasyonunuz sağlanmıştır. Yöntemi 3-5 defa uyguladıktan sonra artık otobüste, evde uzanmadan ayakta bile yapabilirsiniz. Otohipnoz yöntemini ders çalışmadan önce, önemli bir toplantı öncesinde, bir araç kullanmaya başlamadan önce uygulayabilirsiniz.
Diyelim ki bütün gün yoruldunuz, böylesine zihinsel bir yorgunluktan sonra 5-10 dakika bu yöntemi uygulayabilirseniz beyin tekrar dinlenmiş duruma geçer ve konuya daha kolay odaklanır ve gevşersiniz. kendinizi aşırı stresli durumlardan korumak için de uygulayabilirsiniz.
Bu yöntemin dışında konsantrasyonu arttıran bir diğer durum ise spordur. Spor sırasında kişinin salgıladığı hormonlar kişinin konsantre olmasını sağlar.