Her şeyin en güzeli nostaljik olanıdır. Hele dünyanın dertten kurtulamadığı bugünlerde...
Bütün yayın organlarının dehşet, üzüntü haberleriyle dolu olduğu bu günlerde, temennim "İyi bayramlar" deyip el öpen çocukların, zengin bayram sofralarının, bayram gezmelerinin ve alışverişlerinin eskisi gibi olması.
Bu bayramda benim birbirinden duygusal, birbirinden neşeli dostlarımın bayram hatıralarını sizlerle paylaşmak istedim. İşte arkadaşlarımın ağzından bayram hatıraları...
Tuvaletçi kadının kıymetli kolonyası!
Ferdi Özbeğen: "Madem güzel İzmirim'in gazetesi için bayram hatırası istedin, ben de sana İzmir'de geçen bir bayram anımı anlatayım. İzmir Golf Kulübü'ndeydim. Kalabalık bir bayram gecesi, bahçe tıklım tıklım dolu. Piyanonun sağında İzmirli gençlerle dolu neşeli ve uzun bir masa. İri yarı bir bey de frapan sayılacak bir hanımla çılgınca pistin ortasında dans ediyor. Sağıma bir baktım; yanımdaki uzun masanın başında ayağında terlik, sıradan bir etek ve bluzla gelmiş iri mi iri, saçı başı dağınık bir hanım piste dik dik bakıyor. O an adamın basıldığını anladım. Tam o sırada iri beyefendi de hanımın orada olduğunu fark etti ve kolundaki hanımı havaya fırlattı; onu öylece bırakıp piyanonun yanına geldi.
PEŞİNDEN KOŞTU
Adama naz yapmak için geri giden hanım ise gençlerin masasına uzunlamasına düştü. Köfteler, bardaklar, domatesler havada.. O sırada tuvaletçi hanım bir elinde kolonya, diğer elinde kağıt peçete paketiyle koşa koşa geldi. İri bey kolonyayı alıp hanımını kapıya doğru götürüyordu ki tuvaletçi hanım 'Kolonyamı verin' diye peşinden koşmaya başladı; diğer hanım da kağıt peçeteleri alıp piyanonun kenarına geldi. Frapan kadın, hiçbir şey olmamış gibi peçeteyle terini silerken benimle "Eeee, daha ne yaptın Ferdiciğim.." diye gayet pişkin bir sohbete başladı. Bense gülmekten hıçkırık tuttuğu için kısa bir ara vermek zorunda kaldım."
Eski giysilere protesto
Derya Tuna: "Bayram demek benim için yeni entari, yeni ayakkabı demekti. Bir bayram günü ablama bayramlıkları alındı, bense onun ufağı olduğum için onun eskilerini giyecektim. Bu, beni 3 gün 3 gece ağlattı. Durumumuz müsait olmadığından bizimkiler de benimle ağlıyorlardı ama yapacak bir şey yoktu. Tam bayram sabahı yataktan kalkmama kararı almıştım ki babacığım elinde bir paketle odamıza girdi; 'Bunları giy de gel elimizi öp' dedi. Hüzün gözyaşlarım birden mutluluğa dönmüştü. Ben her bayram bunu hatırlarım; kim bilir ne zorluk çekmişti nerelerden kısmıştı babam o entariyle ayakkabıları almak için...
O günün farkı salatadaki zeytindi!
İbrahim Tatlıses: "Çok bayram hatıralarım var, hepsi de birbirine karıştı ama biri hariç. O bayram günü bizim için çok değerli bir gündü. Bugün düşününce benim için daha da değerli oluyor. Biz çok fakir bir aileydik, çok da kalabalıktık. Babam bayram günü 'Haydi çocuklar masaya, size bugün bayram hediyem var, salataya zeytin kattım" dedi. Annem, kardeşlerim, kısaca tüm aile bayramın farklı olduğunu salataya katılan o zeytinle anladık. Ellerinden öptük babamızın ve 'Gelecek bayramlarda da belki başka bir şeyler eklenir' masaya diye dua ettik. Yaa Besimciğim, böyle bayram kutlamalarımız vardı."
"Balkondan düştüm"
"Ben sana hazin bir bayram anımı aktarayım. Önce İzmirlilere "İyi bayramlar" diliyorum. Zaten bayramın 2. günü oradayım. Anıma gelince.. Küçüklüğümde bir bayram sabahı hepimiz heyecanla yeni kıyafetlerimizi giymek için sıralanmıştık. Her şey çok iyiydi, bir tek pantolonumu sevmemiştim. 'Ya bunu giymeyeyim, eskisi daha güzel n'olur' dediysem de evdekiler dinlemedi. Ben de balkona kaçtım; kaçtım ama ağlamaktan tepiniyordum. Orada o kadar tepinmişim ki balkondan düştüm ve bayramı hastanede geçirdim. Çünkü ayağım kırılmıştı. Bu arada tabii ki pantolon da başkasına hediye edildi."