• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
BESİM KAZADO

Alaçatı'da bir Toscanalı...

besim.kazado@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 30.07.2014, 00:00
Alexandra La Capria Nisari: Burayı çok seviyorum ama İtalya'yı da terk etmem. Oranın yaşam stilini bırakmam... Türkiye de vazgeçilmezim oldu. İkisi birbirini tamamlıyor. İtalya geçmişte yaşıyor, Türkiye ileriye doğru

Düşünün Toscana'da 1700'lerden kalma, içinizi hoplatan bir otel. Öyle bir otel ki, etrafındaki bağlardan ve zeytinliklerden çıkan ürünlerden rakipsiz bir şarap ve de zeytinyağı imal ediliyor. Buranın sahiplerinin güzeller güzeli bir torunları var. Bu güzeller güzeli kız buralarda her işiyle ilgilenirken bu şiirsel mekanın, Toscana'ya tek başına kendini dinlemek için buraya tesadüfen gelen bir Türk genciyle tanışıyor ve o çok ender oluveren 'ani aşk'ı tadıveriyor. Ülkesindeki tüm olanaklarından vazgeçip bu gencin peşinden geliyor ve ülkemize gelip yerleşiyor... Annesi sinema ödüllü babası önemli bir senarist, yani sanatçı bir ailenin bu güzel kızı Çeşme Alaçatı'da bahçesine girer girmez sizi buralardan koparan, Toscana'da bir hayal alemine götüren 'La Capria'yı yaratıyor aşık olduğu Mete ile. İşte bu güzel bayram gününde sizler için Toscana-Alaçatı'lı bu güzeller güzeli İtalyan kızını konuk ediyorum: Karşınızda renkli, başarılı, çok özel şeyler gerçekleştirmiş Alexandra La Capria Nisari...
-Türkiye'ye gelmeden öncesinden bahseder misin?
Tüm çocuklar gibi okula gittim. 16 yaşıma gelince tiyatro ve sinemayı çok sevdiğimi idrak ettim ve tiyatro okuluna yazıldım. 3 yıllık bir eğitimden sonra önce tiyatro ardından babam gibi film senaristliğine soyundum. Başarılı da oldum. 25 yaşımda bu mevzuda kurduğum firma ile epey yol aldım. Bu arada tiyatroda oynadım.

İLK GÖRÜŞTE AŞK
-Otel işletme merakın nereden geliyor?

1750 yılından kalma bir şaraphanemiz vardı ki burası aynı zamanda evimizdi. Toscana'nın o ünlü bağlarının ortasındaki bu mekanda seytinyağı da üretiyorduk. Epey büyük olan bu mekanın bir tarafını otel haline getirdik. Bu uğraşıları yaparken çok şey öğrendim, ki buralarda gerçekleştirdim bu görüşlerimi.
-La Capria?
Bir görüşte aşık olduğum Mete ile beraber olabilmek için yarattık burayı.
-Bu mimarlık, dekorasyon ruhu nerden geliyor?
Benimkini söyledim Toscana'daki bizim malikaneden. Mete'ninki de İstanbul'da 'Sofa' otelinin ortaklığından.
-Pizza'da iddialısınız...
Evet, O yüzden aşçımızla tanıştığında Mete söz verdi, "Gelirsen sana pizza ocağı yaptıracağım" dedi. Ve sözünü yerine getirdi. Arturo, harika bir aşçı, hele pizzada. Alaçatı'da bu konuda rakipsiz olacağımıza eminim.
-Süper fit'sin. Diyet mi?
Yemek hastası olduğum söylenemez. Ama çocukluğumdan gelen bir alışkanlığım var. Dans... 20'lerime kadar bale dersi aldım.
-Alışkanlıkların var mı?
Kitap okumayı, mutfakla ilgilenmeyi çok severim. Sıcağı çok severim, bu yüzden sıcak, tropikal ülkelere yolculuğa bayılırım. Araştırma için Hindistan gibi yerlere gitmeyi, bir de bol bol film seyretmeyi.
-Türkiye-İtalya arasında gidip geliyorsun?
Evet, burayı çok seviyorum. Ama İtalya'yı da terk etmem. Oranın yaşam stilini bırakmam. Yorucu ama seni her zaman yukarıya çekiyor. Türkiye vazgeçilmezim oldu. ikisi birbirini tamamlıyor. İtalya geçmişte yaşıyor, Türkiye ileriye doğru... Burada merak var, bizse tanışmaktan yoruluyoruz. Burada herkes birbirinin yardımına koşuyor, bizde şartlanıyorsun. Aile mevhumu da burada daha üst yerlerde.
-Hayalin var mı?
Hakiki bir İtalyan restoranı açmak.
-Alaçatı'da favorilerin neler?
Pazar... Pazara gitmeye bayılıyorum burada. İnan İtalya'da bu kadar bol ve güzel giysiyi bir arada göremezsin. Hele domates, şeftali, kayısı, incir... Bu harika renk ve tat cümbüşü nadir görülür...
-Kullandığın koku harika, hiç bilemedim?
Çok özel bir koku 'Pure Figo'

"Eski İzmir'in yeniden canlandırılması gerekiyor"
-İzmir?

Şahane bir şehir, üzüldüğüm bütün güzellikleri, o eski evleri, sokakları yok etmişler. Mutlaka eski İzmir'in yapılması gerekiyor. Yeniden canlanmalı, o zaman Kordon, Alsancak'ı gör, daha çok aşık olursun. İzmir'in halkına, havasına bayılıyorum. Dünya çapında sevilecek bir kent.

Sanat genlerinde var
-Hazır sinemadan laf açılmışken, annenden ve babandan biraz bahsedebilir misin?

Annem Ilaria Occhini 60'larında bir divadır. Mastroianni, Nino Manfredi gibi çok mühim aktörlerle oynadı. Visconti ile film çevirdi. Ferzan Özpetek'in 'Mine Vaganti' filminde oynadı ve önemli İtalyan ödülü David Di Donatello ödülünü aldı. Babam Raffaelle La Capria çok ünlü bir senarist. Fellini, Enno Flagano, Francesco Rosdi ile çalışmaları ve de 'Ferito A Morte'den ödülü var.

Favorileri Armani ve Valentino
-Moda ile aran nasıl?

Moda ile ilgilenirim. Hangi modacı desen, modanın merkezi bir ülkeden gelmeme rağmen, Armani ve Valentino favorimdir. Başkaları pek sarmaz beni. Ayakkabıya çok önem veririm. Sade bir kıyafeti her zaman ayakkabı tamamlar. Düşün çok şık giyinmiş bir kadın, altında çirkin veya uyumsuz ayakkabı...


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA