Mart ayı sadece baharın gelişini müjdeleyerek değil, art arda sıralanan festivallerin de coşkusuyla ayrı bir hava estiriyor İzmir'de... Sanat yaşamını bir türlü arzu ettiğimiz düzeye ulaştıramadığımız kentimizde, kültür kimliğimizi kabartan Mart etkinliklerinin değerini iyi bilmeliyiz. Haksız mıyım?
Geçtiğimiz hafta muhteşem bir gösteriyle kapılarını açan 'İzmir Avrupa Caz Festivali', 17'sine kadar Adnan Saygun Küçük Salonu'nda konserlerini devam ettirecek. O süredursun, diğer yandan ayın 11'inden itibaren kentin tüm salonları yeni bir heyecan dalgasıyla ısınacak. Merakla beklenen İzmir Uluslararası Kukla Günleri, yarın Sabancı Kültür Merkezi'ndeki kokteyl ve açılış töreniyle başlıyor. Ayın son bombası ise, Dünya Tiyatrolar Günü olarak kutlanan 27 Mart haftasında 'perde' diyecek Tiyatro Günleri...
***
Harika değil mi? Üstelik artsın eksilmesin, kültür sanat alanında bu Mart gerçekten bereket yağdırıyor. Nitekim yılın belki de en güzel sürprizlerinden birini, geçtiğimiz çarşamba akşamı Elhamra Sahnesi'nde yaşadık. İzmir Devlet Opera ve Balesi'nin davetiyle izlediğimiz Japonya'nın geleneksel gölge oyunu "Prenses Kaguya'nın Hikayesi", hepimizi bir buçuk saatliğine düşler alemine yolculuk ettirdi.
Perdede canlandırılan figürlerin yanı sıra, birbirinden ilginç kuklaların sahneye çıktığı gösteri, 7'den 70'e herkesi hayran bıraktı. Yeryüzünde belki de gölge oyunu kadar, her yaştan ve her kültürden insanı çekim alanına sürükleyen başka bir illüzyon sanatı yoktur. Ne yazık ki biz yıllardır bu ilginin kıymetini bilemedik ve kendi geleneksel gölge oyunumuzu Yunanistan'a teslim ettik.
***
Oysa Japonlar, geleneklerine nasıl da dört elle sarılmışlar ve yarattıkları tasvirlerle gölge oyununda çağ atlamışlar. "Prenses Kaguya'nın Hikayesi"ni izlediğinizde, bizim Karagöz ve Hacivat'ın, Japon gölge oyunu kahramanlarının yanında Taş Devri'nden kalmış gibi durdukları rahatlıkla fark ediliyor.
Japonlar kukla tiyatrosu ile gölge oyununun birleşiminden, anlatmaya sözcüklerin yetmeyeceği bir reji ortaya çıkarmışlar. Öyle olunca da, çocuğundan yaşlısına kadar tüm seyirciler sıkılmadan, aynı zevk ve heyecanla oyunu izlediler. Bu tiyatro ile dünyanın neresine gitseniz, ayakta alkışlanırsınız işte.
Helal olsun adamlara...
Kukla Günleri'ni mutlaka izleyin
Selçuk Dinçer'in direktörlüğündeki İzmir Uluslararası Kukla Günleri'ne, 11 ülkeden 20 kukla tiyatrosu grubu, 22 gösteri ile katılıyor. Almanya, Avusturya, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Fransa, İngiltere, İspanya, İtalya, Macaristan, Tayvan ve Türkiye'den kukla tiyatrosu grupları, İzmir'deki 25 salonda toplam 94 gösteriye imza atacak.
Festival, İzmirlilere görsel bir şölen sunmakla kalmayacak, Selçuk Dinçer'in yıllardır süren çabaları sayesinde, kukla sanatında İzmir'in bir sıçrama noktası haline geldiğini de gözler önüne serecek. Festival kapsamında, "Forum Bornova İlköğretim Okulları Kukla Tiyatrosu Yarışması" da yer alıyor. Ki bu etkinlik bile İzmir'de kuklanın öneminin kavranması ve okullarda eğitim aracı olarak kullanılması açısından bir kentlilik bilinci yarattı. Kukla Günleri'nde buluşmak üzere...