Geçtiğimiz hafta, cephede yiyecek bir lokma kuru ekmeği bile zor bulacak kadar sefalet içindeki Türk askerinin, dünyada eşi benzeri görülmemiş bir kahramanlık destanı yazdığı Çanakkale Zaferi'nin 95'inci yıldönümünü kutladık. Gelibolu'da vatanlarını korumak için denizi ve toprağı kanıyla sulayan şehitlerimizi saygıyla andık. Sonuçları açısından büyük önem taşıyan savaşta, Çanakkale'nin 'geçilmez' olduğunu dünyaya kabul ettirmenin bilançosu 250 bin şehitti. Bu yüzden onları unutturmamak ve yeni kuşakların da bu ülkenin nasıl savunulduğunu kavramalarını sağlamak adına ne yapılsa azdır. Hele her türlü değerlerimizin yozlaşmaya ve yabancılaşmaya başladığı bir dönemde, Cumhuriyet'in emanet ettiği kazanımlarımızı koruma bilincinin uyandırılmasına son derece ihtiyacımız var.
***
İşte sahip olduklarımızın değerini daha iyi bilmeyi sağlayacak o bilinç uyanışında, sanata da büyük bir pay düşüyor. Bu sorumluluğu yerine getirmeyi hiçbir zaman sektirmeyen ve özellikle tarihimizin önemli dönemeçlerini andığımız günlerde düzenlediği özel konserlerle o 'uyanışa' katkıda bulunan İzmir Devlet Opera ve Balesi, geçtiğimiz perşembe kentte ilk gösterimini sunduğu 'Şehitler Oratoryosu' ile tüylerimizi diken diken etti. Günün anlamına uygunluğu kadar sanat değeri de gayet yüksek bu eseri zengin bir kadroyla sahneye taşıyan İZDOB, Elhamra'dan mükemmel bir dinletinin keyfine vararak ayrılmamızı sağladı.
***
Hayran kaldığım librettosunu Kara Kuvvetleri eski Komutanı Orgeneral Aytaç Yalman'ın yazdığı ve Hasan Niyazi Tura'nın bestelediği 'Şehitler Oratoryosu'nun İzmir prömiyeri, protokol açısından kentin en ağır konuklarını ilk kez bir araya getirdi. Özellikle Sayın Valimiz Cahit Kıraç'ı göreve gelişinden bu yana ilk defa operada görmek sevindiriciydi. Bu tür eserler konusu ve melodik yapısı nedeniyle operaya kulak dolgunluğu olmayanlar için biraz ağdalı gelebilir. O yüzden Valimizin tüm opera konserlerini, dinleti açısından aynı zorlayıcılıkta görmemesini diliyorum. Kendisini, İzmir'i yurtdışında bile başarıyla temsil eden opera ve balemizin diğer konserlerine de ilgi göstermeye davet ediyorum. Örneğin ünlü bestecimiz Selman Ada'nın Nisan ayında tekrar gösterimi başlayacak 'Aşk-ı Memnu' operası, İzmir'de opera alışkanlığının ilk adımı olabilir. Bizden duyurması.
***
Bu arada o gece, Büyükşehir Belediye Başkanımız Aziz Kocaoğlu, Ege Ordu Komutanı Orgeneral Hayri Kıvrıkoğlu, Hava Eğitim Komutanı Korgeneral Ziya Güler, Güney Deniz Saha Komutanı Koramiral Kadir Sağdıç, Ege Ordu Komutanlığı'nda görev yapan üst düzey askerler ve oratoryonun yazarı Aytaç Yalman'ın da dinleyiciler arasında yer aldığını hatırlatalım. Bu güzel eseri kaleme alan Yalman Paşa'yı ve bestecisi Tura'yı kutlarım.
Elbette oratoryoyu seslendiren sanatçı ordusunun başarısına değinmeden edemeyeceğim. Solistleri, orkestrası, korosu ve çocuk korosundan oluşan iki yüzü aşkın sanatçının uyumu ve performansı son derece iyiydi. Konuk şef Erol Erdinç'in oratoryoyu yönettiği gecede, koroyu şef Caner Ruhselman, çocuk korosunu ise İsmail Bilen yönetti. Eserin anlatım bölümlerini Altuğ Dilmaç'ın yorumuyla dinlediğimiz konserde, solistler soprano Aytül Büyüksaraç, mezzosoprano Sevgi Yalçın, tenor Fırat Yalçınkaya ve bas Teyfik Rodos sesleriyle çok etkileyiciydiler. Emeği geçen herkese teşekkürler...