• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Tiyatro Günleri’nde tasarımcıların sergisi BÜLENT GÜRLÜK

Tiyatro Günleri'nde tasarımcıların sergisi

bulent.gurluk@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 30.03.2012, 00:00
İlk kez 'uluslararası' boyut kazandırılan İzmir Tiyatro Günleri'nin 27 Mart'taki törenine katılamadım. Gündüz çalışmak zorundaydım çünkü... Ama aynı akşam Ahmed Adnan Saygun'daki açılışta, İspanyol ekibin 'Ateş ve Kum' adlı muhteşem Flamenko danslarını kaçırmadım. İşte İzmir'de bir festival açılışının görkemi bundan aşağı kalmamalı. Başta Büyükşehir Belediyesi olmak üzere emeği geçen herkesi kutluyorum.
Ayrıca önceki yazımda değindiğim gibi, sadece o dans topluluğu ve İtalyan bir gösteri grubunun katılımıyla festivalin 'uluslararası' standarda ulaştığını söylemek iyimserlik olur. 30'unu dolduran Tiyatro Günleri için geç kalınmış bu çabayı, 'uluslararası' kimliğe geçişin adımları sayabiliriz. Nitekim özlediğimiz çapta bir tiyatro festivali için sponsor desteği şart. Kentin iş dünyası, bizden 16 yıl sonra tiyatro günlerine başlayan Adana'nın geldiği noktayı ibret almalı.
***
27 Mart akşamı İspanyolların dans gösterisinden önce, Adnan Saygun'un girişindeki sergi salonlarını gezdik. DEÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Tiyatro-Sahne Tasarım Bölümü öğrencilerinin eskiz, kostüm, kukla ve dekor maketlerinden oluşan sergisi muhteşemdi. Tiyatro Günleri boyunca bir bölümü Adnan Saygun'da, bir bölümü de İzmir Sanat Merkezi'nin fuayesinde sergilenen tasarımları mutlaka görmelisiniz.
Öğrencilerin eserleri karşısında, hayallerine ve yeteneklerine şapka çıkarmamak mümkün değil. Eşim Derya'nın operacı gözüyle en çok dikkatini çeken nokta ise, belli bir düşünce akımının etkisindeymişçesine çoğunun tasarımında derin bir koyuluk ve karanlığın hakim olmasıydı. Sanıyorum çağımızla etkileşimin, öğrencilerin iç dünyasına izdüşümü pek parlak değil. Ki bunun da yorumlarına yansıması normal.
***
Ben her ne kadar yazarlık mezunuysam da, bizim GSF'nin en önemli sanatçılarını Sahne Tasarım Bölümü'nün yetiştirdiğini inkar edemem. Oradan çıkan arkadaşlarımız, ülkenin her yanındaki devlet ve şehir tiyatroları ile opera bale kurumlarının yükünü omuzlamıştır.
Kendileri belli bir bölgeye bağlı kalmaksızın, o kentten bu kente cirit atarak birçok oyunun tasarımlarını hazırlamaktadır. Sürekli dolaşmaktan ve zamana karşı yarışmaktan, birçoğu düzenli bir hayat bile kuramamıştır.
Üstelik bu yoğun tempoya, bütçe kısıtlamalarına, çalıştıkları atölyelerin ve sahnelerimizin fiziki yetersizliklerine rağmen harikalar yaratmaktadırlar.
Dokuz Eylül çıkışlı tasarımcılardan Nursun Ünlü, Tayfun Çebi, Funda Çebi, Gürcan Kubilay, Sevtaç Demirer, Efter Tunç, Murat Gülmez, Gülay Korkut, Kaan Güreşçi, Çağda Çitkaya gibi isimlerin üretimlerini yıllardır hayranlıkla izliyorum.
***
Adnan Saygun ve İzmir Sanat'ta çalışmalarını incelediğim sahne tasarım öğrencilerine bir tavsiyem var.
Şu anda sinema dünyası gibi sahne sanatlarında da teknolojinin kullanımı büyük bir ilerleme kaydediyor. Bu yüzden eğitimin yanında tüm opera ve tiyatroları, hatta dünya sahnelerindeki gelişmeleri takip etmeye çalışın. Mezzo Kanalı'nda, Avrupa'nın en önemli operaları yayınlanıyor. Çağdaş rejilerde, renk, ışık ve görüntü oyunlarıyla nasıl bir görsel şov yaratıldığını, hangi teknik imkanların kullanıldığını görmelisiniz.
Fark ettiğim kadarıyla sergideki tasarımlarınızda ışık ve görüntü kullanımı oldukça geri planda kalmış. Geleceğe hazırlanıyorsanız, bu yönünüzü geliştirmek zorundasınız. Yeni yöntem ve yorumları yalnızca derslerde öğrenmek mümkün değil çünkü...



Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA