İki hafta önce, İzmir'den başlatacağı konser serisi için Amerika'dan gelen keman virtüözümüz Burcu Göker'i anlatmıştım size...
İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı'nda henüz 14 yaşındayken, büyük yeteneği görülerek Eczacıbaşı bursuyla Fransa'ya eğitime gönderilen Burcu Göker, şu anda ABD'de doktora kariyeri ile sahne hayatını birlikte sürdürüyor.
Orada evlendiği başarılı piyanist Eric Jenkins'le dünyanın birçok yerinde resitaller veren kemancımız, her yıl kendi ülkesini de ihmal etmeyerek çeşitli illerimizde konserler düzenliyor.
***
Nitekim genç ikili, 12 konserlik programlarına start vermek üzere geçtiğimiz hafta İzmir'e geldi. Ve 4 Mayıs'ta, turne yolculuğunun ilk durağı olan Karşıyaka Opera Salonu'nda izleyiciyle buluştular.
O gece hepimiz, Burcu'yu 'Kemanın Genç Divası' ilan eden otoritelerin sesine kulak vermek gerektiğini bir kez daha anladık.
Yeteneği, yorumu, özgüveni, izleyiciyle sıcak teması ve sahne pırıltısıyla, 'dünya sanatçısı' kimliğini yakasında taşıyan bir virtüöz vardı karşımızda.
8 yaşından bu yana kemanıyla beslenen ve 14'ünde kendini dünya sahnelerinde bulan sevgili Burcu'nun duruşundaki olgunluğu görmeliydiniz.
Yeteneğinin yanında, klasik müziğin ciddiyetinden sapmayan solistik nüvesi, hiç şüphem yok ki Burcu'nun hayatı boyunca 'diva'lığını korumasını sağlayacaktır.
***
Resitallerinde elbette iş sadece Burcu'nun başarısıyla bitmiyor. Keman-piyano evliliğinin yarattığı uyum sahneye öyle bir yansıyor ki, Burcu ve Eric'in eşdüşünsel bir akortla çaldıklarını hissediyorsunuz.
Eric Jenkins, parmakları piyanonun üzerinde kuş gibi gezinen tuşesiyle, gelişmiş vibratosuyla ustalığı yadsınmayacak bir piyanist. Sahnede sevgi dolu bir enerji ve sanatlarını büyüten bir sinerji yaratıyorlar.
Eric de eşi Burcu gibi akademik kariyerini sürdürüyor. Ve Amerikalı sanatçı, bizimkilere ders verircesine, doktora tezinde ünlü bestecimiz Ahmed Adnan Saygun'un eserlerini inceliyor.
Hani o aydınlığı 'ekran maymunluğundan' ibaret kimi şahısların, besteciliğine dil uzatmaya kalkıştıkları Türk Beşleri'nden Adnan Saygun'un...
***
O geceki etkinliğe Mozart'ın keman ve piyano sonatıyla başlayan ikili, Johannes Brahms, Maurice Ravel ve Joaquin Turina'nın eserleriyle devam etti.
Son olarak da aykırı bir çağdaş besteciye geçerek, Amerikalı Paul Schoenfield'ın, sırasıyla 'Samba', 'Tango', 'Tin Pan Alley', 'Square Dance' adlı bestelerini yorumladılar.
Ünlü klasikçilerin ardından, Schoenfield'in bölüm başlıklarından da anlaşılacağı gibi Latin dans figürlerini keman ve piyanoya uyarladığı hareketli müzikleri, finalde romantizmin esintisine dönüştü.
***
Burcu Göker ve Eric Jenkins, resital sonrasında dinmeyen alkışlara kayıtsız kalmadı. Bis yapmak üzere yeniden sahneye gelen çift, sürprizini sürdürerek, ünlü kemancımız Cihat Aşkın'ın düzenlediği Sarı Gelin ile Mehmet Efe'nin aranje ettiği Silifke Türküsü'nü seslendirdi. Böylece kendi coğrafyamızın ezgileriyle keyfimiz katmerleşerek çıktık salondan.
Konser sonrasında uzun uzun sohbet şansı bulduğumuz Burcu Göker, son derece sempatik, güzel ve alçakgönüllü bir insan. Eşi Eric de yabancılık çekmesine karşın gayet sıcakkanlı.
***
Bu arada sevgili Burcu'nun annesi Oya Hanım'ı da ayrıca kutlamak gerekiyor. Kızını 14 yaşında Avrupa'ya gönderme cesaretini gösterdiği gibi, onu hayatının hiçbir aşamasında yalnız bırakmadığı ve her yönüyle desteklediği için...
İktisat eğitimi almasına rağmen evlerinde her zaman klasik müzik dinlendiğini söyleyen Oya Hanım, kızı Burcu'nun da bu müziğe eğiliminde ve yeteneğinin ortaya çıkmasında en büyük pay sahibi. Keşke her aile, çocuklarının becerilerini fark etme ve onları doğru yönlendirmede aynı sorumluluğu sergileyebilse.
Son notum, 4 Mayıs'ı kaçıranlara. Burcu ve Eric, 15 Mayıs'ta Adnan Saygun, 17'sinde ise Mötbe Kültür Merkezi'nde tekrar İzmirlilerle buluşacak.
Bir kenara yazın.