Onun klasik piyano yeteneğinin yanı sıra, 'caz' melodileri ve vokalistliğiyle Adnan Saygun'da tanışmıştım. Mayıs sonuydu, Işılay Saygın'ın başkanı olduğu Uluslararası Kadınlar Dayanışma Derneği'nin yararına düzenlenen konserde, klasikten caza uzanan bir repertuvar yelpazesiyle dinleyicileri hayran bırakmıştı genç piyanist Ezgi Serim...
Tuşelerindeki yumuşaklığı, sahne sempatisi ve notalardan yükselen duygu dalgalarıyla bir anda salonu dolduranları yüreğinde buluşturmayı başarmıştı. Hele çaldığı caz parçalarına vokallik etmesi, dinletiyi katmerli bir müzik ziyafetine dönüştürmüştü.
***
Ben de o konserden sonra öğrendim. Dokuz Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuvarı'nda liseyi bitirdikten sonra eğitimini Almanya'da sürdüren Ezgi Serim, Franz Liszt Weimar ve Nürnberg Müzik Yüksekokulu'nu 'piyano solisti' olarak iyi dereceyle tamamlamış. Bununla yetinmeyerek caz virtüözlüğünde de kendini geliştirerek genç yaşında iki kulvarda birden sanat basamaklarını tırmanmaya devam etmiş.
Kendisini geçtiğimiz cuma gecesi, Urla'nın Yağcılar köyünde yeşilin ve denizin ayaklarınıza serildiği Urla Bağevi Butikotel'de tekrar dinleme ve yakından tanıma fırsatı bulduk.
***
Urla'da nefis bir doğa cennetinin ortasına süs gibi yerleştirilmiş Bağevi Otel'in sahipleri Sema ve Mehmet Serhat Akbay çifti, yabancıların da yer aldığı seçkin bir davetli grubunun katıldığı dinletide sevgili Ezgi'yi bizlerle buluşturdu.
Yağcılar'a, yeşillikler içinden kıvrılarak tepeye ulaşan bir orman yoluyla varılıyor. Taştan yapılmış, 6 odalı otelin tasarımı da sahibi mimar Serhat Akbay'a ait. Denize inen ağaçlık bir yamacın kucakladığı otelin panoraması muhteşem. Sema Hanım ve Serhat Bey, geçtiğimiz Mayıs'ta açtıkları otelleriyle sadece Urla turizmine ayrıcalık kazandırmakla kalmamış, sanata da kapılarını sonuna dek açarak ilçeye kültürel bir hareketlilik katmayı amaçlamışlar.
***
Bağevi Otel'in, manzarayı kaçırmayacağınız her yanı camla kaplı gayet şık bir salonu var. Ressam Tuncay Topçu'nun, eski evlerin dokusunu bozmadan restore edilmesini teşvik eden 'Eski Ev Yeni Sanat' etkinliğine de geçtiğimiz Eylül'de bu salon ev sahipliği etmiş. 'Uluslararası Sanat Kampı' kapsamında birçok yerli yabancı ressam otelde hünerlerini sergilemişler. Yine Aralık ayında, Bağevi'nin salonu ünlü ressamların atölye çalışmalarına ayrılacak.
Genelde müşteri çekmek için sulu zırtlak bir popülizmin tercih edildiği işletmecilik anlayışının tersine, Urla'yı güzel sanatlar ve doğasıyla soluma fırsatı sunan yaklaşımlarından ötürü, Sema Hanım ve Serhat Bey'i kutluyorum. Sanatseverliklerini, renkli etkinliklerle sürdürmelerini gönülden diliyorum.
***
O gece piyano başına geçen Ezgi'nin, klasiklerden başlayıp caza uzandığı dokunuşları ve şarkıları davetlilere keyifli bir gece yaşattı. Sadece tınılarıyla değil, pozitif enerjisi, neşesi ve ışıltısıyla da kalbimizi fethetti sevgili Ezgi...
Dinleti öncesinde ve sonrasında uzun uzun sohbet ettiğimiz Ezgi'nin mesleki ciddiyetine, genç yaşta böylesine sarsılmaz özgüvenine ve sanat bilincine hayran kaldım. Sıcaklığı ve mütevazılığıyla insanda iz bırakan Ezgi, müziğini icra etme konusunda ise kılı kırk yaran bir özen ve hassasiyete sahip. Eğitimini aldığı klasikçiliğin yanına 'cazcı' kimliğini de etiketlemek için var gücüyle çalışıyor.
En büyük şansı ise, onu gölge gibi takip eden, arkasından hiç çekilmeyen ve destekleriyle sürekli besleyen ailesi. Yemekte aynı masayı paylaşmaktan mutluluk duyduğum, ikisi de müzik öğretmeni olan anne ve babası, Ezgi'nin hem insan hem de sanatçı yönüyle ne kadar gurur duysalar az...