• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Kişilik değişikliği depresyon belirtisi FİLİZ İÇKE ÖNAL

Kişilik değişikliği depresyon belirtisi

filizicke@hotmail.com Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 18.11.2009, 00:00
Sessiz sakin, uyumlu kişiliğiyle tanıyıp sevdiğiniz bir aile büyüğünüz birden olur olmaz her şeye sinirlenmeye başladıysa dikkat! Yaşlılık depresyonuna yakalanmış olabilir

Yaşlı psikiyatrisi alanındaki çalışmalarını Amerika'da sürdüren Doçent Doktor Çağrı Yazgan, röportajımızın dünkü bölümünde sosyal hayatın içinde kalmanın yaşlılıkta ruhsal ve bedensel sağlık açısından çok önemli olduğuna dikkat çekmişti. Ne yazık ki ülkemizde bunun önünde çeşitli engeller var. Özellikle büyük şehirlerde yaşlıların sosyalleşebileceği kurumlar sayıca çok az. Kadınlar için ev gezmeleri, erkekler için kahvehane ve camiler dışında bir seçenek neredeyse yok gibi. Peki yaşlılar dışarı çıktığında ne ile karşılaşıyor? Depresyona giriyorlar mı? Bugün de bunları konuştuk.
-Delik deşik yollar, yanmayan sokak lambaları, sorumsuz sürücüler, kapkaç tehlikesi... Yaşlısınız ve bütün bunları aşıp bir kafeteryaya oturmayı başardınız. Bu sefer de etrafta "Bu amca/teyze burada ne arıyor?" bakışları..
Haklısınız. Ne yazık ki zeka özürlü çocuğunu çıkaranlar da aynı şeyle karşılaşıyor. Genç sakat insanlar için de geçerli bu durum. Kimse toplumda, işlevselliği azalmış insan görmek istemiyor nedense.
-Çok acımasız bir eleme değil mi bu? Böyle bir tepkinin altında nasıl bir psikolojik neden yatabilir?
Herkes kendisine yeteri kadar ilgi gösterilmediğini, hayatını gereği gibi yaşamadığını düşünüyor herhalde. Eksiklik hissi var ve insanlar insanca yaşamdan çok fazla yararlanamıyorlar. Hal böyleyken, çevrede bunları görmek de istemiyor olabilirler. Belki de başlarına gelmesini istemedikleri şeylerle yüzleşmek istemiyorlar. Gerçekten çok emin değilim bu tavrın altında ne olduğuyla ilgili olarak.
Herkes için ayrı bir sebep de söz konusu olabilir. Bir de böyle alıştırılmamışız. Batı toplumu, gönüllülüğün çok yaygın kullanıldığı bir toplum. Ben Amerika'da hastanede 11 yaşındaki çocuğun gönüllü kıyafetleri ile çalıştığını görüyorum. Ayrıca bu özendiriliyor da zaten. İleride üniversiteye girmek için hangi sosyal kulüpte çalıştığınızı, hangi gönüllü işlerde görev aldığınızı soruyorlar. Orada üniversiteye sadece sınavla girilmiyor, topluma yaptığınız katkı da etkili oluyor. Orada yaşlılar da gönüllü oluyor. Kurumlarda, özelikle hastanelerde ve huzurevlerinde çalışıyorlar. 75 yaşındaki bir yaşlıyı size yol gösterirken görmeniz mümkün. Para beklentisi yok, hedef hala işe yaradığını hissetmek. Ve gerçekten aslında pek çok yaşlının ekonomik durumu da pek parlak değil Amerika'da.
-Batı toplumu dediniz de. Avrupalılar, emekli olduktan sonra dünyayı geziyor. Bizde ise bırakın dünyayı, Türkiye'yi gezmemiş yaşlılarımız var...
Türkiye'de de dünyayı gezen yaşlılar var muhtemelen. Buna karşılık Amerika'da benim bulunduğum şehirden çıkmamış yaşlılar var. O kadar da kendimizi küçük görmeyelim. Avrupa'da veya Amerika'da da yaşlıların durumu dışarıdan göründüğü gibi parlak değil. Türkiye'nin ekonomik durumuna göre, dünyayı gezmiş, ekonomik refah seviyesi yüksek, dünyayı gezmiş yaşlıların sayıca az olması beklenebilir. Bununla beraber
hala işlevselliğini koruyan yaşlılarımız, dünyadaki yaşıtları gibi gönüllülük işlerinde çalışabilirler. Bu hem ekonomiye ve sosyal hayata, hem de yaşlının maneviyatına olumlu katkı sağlar.
-İzmir'de sıkça görüyoruz; 75-80 yaşlarındaki turistler, sabahın erken saatlerinde otelin önünde otobüs için toplanmışlar.... Hepsi dinç ve sağlıklı görünüyor. Yeni yerler görecek olmanın heyecanı yüzlerinden okunuyor. Bizimkiler evden çıkmak istemiyor. Ekonomik durumu iyi olan bile...
Böyle bir alışkanlık yok çünkü. Sonuçta bu durum gençler için de çok farklı değil sanırım. Muhtemelen daha gezmeye meraklı bir ailenin bütün bireyleri geziyordur. Aile ile de ilgili. Türk aile yapısında var bu kapalılık. Dışarıda yemek yeme kültürü yok mesela. Amerika'da haftada 3-4 gün dışarı çıkar insanlar. Misafiri evde ağırlamak da ayrı bir meziyet olarak düşünülebilir tabii. Bunun da bir işlevselliği var; yemek yapıyor olmak da iyi ama dengeyi bulmak lazım.
-Yaşlılık depresyonu nedir ve bildiğimiz depresyondan farkı nedir?
Psikiyatrinin kullandığı depresyonun kriterleri vardır ve bu kriterleri tutturan kişilere depresyon tanısı konur. Bilim insanları, bildiğimiz depresyon belirtileri ile yaşlılıkta depresyonu taradıkları zaman, yaşlılarda depresyon daha az bulunmuş. Oysa yaşlılar için ayrı kriterler geliştirilebilse, yaşlılıkta depresyonun hiç de az olmadığı görülür. Ama henüz dünyada böyle kriterler yok. Gençlerden farklı belirtilere baktığınız zaman;
* Bellek sorunları ile ilgili bunamaya benzer bir tablo
* Bedensel olarak içe dönmek, bedensel yakınmalarla yoğrulmak
* Daha çok içe kapanmak, kendine dönmek.
* Eve kapanmak
* Umutsuzluk, yaşlının gelecekle ilgili bir beklentisinin kalmamış olması. (Umutsuzluk, gençlerde de olabilir ama yaşlıda depresyon tanısı için umutsuzluk şart.)
Ayrıca yaşlılıkta iki türde depresyon görülebiliyor:
* Geç başlangıçlı depresyon
* Geçmişten gelen, tekrarlayan depresyon
Depresyon tekrarlayan bir rahatsızlıktır. Kişi 20 yaşında hastalanır, tedavi görür iyileşir.. 50 yaşında, 80 yaşında tekrar depresyona girebilir. Bir de beyindeki hasarlarla ortaya çıkan geç yaş depresyonu var. Beyindeki birtakım değişikliklerle, fark edilmeyen veya gözle görülen bunama ile beraber görülen, inmelerle ortaya çıkan depresyonlar bunlar. Geç yaş depresyonu daha ağır yaşanır. Motivasyon kaybı, duyarsızlık, kişilik değişikliği yani eskiden sinirli olan bir adam birden munis bir adama dönüyebilir veya tam tersi görülebilir. Kişilik değişikliği de yaşlılıkta önemli bir depresyon belirtisidir.
-Yaşlının depresyonda olup olmadığımı nasıl anlıyorsunuz? Görüşmelerde kullandığınız kilit sorularınız var mı?
Bunama yoksa, depresyon tanısı normal psikiyatrik görüşme sonrasında konur. Aileden alacağımız öykünün de çok büyük önemli var. Yaşlılar genellikle "Üzgün müsünüz?" gibi sorulara "Evet, tabii çok üzülüyorum, üzüntü içindeyim" diye cevap vermezler. Çünkü depresyonda olduklarını kabul etmezler. Tam tersine "Yoo, gayet iyiyiz, her şey yolunda" derler sıklıkla.

Hastalıkla damgalanmak istemeyecektir

-Yaşlılar neden depresyonda olduklarını kabul etmek istemezler?

Depresyon yaşlılar için daha büyük bir damgalama. O yüzden kabul etmek istemiyorlar. Sonuçta birçok şeyi kaybetmişsin, ruhsal sorunun olduğunu kabul etmek ikinci yenilgi anlamına geliyor. Birçok tıbbi sorunun var zatenb Ayrıca depresyon birçok tıbbi hastalıkla da yakından ilişkili. Hastalıkların ortaya çıkması da ayrı bir stres faktörü yaşlılıkta.

Anneniz yemek yapmak istemiyorsa...
-Yakınımızdaki yaşlılarda hangi ipuçlarından anlayabiliriz depresyonu?

* En önemli ipucu kişilik değişikliğidir. Daha önceden çok konuşkan, girişken bir insanken birdenbire içe kapanmışsa,
* İşlevselliğinde bir gerileme varsa; yemek yapıyor durumdayken artık yapmak istemiyorsa veya beceremiyorsa,
* Parasını idare etmekte zorlanıyorsa
* Çocuklarının evine gitmek istemiyorsa, "Ben gelmeyeyim, siz gelin" demeye başlamışsa
* Düzeninde bir farklılık hissediyorsanız (Yaşlılar düzenlerini bozmak istemezler. Yeniliklere açık değildirler çünkü alışamama korkusu yaşarlar.)
Depresyon varlığından şüphelenmek gerekir.

YARIN: HUZUREVİ Mİ, EVLATLARIN YANI MI? YAŞLILIKTA İNTİHAR RİSKİ NEDİR?
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA