• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Şikayetleriniz başlamadan doktorunuza başvurun FİLİZ İÇKE ÖNAL

Şikayetleriniz başlamadan doktorunuza başvurun

filizicke@hotmail.com Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 20.01.2013, 00:00
Profesör Doktor Erkin Kır, "Göz sağlığını korumak isteyen şeker hastasının öncelikle yapması gereken, görmesinin bozulmasını beklemeden göz kontrollerine başlamak ve şeker seviyesini istenen düzeyde tutmaktır" diyor

Özellikle fazla kilo, hareketsiz yaşam, genetik yatkınlık gibi sebeplerle ortaya çıkan Tip 2 Diyabet, ülkemizde ne yazık ki giderek yaygınlaşıyor. Hastalık başlangıçta ağrı sızıya yol açmıyor, yaşam kalitesini düşürmüyor gibi görünse de, kontrol altına alınmazsa zaman içinde kalp, böbrekler ve gözler başta olmak üzere bütün organları etkiliyor.
Aydın Göz Hastanesi hekimlerinden Prof. Dr. Erkin Kır, "Şekerin görmede yol açtığı problemlerle savaşmak için elimizde iki silahımız var: Lazer tedavileri ve vitrektomi ameliyatı. Ancak bu yöntemlerle, görmedeki kayıpları geri getirmek mümkün değil. Hastalığı hangi aşamada yakalarsak orada durdurmaya, görmeyi hangi safhada bulduysak o safhayı korumaya çalışıyoruz. Bu nedenle hastaların, görmelerinin bozulmasını beklemeden başvurmaları çok önemli" diyor.

YENİ DAMAR OLUŞUMLARI
-Şeker, gözleri ne zaman etkilemeye başlıyor?

Şeker hastalığı, tanı konulduktan ortalama 5 yıl sonra gözleri etkilemeye başlıyor. Ancak burada sorun şu: Tanı konulduğu anda, kişinin kaç yıldır şekter hastası olduğu aslında tam olarak bilinmiyor. Bu süre bir yıl da olabilir, o anda tanı konmuş olabilir ya da üzerinden 5-10 yıl geçmiş olabilir. Bu nedenle şeker tanısı konulduğu anda tüm hastalar göz muayenesi olmalı. Eğer bu muayenede bir sorun saptanmazsa, göz bulguları normalse bu hastalar yılda bir kez muayeneye çağırılır. Yılda bir kez yapılan bu muayenelerde şekere bağlı etkilenmelerin ortaya çıktığı görülürse de hastanın o anki durumuna göre kontrol sıklığı 3 ya da 6 ayda 1'e düşürülür.
-Bu etkilenme nasıl oluyor?
Şeker hastalarında iki temel etkilenme oluyor: Yeni damar oluşumları ve öncesinde de damar genişlemeleri. Hastalık önce küçük damar genişlemeleri ile başlıyor, sonra da yeni damarlar oluşuyor. İlk dönemde, yani küçük damar genişlemelerinin olduğu dönemde, damar içindeki serum damar dışına çıkıyor ve ödem dediğimiz tabloyu ortaya çıkarıyor. Ödem, görmeyi sağlayan hücrelerin fonksiyonunu bozuyor. Bu da görmeyi düşürüyor. Bu dönemde lazer yapılabilir ya da gözün içine ilaç tedavileri uygulanabilir.
Bundan sonraki aşamada, düzensiz şeker ve tansiyonla beraber gözün arkasında yeni damar oluşumları görülebilir. Yeni damar oluşumundan dolayı gözün içinde kanamalar olabilir ve birtakım zarlar oluşur. Bu durumda hastanın görme kalitesi aniden veya yavaş yavaş düşer.
Bu dönemde de yine lazer tedavileri çok önemli. Bunun dışında oluşan zarlar ameliyatla alınabiliyor ya da gözün içinde kanama oluşmuşsa, ameliyatla kanın temizlenmesi gerçekleştiriliyor.

TEDAVİDE ALTIN STANDART
-Göz içindeki kanama, dışarıdan bakıldığında belli olur mu?

Hayır. Hasta görmesini kaybetmesiyle bunu hissedebilir. Ama daha kötü bir durum var. Hasta son evreye gelene kadar görmesi çok iyi olabilir. Yani aslında gözün durumu çok ağır olabilir ama hasta bunu hiç fark etmeyebilir. Şeker hastalığının zar oluşumu ve yeni damar oluşumundan sonra göze olumsuz etkilerinin bir sonraki aşaması da şu: Yeni damar oluşumları gözün önüne doğru geliyor. Göz tansiyonunun yükselmesine yol açıyor. Göz kızarıyor ve çok ağrılı bir hale geliyor. Bunu önlemenin yolu lazer tedavilerinden yararlanmak, gerekirse ameliyat olmak, gereken kontroller ve tedavilerin zamanında yapılması. Takibe gelen hasta çok ama gelemeyen de çok. o yüzden çok dikkatli olmak gerekiyor. Lazer tedavileri bu konuda dünyada altın standart olarak kabul ediliyor.
-Lazer tedavileri, hastaya nasıl fayda sağlıyor?
Lazer tedavileri ile, hastalık hangi aşamada yakalandıysa orada durdurulmaya, görme hangi safhada bulunduysa o safha korunmaya çalışılır. Varolan durum korunmaya çalışılır yani.
Buradaki en önemli silahımız ise lazer. Hastada ödem olduysa bir defa, yeni damar oluşumları başladıysa her iki göze ortalama dörder defa lazer yapılması gerekiyor. Yeni damar oluşumları olan ve lazer yapılmayan bir gözde, hastalığın körlükle sonuçlanması çok uzun sürmüyor ne yazık ki.

VİTREKTOMİ AMELİYATI
-Vitrektomi ameliyatı hakkında bilgi verir misiniz?

Vitrektomi, 0.8-1 milimetrelik üç küçük kesi ile yapılan bir ameliyat. Bu ameliyatla gözün içerisinde bulunan sıvı alınıyor, kanama ve zar oluşumları temizleniyor. Ameliyat sırasında lazer yapılıyor ve bazı durumlarda gözün içerisine gaz ya da silikon dediğimiz maddeler konuyor. Gaz konursa alınmıyor. Çünkü kendi kendine göz içerisinden emiliyor. Silikon konulursa da 3-6 sonra başka bir ameliyatla alınıyor. Gaz konulmasının en önemli avantajı, ikinci bir ameliyata ihtiyaç olmaması. Dezavantajı ise bu hastalar ameliyattan sonra erken dönemde uçağa binemezler, yüksek rakımlı yerlere çıkamazlar. Çünkü gazın genleşme potansiyeli var ve göz tansiyonunun çok yükselmesine yol açıyor.
-Hastalar vitrektomi ameliyatına ne tür şikayetlerle giriyorlar ve ameliyattan sonra nasıl bir değişim yaşıyorlar?
Eğer hasta göz içi kanaması ile gelmişse, kanama temizlendikten sonra, kanama öncesi görmesine kavuşabilir. Çok geç dönemde gelenler, gözün içerisinde ağ tabakada zar oluşumu ile beraber yırtık olan hastalar, eski görmelerine kavuşamayabilirler. Bu durumdaki hastalara "Görmenizi korumak, daha kötü olmasını önlemek için bu ameliyatı öneriyoruz" diyoruz. Yani ameliyat bazı durumlarda görmeyi artırıyor, bazı durumlarda da görmeyi korumak için yapılıyor.

DOĞRU ZAMANLAMA
-Vitrektomi adayı şeker hastalarının, görmede ne gibi şikayetleri oluyor?

Aslında düzenli kontrolleri önermemizin amacı şu: Şekerin gözde yaptığı tahribatı, son aşamaya gelene kadar fark etmeniz mümkün olmayabilir. Yine de bazı hastalar bu kontrolleri aksatabiliyor ve "Benim aslında zaman zaman görmem dalgalanıyordı, bulanıklaşıyordu ama 15-20 gün sonra açılıyordu. Ben de bunu önemsemiyordum" diyebiliyor. Aslında bu hastalar, yeni damar oluşumları nedeniyle kanayan hastalar. Kanıyor ve kendi kendine geçiyor. Mühim olan aslında o kanamaların olduğu dönemde lazer yapmak. Eğer hastanın gözü kanama nedeniyle hiç açılmıyorsa, vitrektomi o zaman gerekiyor. Bazı hastalarda da tam olsa bile görmesi o zarları oradan almak ve lazer yapabilmek için yine vitrektomi yapmak gerekiyor. Bu nedenle hasta ne zaman vitrektomi yapılması gerektiğini bilemez. Tek yapması gereken rutin kontrol.
-Şeker hastalığı, her iki gözü de aynı anda mı etkiler?
Genelde iki göz beraber etkilenir. Ama bir gözde daha ağır, bir gözde daha hafif tutulum olabilir.
-"Şeker hastasıyım, bugüne kadar düzenli göz kontrolü yaptırmadım. Şeker tanısının üzerinden epey zaman geçti, görmem de problemli. Bu saatten sonra yapılacak tedaviden fayda görür müyüm?" diyen hastalar için durum nedir?
Her hastanın şansı olabilir. Hiçbir şey yapılamayacak hastalar var ama göz için öyle hastalar var ki 5 yıldır görmüyor, ameliyatta kanama temizleniyor ve en azından kendi günlük yaşamını idare edebilecek kadar bir miktar görmesi olabiliyor. Hiçbir şey yapılamayacak hastalar var ama tedaviden fayda görebilecek hastalar da var. En azından bu şansı kaçırmasınlar.

Şeker kontrol altına alınmalı

Prof. Dr. Erkin Kır, şeker hastalığının görmeye verdiği zararı durdurmak için yapılan lazer tedavileri ve ameliyatın çok önemli olduğunu, ancak yeterli olmadığını şu sözlerle anlatıyor:
"Burada en önemli unsurlardan biri de hastanın şekerinin nasıl gittiği. Çünkü bir taraftan şeker, mevcut durumu bozuyor bir taraftan da doktorunuz bu durumu iyileştirmeye çalışıyor. Bu savaşı iki taraf da kazanabilir. Bu nedenle hastanın şekerini istenen seviyede tutmak için çaba göstermesi çok önemli."



Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA