Sadece darı, turşu suyu ve Veli Usta dondurmayı arka arkaya tüketip ishale bağladığımız Çeşme değil... (Kızgın güneş altında Mohito ile kafa bulunan, plajlarda loca kapatıp onbin kayme patlatan kodaman İstanbullu'ların Çeşme'si )
Büyük Plaj haricinde bir de Altın Yunus'u olan ve kumda timsah yatışı yapıp cabrio (üstsüz) turist abla kestiğimiz Çeşme değil. (Pür makyaj, silikon boya, eller havaya yapan after party kızlarının Çeşme'si)
Altın Yunus'ta boncuk sistemiyle ilkel alışveriş yaparken kızılderili gibi hissettiğimiz ve akşam beş çayının yanında mutlak lokma tatlısı yenen, ailelerin Çeşme'si değil (Balık yemeye bir hafta öncesinden rezerve yapılan ve ne yersen ye sezonuna göre kafa başı yüz liradan aşağı olmamak kaydıyla kesildiğin fikse olmuş bir Çeşme)
Biraz karanlık ve tenha diye çocukken içinden bile geçmek istemediğimiz Alaçatı'ya sahip Çeşme değil (Kendi ünü Çeşme'yi sollayan, Arnavut kaldırımlarında yüksek ökçeli bacaklarını kırasıca yanık tenli yerli dilberlerin gezdiği, haftasonu İzmirlinin kaçtığı, para musluklarının İstanbul'a aktığı, sörfü bile eskisi kadar sallamayan Alaçatı'nın Çeşme'si)
Ilıca'daki şantiye villaları haricinde bulabileceğin az sayıdaki evin bahçelerinde domat yetiştirilen Çeşme değil (dev yapı şirketlerinin arka arkaya yaptığı, Miami'de iki villa alacak fiyata ve dizüstü bilgisayar ebadında bahçeye sahip, komşunla French kiss mesafesinde gezdiğin rezidanslar Çeşme'si)
Şimdi Çeşme eski Çeşme değil ama eskisinden daha bir Çeşme galiba... Biz yerlisini artık fazla bulan, anahtarını İstanbullu valeye (!) teslim ettiğimiz Çeşme, başka işlere de yarıyor.
Geçenlerde biri, Facebook'ta bir fotoğraf paylaşmış ve Gündoğdu'da eylem yapacak adam kalmadığından yakınmış. Ee, bizim eylemimiz de kimse kusura bakmasın, sezon sonu indirimine giriyor. Çeşme sezonu açıldı mı bizim gözümüz daha da bir şey görmez. Ne diyelim? 'Direngezi' diye başlık açıyorlar ya twitter'da... Zamanı geldiğine göre yeni başlık da benden olsun: Bu kalabalığa 'Dirençeşme'!
Düğün mevsimi açıldı
Malum, yazın düğün mevsimi de açılıyor. E, dolayısıyla Çeşme Ilıca plajında kısa boylu damatların ister istemez kuma gömüldüğü, gelinin de gelinliğin canına okuduğu plajda gelin fotoğrafı çektirme eziyeti başlıyor... Av sezonu gibi bu mevsimin de kendine özgü kuralları vardır ki onlar olmazsa bunun bir Türk düğünü olup olmadığı tartışılabilir.Misal,
- Klasik parçalarla son derece asil bir şekilde başlayıp Ankara havası ile geceyi sonlandıran detone orkestra
- Pek çok orta bütçeli düğünde ana yemek olarak ismi ne kadar havalı olursa olsun önünde sonunda bildiğin tavuk
- Müstakbel eşinin zorlamasıyla bu geceye özel dans dersi alan ve ilk ve son kez bu hünerlerini sergileyen, düğünden sonra da 'Bu hafta dans dersine gitmiyor muyuz?' diye soran karısına 'Ne dersi la!' diyecek damat
- Gelinle dans eden küçük kız çocuğu
- Düğünden düğüne görülecek, ancak yıllar sonra düğün videosu izlenirken hatırlanacak (muhtemelen lcv verip gelmeyenlerin yerine son anda çağrılmış) dış kapının mandalı bazı akrabalar
- Önce masa altında çaktırmadan, alkolün etkisiyle karizma dağıldıktan sonra da aleni bir şekilde ayakkabılarını çıkaran kadınlar
- Bütün bir yıl bu geceyi bekleyerek dans orucu tutmuş gibi gece boyu müthiş bir yeteneksizlikle karşılıklı yardıran iki amca
- Mimikleriyle etrafındaki herkesi yönetebilen, dans pistinde iken vücudu yılan gibi kıvrak olmakla birlikte yüzünde Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri ciddiyeti taşıyan düğün sahibi teyze
Şimdi bütün bu unsurları taşımak öyle zor ve hayatidir ki... Biri eksik olsa, 'Ne biliiim aslında her şey güzeldi de bir şeyler eksikti. Bööle biraz kuruydu, eğlenemedik' derler. Bu unsurlar biraz aşırı olsa, 'Bir görgüsüzlük, bir avamlık vardı. Sevindirik olmuş bunlar. Kızı anca kakalamışlar herhalde' derler. Kolay değil! Düğün dernek değil, düğün denge işidir.
İyi adamın içinde kötü şey durmaz
Bütün haber bağlantılarında TV kanallarının ekranında şu ibare görünüyor, nedense: 3G Bağlantı. 3G? 'Gezi parkından yoğun Gaz altında Geyik yapıyoruz' mu demek?
Memleket şu Gezi olayında nihayet yüzlerce fraksiyondan iki ana gruba ayrıldı: Yüzde elli marjinal, yüzde elli orijinal...
Ekonomi Bakanımız, Gezi direnişini yorumlarken şöyle demiş: 'Spekülatörü, lobisi, bankacısı koalisyon kurmuş. 28 Şubat, 27 Nisan olmasaydı bugün Türkiye uzay gemisi yapardı...' Çok olumlu bakış açısı gördüm ama böyle özgüvenlisi beni de çok mutlu etti doğrusu... Artık dünyadaki misyonumuz sona erdi, ışınla bizi Scotty!
Ülkemizde basın duyarlı davranıyormuş. Bence basında besin duyarlılığı var. Havyar ve istakoz harici besin, basında alerji yapıyor.
Bugün doğan çocuğunuza isim önerileri: Marjilal, Marjinur, Marjiye, Gezigen, Çarşıkan, Gazhan, Gazman, Gaziye, Tazyikcan, İtidal, Ellicem, Tomahan, Tomahavk, Divane, Direngül, Taksime, Halkız, Durcan...
KESTİRMEDEN ÜÇ TARİF
Bilim: Bilmediğimiz şeyleri bize bilmediğimiz şekilde anlatır.
Din: Bilmediğimiz şeyleri bize bildiğimiz şekilde anlatır.
Sanat: Bildiğimiz şeyleri bize bilmediğimiz şekilde anlatır.