Rodrigo'nun gitar konçertosu... Bu eser çocukluğumun özel bir tınısıydı; en bunaldığım anda koyardım pikabıma, divana uzanıp camdan dışarısını izlerdim.
Sanatçı, gitarın teline her vuruşunda, hayat yeni bir anlam kazanırdı benim için, moral bulur, etrafıma gülücükler saçardım.
Bugün de bu gerçek benim için hiç değişmedi.
Çünkü yaşam ve ölüm arasındaki o ince çizgiyi bu kadar güzel hissettiren bir beste henüz bulamadım.
Onca şarkı çalınır, onca beste yapılır; benim için "Concerto de aranjuez" hala benzersizdir.
***
Ve "Silk Road"... Bir Uzakdoğu asıllı bestecinin, Kitaro'nun şaheseri...
Geç tanıştım onunla, dahası televizyonda izlediğim "İpek Yolu" belgeselinden sonra...
Bu başyapıt, belgesele notalarıyla can vermişti.
Doğayı yaşamak buymuş dedim; sadece gülü koklayıp hissetmek değil, dağa tırmanıp zirveye ulaşmak da değil...
Bu şarkının özü hayat, bu eserin değeri tabiat... Toprak, çiçek, kuş, aslan, fil... Ve daha nice hayat unsunu...
Onu her dinleyişim, hele kent yorgunu ve iş stresi yaşamışsam, beni kendime getirir.
Kendimi doğanın kollarında bulurum.
***
Zeki Müren, hayatım boyunca hiç unutamayacağım, sanatçı kişiliğini, şarkılarını, güzel sanatlara hayranlığını, insan sevgisini, mesleğine tutkusunu hep anacağım bir sanatçı benim için...
Bir sevda türküsünü anlattığı, ayrılığın o bitmek bilmez acısını yaşattığı şarkısı "Şimdi Uzaklardasın", Türk Sanat Müziği'nde başucu şarkımdır benim...
En umarsız, kaygısız olduğum anda dinlersem, kendime getirir bu şarkı beni...
Bencil değil, toplumcu olurum artık...
Acılara ortak olurum, onunla birlikte mırıldanır ayrılık acısına ortak olur, paylaşırım.
Onun için bu şarkı da çok özeldir benim için...
***
Müziğin evrensel olduğunu, her şarkının bir anlam içerdiğini ise, Zeki Müren gibi her zaman rahmetle andığım Fikret Kızılok şarkılarında yaşadım ben...
Black'ın müzik dünyasına tek armağanı, "Wonderful Life"tır, hayatın sırları bu şarkıdadır bana göre...
Tek şarkıda işi bitirmiştir Black...
Üstüne tanımam.
Pink Floyd'un "The Wall"ı toplumsal tepkiyi, Orhan Gencebay'ın "Bir Teselli Ver"i çaresizliğe isyanı, Ferdi Tayfur'un "Çeşme"si aşkı, Nat King Cole'un "Unforgettable"ı sevgiyi, Frank Sinatra'nın "My Way" şarkısı ise, yaşadıklarımdan edindiğim tecrübeyi anlatar bana, özünde de dediği gibi, "bir hayat yoludur"...
Sezen Aksu şarkıları ise, insanın özüdür, herbiri birer klasiktir.
Örnekler çoğaltılabilir. Çünkü müzik kişiye özeldir.
Benim listem bu...
***
Şimdi bırakın siz, politik çekişmeleri, aile sorunları, eşinizle büyüyen problemleri, Deniz Baykal'ın istifasını, parasızlığı, işsizliği, sürekli değişen gündemi, ahlaksızlığın sürekli yükselişini, sizin üzerinizden oynanan oyunları, mafya bozuntularını, çıkar çatışmalarını...
Bunlar olacak, yaşanacak. Yeri geldiğinde, yumruğunuzu masaya vurursunuz.
Önemli olan sizsiniz.
Önce, ruhsal sağlığınız yerinde olmalı.
Müzik, işte bunun için artı bir değer... Bir sözden, bir nefesten, bir bakıştan çok daha etkin...
Ama günümüzün kimi uyduruk "elektronik saptırmaları" değil benim dediğim...
Her notaya dökülen terden söz ediyorum. İnsanüstü emekten...
İşte o şarkılar, hayatın ta kendisidir. Sizden izler taşır.
Armağanı ise "toplumsal bilinç" ve sağlıklı bir gelecektir.
GÜNÜN SÖZÜ
Dostu severim ama düşmanı da... Dost gücümü, düşman ödevimi gösterir.
Schiller
Bankanıza her gün 86.400 dolar yatıyor!
(İnternette dolaşan bir yazı, arkadaşım Ferda Güdücü göndermiş. Doğrusu kimin kaleme aldığını ya da kimin öğretisi olduğunu bilmiyorum. Ama okuyana çok şey verdiği bir gerçek. Şu sıkıntılı günlerde, sizinle paylaşmak istedim sadece... Elimizdeki değerleri yitirmeyelim diye)
***
Her sabah hesabınıza 86.400 dolar yatıran bir banka düşünün. Gün boyu istediğiniz kadar parayı harcamakta veya harcamamakta serbestsiniz. Parayı istediğiniz şekilde kullanabilirsiniz.
Oyunun sadece tek bir koşulu var: Harcamayı başaramadığınız meblağ... Ertesi güne devretmez ve akşam hesabınızdan geri çekilir. Ve bu paranın hiçbir bölümünü ne sebeble olursa olsun saklayamazsınız.
Bir önceki günün tutarının tamamını harcamış veya hiçbir bölümünü harcamamış da olsanız ertesi sabah hesabınızda yine 86.400 dolar bulacaksınız.
Nasıl keyifli değil mi?
***
Farkında olsanız da olmasanız da aslında, hepimizin böyle bir bankası var.
Adı zaman.
Her sabah 86.400 sn. hesabınıza yatıyor ve o gün daha fazlasını asla harcayamıyorsunuz. Kullanamadığınız kısım ise akıp gidiyor ve hesabınızdan siliniyor.
Hiç devretmiyor.
Her gün size yeni bir hesap açılıyor.
Her akşam günün bakiyesi siliniyor.
Eğer günlük hesabınızı kullanmadıysanız, bu zarar sizindir.
Geriye dönüş yok, Yarından avans çekmek yok. Bugünü, bugünkü hesaptan yaşamalısınız.
Ona yatırım yapın ki, size sağlık, mutluluk ve başarı olarak geri dönsün.
Zaman akıp gidiyor gününüzü gün etmeye bakın!
***
"Bir Sene"nin değerini anlayabilmek için sınıfta kalan bir öğrenciye sorun.
"Bir Ay"ın değerini anlayabilmek için, prematüre bir bebeği dünyaya getiren anneye sorun.
"Bir hafta"nın değerini anlayabilmek için, haftalık derginin editörüne sorun.
"Bir dakika"nın değerini anlayabilmek için, treni henüz kaçırmış bir kişiye sorun.
"Bir Saniye"nin değerini anlayabilmek için, bir kazayı kılpayı atlatmış bir kişiye sorun.
"Bir milisaniye"nin değerini anlayabilmek için, olimpiyatlarda gümüş madalya kazanan kişiye sorun.
***
Şunu unutmayın ki zaman hiç kimseyi beklemez.
Dün artık mazi oldu.
Yarın ise muamma.
Bugün ise avuçlarımızın içinde bize sunulmuş bir armağandır.
Değerini bilelim.