• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Çantada keklik! HÜROL DAĞDELEN

Çantada keklik!

hurol.dagdelen@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 22.12.2010, 00:00
Hayatta hep bir duygudan nefret ettim; çantada keklik olmak...
Çünkü, bilinen, tanınan, ne yapacağı kestirilen ve güvenilen olmak, bu ülkede geçer akçe değil...
Bu zihniyet toplumda hep pohpohlanmış ama ödülü hep yalnız kalmak olmuştur.
Siyasette, sanatta, sosyal yaşamda...
***
Bakın İzmir'e...
Yıllardır hep bu sözcükle anılır, "Çantada keklik"...
Hele bir de bir siyasi partiye renk verdiyse, hele ondaki "değişim" hareketine gönül verdiyse, yandı gülüm keten helva...
Bu davanın lideri olacağına, unutulur!
Arkadaş, bu kentten gördüğü onca desteğe karşın, her türlü yoksunluğa onca tutkulu dirence karşın; "CHP Parti Meclisi" seçiminde bile azınlıkta bırakır İzmir'i...
İstanbul ise yine baştacı...
İzmir'in sadece başkanına, Divan Başkanlığı onurunu verir, bu yeterli sanır.
Çantada kekliktir çünkü İzmir...
"Boşver ya... Sen diğer illere yüklen. İzmir'de kimi koysan seçilir" iddiası dönüp dolaşırmış kulislerde...
Orada "İzmir ya, ne de olsa bizden" havası varmış duyduğumca...
Bakar mısın bilgiçliğe (!)...
Ama alışkınız biz; işadamının bile burada kazanıp, yemek için İstanbul'a kaçtığı bir ildir İzmir...
Yani hep ihanet...
***
Birçok kentteki ilerlemeye karşın neden geri kalmış, neden emekli kenti olmuştur İzmir...
Çünkü kimilerine göre de çağdaştır, moderndir, zengindir; eksiği gediği yoktur. Olsa bile nasılsa hayırseverler karşılar. İzmir'i düşünmeye gerek yok, kaydırın yatırımları başka illere...
Onlar da gelsin İzmir'in ayarına...
***
Oysa çoktandır geldi onlar İzmir'in ayarına, geldi de geçti bile...
Ve yine o kahrolası düşünce; "İzmir nasılsa tutucudur, bildiğini yapar!"
Burası suskun insanların şehri, değil mi?.. Ağzını açar da, hakkını ararsa "Faşist" damgası yer nasıl olsa...
Hem de bizzat bağrında yetiştiği yurttaşları tarafından...
Kimileri de terk eder, mücadele etmek yerine, yalnız bırakarak...
***
Kimse İzmir'i anlamaz, anlamak istemez sadece kendi oyunlarını çevirir.
Çünkü onlar için de "çantada keklik"tir.
Kandırılması kolay... Öyle sanırlar ama kazın ayağı hiç de öyle değil...
***
Ben İzmir'in nicedir "çantada keklik" olmasından yıldım arkadaş...
İtilip kakılmaktan, çaresiz bırakılmaktan...
Çağdaşlığın bedelini yalnız bırakılarak ödemekten...
O yüzden ya bize dost ol ya da yürü git.
Geçmişte bu kenti çantada keklik gören çok yanıldı, çok şaşırdı.
***
İzmir, yürekli insanların şehridir; sırtından hançerlemez, para için satmaz.
Satsaydı, kaderiyle bu kadar oynanmazdı.
Oysa tek aşkı vardır bu kentin, "Atatürk"... Onun için ölür, ölür de davasından dönmez.
Ama "aptal" değildir, zamanını bekler.
Çünkü, sessiz atın çiftesi sert olur.

GÜNÜN SÖZÜ
Büyük adam, kendini küçük adamların yerine koyabilendir.
François Noel Babeuf

Coşku, çok erken bitti
Geçen pazar, "Dünya Karşıyakalılar Günü" kutlandı, kentin en keyifli mekanlarından birinde...
Yasemin Kafe'de...
Ve bir Karşıyaka gönüllüsü, bir İzmir sevdalısı, bir vefa abidesi olan Sancar Maruflu'nun liderliğinde...
"Karşıyaka Karşıyaka Dergisi" yılmaz savaşçısı Tufan Atakişi'nin nezaketinde...
Biraz geç ulaştım oraya, yağmura rağmen kalabalıktı, coşkuluydu, "Kaf-Kaf" nidalarıyla inliyordu ortalık...
Sevgi vardı, saygı vardı, inanç vardı.
Maruflu, Karşıyaka'ya emeği geçenlere madalya takarken, haklı bir gururu yaşıyordu...
***
Ama kısa sürdü bu Karşıyaka ziyafeti... Kahvaltısını eden, ayrıldı bir bir...
İsterdim ki, daha uzun sürsün, gün boyu anılarla bezensin... Sohbetlerin arda arkası kesilmesin.
Karşıyaka sevdası, genç-yaşlı herkesin yüreğinde yeşersin.
Ama yine acelemiz vardı sanki... Kaf-Kaf çekildi, madalyalar takıldı, birkaç anı dinlendi... Sonra, sonrası yok...
Çayını içen kesti muhabbeti, çekti gitti.
Kimi, Karşıyaka'nın Fenerbahçe ile basketbol maçını izlemeye, kimi ise evine...
Oysa ben Yasemin Kafe'nin, Karşıyaka şarkılarıyla şenlenmesini, sokaklara taşmasını beklerdim.
Yağmur mu, yok canım...
Karşıyakalı mı yağmurdan korkacak, yaptığı onca mücadeleden sonra...
Belki seneye...
***
Bir teşekkürüm var bu günü yaşatana... Öncelikle Sancar Maruflu'ya...
Vefa denilen bir şey varsa, İzmir'de yaşatan tek adama...

Ege yemekleri fuarı gibi...
2. Ege Mutfak Zirvesi, bana şunu gösterdi; yaşadığın bölgeyi iyi tanıtırsan, dünya ayağına gelir.
Nitekim öyle oldu.
Yeni Asır TV'nin, saygın girişimlerinden biri olan 2. Ege Mutfak Zirvesi, sanal alemde en çok paslaşılan etkinlik olmuş...
Yüzlerce sayfa açılmış etkinlikle ilgili...
Sadece Türkiye'de değil, dünyada da yankı bulan; ABD'de, İngiltere'de, Almanya'da yaşayan Türklerin büyük ilgi gösterdiği zirve, bölgenin değerlerini öne çıkarma açısından, yürekleri her yıl bir başka ışıtıyor.
***
Nasıl ışıtmasın?
Aralarında dünya çapında firmaların da bulunduğu standlar o kadar düzeyli ve coşkuluydu ki, zirve tarihi olan 18 Aralık bence, yöresel bir gücün de sesini duyurduğu tarih olmuş...
Tek tek uğradım standlara... Belediyelerden tutun da gıda sektörünün ünlü isimleri hem ürünlerini sergiledi hem de damak tadını tanıtma olanağı buldu.
Ünlü isimlerin da konuk olduğu zirve, salonu dolduran standlar nedeniyle küçük bir Ege yemekleri fuarı gibiydi.
***
Bu sonuç Yeni Asır TV gibi etkin bir basın kuruluşunun, bir eğitim kurumunun (Ekonomi Üniversitesi) ve İzmir Ticaret Odası'nın ele ele verip, sponsorları eşliğinde, Ege'ye sahip çıkmasının ve onu yüreklendirmesinin bir sonucudur.
Zirveye yarışmacı olarak katılan, lezzetlerini paylaşan genç, yaşlı yüzlerce yarışmacının gösterdiği çabayı görseydiniz, bana hak verirdiniz.
Demek ki, toplumu harekete geçirmek için ışık olmak yeterli... Bu ışığı da Yeni Asır ailesi, dün olduğu gibi bugün de gururla, toplumuna yansıtıyor.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI