• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Meyhaneden çıkan Türkiye panoraması HÜROL DAĞDELEN

"Meyhane"den çıkan Türkiye panoraması

hurol.dagdelen@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 28.03.2012, 00:00
Eskiden bilirim, Karşıyaka Çarşısı'nın hemen girişinde bir meyhane vardı; "Celal'in Meyhanesi"... Çalışıp eve para getiren erkekler, kafa yorgunluğunu orada atar, eşleriyle konuşamadıkları herşeyi meyhane arkadaşlarıyla paylaşırdı.
Bu bir yaşam biçimiydi. Ben de buna zaman zaman tanık oldum; babam gecikip de, akşam yemeğini kaçırınca, bilirdim ki meyhaneye uğramış...
Hemen evden sıvışıp orada alırdım soluğu... Bu yüzden birkaç kez, sohbetlerine tanık oldum babamın arkadaşlarıyla...
Herşeyi konuşurlardı; hükümetin icraatlarını, eşleriyle sorunlarını, iki yakasını bir araya getiremedikleri bütçelerini, kişisel bunalımlarını, yaptıkları kavgaları, iş yerindeki çekişmeleri, Yeşilçam'ın şöhrete kavuşan güzel yıldızlarını...
Bir taraftan da Hafız Burhan, Müzeyyen Senar ve Safiye Ayla'dan şarkılar...
Hayat onlar için orada akardı.
***
İşte kadim dostum, sevgili ağabeyim Turgay Noyan'ın gönderdiği yeni kitabı "Meyhaneci"yi görünce, aklıma hemen bu anılar oturdu.
1965-72 arası... Olaylı yıllar... Celal'ın Meyhanesi... Ve sıkı dostluklar...
Gazetemizin İstanbul temsilcisi olan, gazeteciliğe, özellikle Yeni Asır'a yıllarını veren Turgay Noyan, çocukluğundan itibaren hayat mücadelesini anlatıyor kitabında...
"Meyhane" diyor ama onunkisi aslında "Taverna" yılları... Hatırlayın, o dönemde tavernalara da "meyhane" deyip geçerlerdi.
Oysa her taverna aynı zamanda bir kültür mekanıydı.
Turgay Noyan7ın anlattıkları kendi hayatı gibi görünse de, aslında Türkiye'nin bir panoraması...
Değişim sancıları çeken bir ulusun, 1961-93 yılları arasında yaşadığı toplumsal ve siyasi geçmişine sıcak bir bakış Turgay ağabeyin satırları...
Akıcı üslubuyla alıp gidiyor sizi, paranın ve şöhretin aslanın midesinden geçtiği o mücadele yıllarına...
***
İşin özü...
Yaşanmış deniz hikayeleri ile Türk deniz edebiyatına değerli eserler kazandıran Turgay Noyan, ilk kez denizcilik dışında bir kitap yazıyor ve kendisiyle, toplumla yüzleşiyor.
Müziğe çocukken başlayan Turgay Noyan, yıllarca işlettiği ve orkestra şefliğini yaptığı İstanbul Bostancı'daki Turgay'ın Tavernası Derya'yı, o günlere gelişini, Türkiye'nin eğlence kültürünü, toplumsal değişimlerini, ünlülerin sırlarını keyifli bir dille aktarmış okuyucusuna...
"Kadehlerin ardındaki dünya"dan taverna anılarını, Demokrat Parti'yi, 28-29 Nisan 1961 öğrenci hareketlerini, 12 Eylül 1980'in öncesi ve sonrasını, kendi gerçekçiliğiyle ele almış...
Sürükleyip götürüyor. Merak ettiriyor.
Kitap, kendi deyimiyle, Türkiye Cumhuriyeti'nin yaşadığı birbirinden karmaşık günleri Türk insanına, ilk kez sıradan bir vatandaşın gözuüyle ve yaşanmış örnekleriyle anlatıyor.
Tıpkı benim "Celal'in Meyhanesi"nde gördüklerim gibi...
Kalemine sağlık Turgay ağabey, sayende geçmişe döndüm ve Türkiye gerçeğini bir kez daha gördüm. Hem de, senin o esprili ama çok şey düşündüren anlatımınla...

İzmirli'ye inandı ve başardı...
Mart ayı gelince İzmir Kukla Günleri hayata geçiyor. Bu yıllardır böyle... Ama emek emek, ısrarla, yoğun çabayla kazanılmış bir kimlik bu...
Görün bakın İzmir Kukla Günleri yakında dünyanın sayılı etkinlikleri arasındaki yerini alacak. Çünkü hem çok özel bir çaba hem de kültürel etkileşim söz konusu...
Bu yüzden Avrupa ülkelerinde pek çok kent, kukla sayesinde adını duyurdu. Çocukların yaratıcılığı ortaya çıktı; yapan, üreten kimlik kendini gösterdi.
İşte bunun için, İzmir Kukla Günleri'nin yaratıcısı sevgili Selçuk Dinçer'e çok şey borçluyuz. Öncelikle, Türkiye'nin kültür hazinesine çok önemli bir katkı yaptığı için... Kuklanın okullara girmesine öncülük ettiği, çocukları bilgisayar başından kaldırdığı, yeni bir yaratıcılık kapısı açtığı için...
Hatırlayın; Selçuk Bey'e önce kimseler inanmadı, destek vermedi ama o hiç yılmadı. Bu büyülü dünyayı İzmir'e kazandırmak için olağanüstü çaba gösterdi.
Şimdi İzmirliler, kukla tiyatrosunu izlemeye koştura koştura gidiyor. Çocuklar ise, okullarında özel bir şeyler yaratmanın gururunu yaşıyor.
Her yeni gün, onlarca öğretmen kukla eğitimini gündemine alıyor. Milli Eğitim Bakanlığı da artık olaya sıcka bakıyor, destekliyor.
En önemlisi de, Avrupalı organizatörlerin İzmir'i, artık dünyanın sayılı kukla merkezleri arasında göstermesi, davet alması...
Bu başarı "inanmakla" geldi beyler... Selçuk Dinçer, İzmirli'ye inandı ve başardı.

GÜNÜN SÖZÜ
Hayatımızdaki gölgelerin çoğu kendi güneşimizin önünde durmamızdan oluşur.
Ralph Waldo Emerson

Özay Gönlüm'ü anmak...
İzmir Denizlililer Derneği, yine özel bir geceye imza attı ve Türkiye'nin önemli sanatçılarından Özay Gönlüm'ü, sevgiyle, hasretle andı.
Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan'ın da özel bir destek verdiği gece, Özay Gönlüm sevenleri bir araya getirmişti.
Üst düzey yöneticiler ve belediye başkanlarının da katıldığı etkinlik, İzmir ve Denizlilileri de bir araya getirmesi açısından önemliydi.
***
İzleyicilerin arasında ben de vardım. Dernek Başkanı sevgili Yenel Gürce, "Bak her zaman 'Özay Gönlüm'e hayrandım' dersin, zaman yarat da aramıza katıl, çok güzel bir gece olacak" dedi.
Haklıymış... Abartıdan uzak, gönlümüzce, Özay Gönlüm'ce bir gece yaşandı ve sanatçı "anılarıyla" yeniden yeşerdi, unutulmadı.
Hele yeğeni Osman Gönlüm'ün, "Ninenin Mektubu"nu, Özay gibi okuması, özlemleri dindirdi.
Halk oyunları, türküler ve anılarla, barkovizyon gösterisiyle donanmış gece, beni de yıllar öncesine, çocukluğuma götürdü.
Bir kabus gibi geçen 70'li yıllarda, radyodan, siyah beyaz televizyondan kardeşlik ve dostluk ezgileriyle, yürekleri hep sıcak tutan Özay Gönlüm'ün verdiği morale, insan sevgisine...
***
Özay Gönlüm, bu ülkenin rengiydi, dost nefesi ve sesiydi. Onunla bütün acıları unutup, bu ülkede yaşamanın gururunu hisseder, yüreğimiz vatan sevgisiyle dolardı.
O Ege'nin, Anadolu'nun sesiydi
Şimdi var mı yerini doldurabilen... Yok.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI