• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Euroda kan kaybı CAHİT SÖNMEZ

Euroda kan kaybı

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 26.03.2010, 00:00
Dolar euro arasında geçen satranç oyunu son günlerde iyice kızıştı. Euro Bölgesi'ne dahil ekonomilerde sorunlar arttıkça dolar bir adım öne çıkıyor. Aynı zamanda Başkan Obama'nın ardı ardına hazırladığı "reform paketleri" de dolara bir ivme kazandırıyor.
Hatırlayacağınız gibi euro 2000 yılında sanal ortamdan çıkmış ve fiziken kullanılmaya başlanmıştı. İlk parite 0.80 idi. Yani, 1 euro 0.80 dolara eşitti. Ancak, 11 Eylül sonrası düşük faiz politikaları ile FED'in piyasalara dolar pompalaması euronun işine yaramış ve doları yakalayıp 1 dolara eşitlenmişti. Kısa süre içinde de doları geçti. Açıkçası bu hızlı süreci hiçbir iktisatçı tahmin edemedi. Doların değer açısından hegemonyasını koruyacağını bekliyorduk.
Tabii, doların diğer para birimleri karşısında değer yitirmesi 2000'lerin ortalarındaki iktisadi konjonktüre göre ABD'nin işine gelmişti. Çünkü, Clinton'dan oldukça iyi diyebileceğimiz bir ekonomiyi devralan Bush, Ortadoğu sevdasına kapılarak ikiz açıkları yaratmıştı. Açıklar, bir taraftan Çin ve Japonya'nın tasarrufları ile diğer taraftan değersiz dolar ile kontrol ediliyordu.

ALMANYA KIZGIN

Bugüne geldiğimizde aslında bir şeylerin değişmediğini görüyoruz. ABD Merkez Bankası gevşek para politikalarına devam ediyor. Ancak, bugünlerin geçmişten şöyle bir farkı var. Krize karşı alınan önlemlerin yarattığı büyük bütçe açıkları. Küresel ekonomiler "gemisini yürüten kaptan" misali ortak önlemleri bir kenara bıraktılar ve ekonomilerini kurtarmaya çalıştılar. Palyatif önlemlerle günü kurtarmaya çalıştılar desek daha doğru olur.
Tabii böyle bir ortamda her ülke kendi ekonomisinin gerçekleriyle yüzleşmek zorunda kaldı. Fakat Avrupa Birliği ülkelerinden sorunlu olanlar "ortaklık" güvencesinin arkasına sığınmayı tercih ettiler. Yunanistan, İspanya ve Portekiz gibi... Bu ülkelerde bütçe açıkları Maastricht kriterlerinin 3-4 katına çıkmış durumda. Yıllık bazda baktığımızda, Euro Bölgesi bütçe açığının gayrisafi yurtiçi hasılaya oranının ortalaması yüzde 7.2 iken, Yunanistan'da yüzde 9.5 ve İspanya'da yüzde 11.6'lara kadar yükseliyor. Doların vatanı ABD'de ise oran daha yüksek, yüzde 11.5. Özetle, genel olarak Euro Bölgesi ABD'den iyi durumda. Bütçe açığının yanı sıra kurları etkileyecek diğer faktör ise cari açıklar. Cari açıkları yine gayrisafi yurtiçi hasılaya oranlayalım... Euro Bölgesi'nde oran yüzde -0.4. Yunanistan'da yüzde -8.6 ve İspanya'da -4.5. Dünyanın en büyük ihracatçısı konumundaki Almanya ise doğal olarak yüzde 5.2 gibi yüksek bir cari fazla veriyor. Yine ABD ve euro ortalamasını karşılaştırdığımızda Euro Bölgesi'nin ABD'den cari açık konusunda daha iyi olduğu gerçeği ortaya çıkıyor.

GÜVENSİZLİK
Peki, neden euro dolar karşısında değer yitiriyor?
Nedenlerin başında, zor durumdaki Yunanistan ve İspanya geliyor. Aslında çok büyük sorun yaşamıyorlar ve önümüzdeki yıl itibariyle toparlanacaklar. Ama sorun, euro ülkelerinin verdiği sınavda... Para birliğine uygun görüş birliği oluşmuyor. Almanya kızgın. "Sizlerin yüzünden hızımız kesiliyor, sizleri sırtımızda taşımak istemiyoruz" diyor. Fransa ve İtalya'nın da ortak para biriminden memnun olmadıkları ortada. Bıraksalar çıkacaklar.
Tüm açıklığı ile bu gelişmeleri izleyen ve "çatırtı seslerini" duyan küresel iktisadi aktörler ileriye yönelik euroya sıcak bakmıyorlar, güvenmiyorlar.
Sözün özü, dolar iyi olduğu için euro karşısında değer kazanmıyor, euro kötü olduğu için dolar değerleniyor. Yani, hangisi daha az kötü sorusunun yanıtı paritenin yönünü belirliyor.
Paritenin geleceğini konuşmak için biraz erken. ABD'nin krizden çıkış performansını ne kadar sürdüreceği önemli. Bu arada, Çin, Hindistan ve Rusya'nın siyasetle karışık atacakları ekonomik adımlarda belirli olacak. Sonuçta, izlemeye devam edeceğiz...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI