• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Enflasyon gerilemeye devam ediyor CAHİT SÖNMEZ

Enflasyon gerilemeye devam ediyor

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 06.07.2010, 00:00
Haziran ayı enflasyon verileri sürpriz yapmadı ve beklentiler doğrultusunda düştü. Böylece Nisan ayında yüzde 10.14 ile yaptığı zirveden inişini sürdürmüş oldu. Geçen ay TÜFE yüzde -0.56, ÜFE ise yüzde -0.50 seviyesinde gerçekleşti. Son ay verileri sonrasında yıllık bazda TÜFE yüzde 8.37'ye, ÜFE yüzde 7.64'e kadar geriledi. Bu Merkez Bankası için iyi haber...
Çünkü, büyüme odaklı para politikaları için hareket alanı daralmadı, enflasyon yüzünden para politikasını sıkılaştırmak zorunda kalmadı.
Zaten Merkez Bankası bu öngörüyü yapıyordu. Nisan ayına kadar yükselişe geçen enflasyonun tamamen geçici olduğunu ve şu üç nedene bağlı olduğunu vurguluyordu; Baz etkisi, gıda fiyatları ve vergi düzeltmesi. Geçici faktörler kalkınca enflasyonda hedeflerle uyumlu patikaya yerleşmeye başladı.
Enflasyon verisi karşısında Merkez Bankası'nın nasıl bir aksiyon alacağını tahmin etmeden önce enflasyonun detaylarına kısaca değinelim...
TÜFE'de yani talep enflasyonunda rekoru Haziran ayında yüzde 42.93 artış ile "alkollü içecekler ve tütün" ilk sırada yer aldı. Aynı zamanda, ulaştırma ve otel fiyatlarında da iki haneli enflasyon söz konusu. ÜFE'nin hesaplanmasında kullanılan sektörlerinden hem tarım hem de sanayi sektörlerinde bir önceki aya göre yüzde -0.5 düzeyinde değişim oldu. Ancak, sanayinin alt sektörlerinden büro malzemeleri ve iletişim ürünlerinde yüzde 3.50'un üzerinde maliyet artışı dikkat çekici.

SEPET YENİLENMELİ
Buraya kadar enflasyonu iktisadi olgu olarak değerlendirdim. Bir de madalyonun diğer yüzü var. Hayat pahalılığı ya da mutfak enflasyonu. Ne yazık ki, temel tüketim mallarındaki artışın önüne geçilemiyor. TÜFE hesaplamasında 450'in üzerinde üründen oluşan sepet kullanılıyor. Enflasyon fiyatlar genel düzeyindeki artış olarak tanımlandığı için TÜİK haklı olarak ürün yelpazesini geniş tutmak zorunda kalıyor. Fakat, ürün seçimde olduğu gibi ürünlerin ağırlıklaştırılmasında da hatalar olabiliyor. Aslında, en büyük hata kişilerin gelir düzeyine bakılmaksızın aynı ürünleri aynı sıklıkla kullandıkları varsayımı altında enflasyon hesaplamasının yapılması. Oysa, gelir dağılımının ve Gini katsayılarının türetilmesinde hane halkını gelir düzeyine göre beşe ayırıyoruz. Bu bağlamda, enflasyonda kullanılacak ürün sepetleri de gelir gruplarına göre seçilip ağırlıklaştırılabilir. Benim ile zengin bir işadamının tükettiği ürünlerin aynı olduğunu pek düşünmüyorum.
İşte yukarıda saydığım hatalardan dolayı enflasyon olgusu ile hayat pahalılığı paralel gitmiyor. Enflasyon rakam olarak gerilerken hayat pahalılığı artıyor. Düşen enflasyon, doğal olarak insanları tatmin etmiyor. Umarız TÜİK klasik yöntemden biran önce vazgeçer.

DENGELİ POLİTİKA
Gelelim Merkez Bankası'nın düşen enflasyon karşısında alacağı aksiyona...
Merkez Bankası iktisadi faaliyetlerin iç talep kaynaklı olduğunu ve toparlanmaya katkı yapacak şekilde sürdüğünü düşünüyor. Üretim artışı ve ithalat talebinin yükselmesini de kanıt olarak öne sürüyor. Doğru toparlanma sürüyor... Ama, toparlanma sürecin devamlılığı hakkında belirsizlik algılaması da artıyor.
Böyle bir dönemde enflasyon rakamlarındaki düşüş Merkez Bankası'nın dengeli para politikalarına "devam" demesini kolaylaştırdı ve kısa vadeli faiz oranlarını yüzde 6.50, gösterge faiz oranlarını da yüzde 7'de tutma olasılığını artırdı. Tek bir sorun kalıyor... O da mali disiplinin korunabilmesi. Her ne kadar "Mali Kural Kanun" taslağının yasalaşması yakınsa da önemli olan uygulanabilmesi. Popülizmin önüne geçmek için kanun yeterli kalmayabilir. Örnek mi? Macaristan...


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA