• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Yüksek büyümeye sevinelim mi? CAHİT SÖNMEZ

Yüksek büyümeye sevinelim mi?

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 14.12.2011, 00:00
Ekonomik başarı kriterlerinin başında büyüme hızı gelir. Eğer bir ekonomi büyürse temel makroekonomik parametrelerini makul seviyelere çekebilir ve istikrara kavuşur. Ancak, temel hedef için büyümenin kaynakları, bedeli ve sürdürülebilirliği çok önemlidir. Türkiye İstatistik Kurumu bu yılın 3. çeyrek büyüme rakamlarını duyurdu. Verilere göre yüzde 8.2 oranında büyümüşüz. Böylesine yüksek büyüme sonrası, ilk iki çeyrekle beraber toplam 9 aylık büyüme oranı yüzde 9.6'a ulaşmış.
Hatırlayalım... İlk çeyrek büyüme 12, ikinci çeyrekte ise yüzde 8.8 oranında bir büyüme hızına ulaşmıştık. Trend aşağı doğru. Normal, çünkü, enflasyonist baskı sonucunda Merkez Bankası para politikaları kumanda kolunu "ekonomiyi soğutma" tarafına çevirmiş, para politikasında sıkılaştırmaya gitmişti. Kısa vadeli borç verme faiz oranını yüzde 9'dan yüzde 12.5'a yükseltmiş, bankaları daha yüksek maliyetle fonlama kararı almıştı. Amacı, kredi hacmindeki artışı baskılamak. Büyüme rakamlarından, Merkez Bankası'nın amacına kısmen ulaştığını görebiliyoruz. Türkiye ekonomisi Başkan Başçı'nın deyimiyle "yumuşak iniş" gerçekleştiriyor.

GİZLİ DETAYLAR
Gelelim, büyüme verilerinin satır aralarına... Bardağın dolu tarafında, Gayrisafi Milli Hasıla'nın yüzde 8.,8 yükselmesinde, harcamalar cephesinden bakarsak kamudan çok özel kesimin olduğunu izliyoruz. Yani, kamu fazla harcama yapmadan mali disiplinini korumaya çalışıyor, özel kesim ağırlıklı büyüme gerçekleşiyor.
Sermaye birikimi, verimlilik ve istihdam büyümenin iç dinamiklerini oluşturuyor. Son çeyrek verilerine göre, büyümenin iç dinamiklerinde verimliliğin payında artış söz konusu. Daha açık bir ifadeyle, firmalar, belli girdi ile daha fazla çıktı, yani mal ve hizmet elde edebilmişler. Önceki verilerde sermaye birikiminin ezici ağırlığı vardı. Gerçi yine öyle, ama ağırlığında kısmi bir düşüş olmuş.
Büyüme gerek yıllar gerekse çeyrek itibarıyla "süreklilik" gösterebiliyor. Bu gerçekten önemli ekonomi için. Büyüme sürdürülebilir olmazsa, aynen bir araba gibi bir hızlanıp bir yavaşlaması yolcuları rahatsız ettiği gibi, firmaların sağlıklı yatırım harcamaları yapmalarını engeller. Eğer, büyüme ardı ardına gerçekleşirse, firmalarda bu momentuma güvenip, nasıl olsa seneye de büyüyeceğiz beklentisi paralelinde makine teçhizat gibi yatırım harcamaları yaparlar, yabancı ve özkaynak yaratma yoluna giderler.

BÜYÜMENİN BEDELİ
Bardağın boş tarafını atlamayalım... Büyümenin kaynaklarından iç ve dış talep arasındaki asimetri belirgin bir şekilde son çeyrekte de devam etmiş. Uçağın motoru gibidir iç ve dış talep. İki motor da aynı güçte çalışmalı. Ancak, Türkiye ekonomisindeki büyümede iç talebin belirgin bir ağırlığı var. Zaten, bu yüzden cari açık yükselmiyor mu? Dış talep ihracat olduğundan, yeterli dış talep gelmeyince ihracatı yükseltemiyorsunuz. İç talebin artması ise ithalatın artması anlamına geliyor. Zira, iç talepte yurtdışı mal ve hizmetler de var. Yani, Türkiye'de yerleşikler iç talep yaparken sadece yerli değil yabancı malları da talep ediyorlar. Sonuçta, dış ticaretin artması ile cari açık fırlıyor. Şu an, yıllık bazda cari açığımız 78.6 milyar dolar düzeyinde. Dolar cinsinden milli gelirimiz de 790 milyar dolar. Bölün birbirine. Yüzde 10. Yeryüzünde olmayan bir açık.
Büyüme ile ilgili diğer önemli sorun ise kredilerin önlenemez bir şekilde yükselmesi. İç talep üzerinde tüketici kredileri ve kredi kartları önemli rol oynuyor. 210 milyar TL civarına ulaştı, iç talep yaratmak için alınan kredilerin hacmi. 2012 yılında büyüme hızı düştüğünde kredi hacmi de kendiliğinden aşağı inecek. Ancak mevcut kredilerin geri ödemesinde bankalar sorun yaşayacaklar. Çünkü, büyümenin düşmesi ile işsizlik yükselecek, gelirinden olanlar ödemede zorlanacaklar.
Sözün özü büyüyoruz ama beraberinde bazı sorunları da büyüterek. Dolayısıyla, tam anlamıyla sevinemesek de tebessüm edebiliriz.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI