• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
ELİF AKTUĞ

Ekrandan selam vermek üzerine!

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 07.10.2014, 00:00
Ekranda olmak veya ekrana 'çıkmak' mevhumlarına olan ilginin tavan yaptığı bir coğrafyada yaşıyoruz malum. Uzun süre canlı yayın yapan biri olarak, onlarca hikaye anlatabilirim konu üzerine. Yakın bir arkadaştan şunu duymuşluğum var, "Bana ekrandan selam söylesene!" Talk şovlarda ve sokak röportajlarında ve dahi tartışma programlarında rastlamışsınızdır; bir şarkıcı/oyuncu/sunucuya soru sormak üzereyken, "buradan halama, enişteme ve mahalle berberime selam söylüyorum" diyenleri. Ekran, memlekette çok önemlidir, kıymetlidir; anneannelerimizin üzerine el emeği dantelli örtülerini örttüğü bir varlıktır. Halasına ve eniştesine telefon etse o kadar 'reyting alamaz' ailesinden. Örneğin; bilmemkimin programında selam etti ya, havasından geçilmez. Bu sebeple CHP Sakarya Milletvekili Engin Özkoç hiç şaşırtmadı beni. Ondan selam isteyen kişi de. Bir milletvekili, konuşma yapan diğer vekili dinlerken telefona bile bakmamalı bana sorarsanız ama ah bu ekran aşkı yok mu? Hemen aklıma Özkoç'un Milli Eğitim Komisyonu'nda 4+4+4 tartışması sırasında yaptığı 12 saatlik konuşma geldi. Sanırım mecliste bugüne kadar yapılan en uzun konuşmaydı; kim bilir kendisini dinleyenler kimlere kimlere selam yolladı. Anılarını yazıp kitap yapan bile olmuştur, az zaman mı? Konuşma başlarken sabah gazetesini okuyan bir vekil, 12 saat sonra ertesi günün Anadolu baskısını okuyabilir mesela!
CHP'nin Sakarya'dan 30 yıl sonra çıkarabildiği tek vekil Engin Özkoç, "Olmayaydı iyiydi" demiş midir acaba? İstesem bana da bir selam çakar mı acaba? Teyzemle eniştemi çok özledim, onlara da selam yollar mı? Teklif gelse bir dizide rol alır mı? Ekrana çıkmak nasıl bir duygu anlatabilir mi?

Vay vay vay!

*Cem Yılmaz, bayramın ikinci günü TV8'de yayınlanan 3 Adam'daydı. Sallantılı küpenin başka hiç bir erkeğe yakışmadığını söylemeliyim ilkin. Beyazıt Öztürk'ün programı hakkında söylediklerinin de hepsine imzamı atarım. Bu arada 'Pek Yakında' güzel bir film, eleştirenlere bakmayın siz. İzleyin...
*Bir mobilya zincirinin reklamında kapıya kamyonla gül yaprağı dökülme sahnesini görünce aklıma, senaryo yazarı olarak çalıştığım 'Ekmek Teknesi' dizisi geldi. 2003'te çektiğimiz dizide aynı sahne vardı; fanatikleri hatırlayacaktır, Celal, aşkını anlatabilmek için Necibe'nin kapısına gelip bir kamyon gül yaprağı dökmüştü...
*Köşe yazarı Ahmet Hakan, şöyle demiş geçen gün yazısına başlarken, "Reyan Tuvi adlı bir belgeselci..." Ahmet Hakan adlı bir köşe yazarı, ego patlamaları sırasında yazı yazmamalı bana sorarsanız. Uzun süredir 'Elif Aktuğ adlı bir gazeteci' olduğum için kendisine tavsiyem şudur, beklesin, patlama geçsin gitsin, sonra yazsın...
*İnstagram'ı çok seviyorum. Eklediğim fotoğrafların altına yapılan yorumları okumak çok hoşuma gidiyor ama ne olur söyleyin, "en güzel çizmeler/kol saatler/çantalar burada" diye mesaj yazanlar gerçekten satış yapabiliyor mu?
*Son dönemin yıldızı parlayan oyuncularından Kerem Bürsin'in bir röportajını okudum geçen gün, "Vosvosla bara gitsen kimse bakmaz" demiş ve kızlara ciddi bir ithamda bulunmuş. Aslında ilk olarak valeler sana bakmaz Kerem kardeş, sonra içeri giremeyebilirsin; sana ve yüreğine bakmasını istediğin kadın da barda gelip geçenin arabasına bakan biri olmasın dilerim...

İyi fikir...


Uluslarası Klarnet Festivali bu yıl 8-15 ekim tarihleri arasında düzenlenecek. Slogan şahane, "İstanbul Nefes Alıyor"... İstanbul'a gitmek için iyi bir sebep değil mi? Organizasyonun sanat yönetmeni Serkan Çağrı. İzmir'de nefes almaktan bunalan varsa, öneririm. Tam bizlik, İzmirlik...

Böyleyken böyle!

*Ebru Gündeş'in 400 bin liralık kışlık alışveriş yaptığı haberini okudunuz mu? Hayır, küresel ısınma var malum, kaç tane palto-kazak-çizme alınır ki? Nedir yani, buz çağı mı geliyor? saklandınız mı benden?
*İstanbul'da fena halde 'birlikte spor yapma' salgını var. Önce bireysel veya spor hocası eşliğinde başlayan spor etkinlikleri, gruplar halinde devam etmekte. Bunu fark eden firmalar, organizasyonlara başladılar bile. Geçtiğimiz hafta Şişli Belediyesi ve bir özel firma Nişantaşı'nda herkesi koşturdu. Üstelik koşu, kafe ve restoranların ikramlarıyla son buldu. İzmirli sporsever için de güzel, eğlenceli, ve elbette yararlı organizasyonlar beklenmekte. Koşmasam da ikram kısmında beni aranızda göreceksiniz emin olun. Benden bir Ece Vahapoğlu çıkmaz, çok denedim...
*TV8'de yeni bir magazin programı başladı 'Aramızda Kalmasın'. Sevgili dostum Funda Özkalyoncu, Tuba Ünsal ve Jess Molho ile beraber gündemi/magazini/olup biteni konuşuyor. Yolları açık olsun... Stüdyolarına bayıldım.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI