Adı gazetelerde bir trafik kazası sonucu yer aldı. Haberde, "Nazım Yavuz ve eşi Ahsen Yavuz, Çandarlı yakınlarındaki bir trafik kazasında öldüler" deniliyordu.
Oysa bu hazin sonda, Türk sporu bir dev çınarını, bir spor mucidini kaybettiğini kimse bilmiyordu.
Yıl 1985. Bir davetiye geldi. Soma Termik Santralı Genel Müdürü Nazım Yavuz, Soma Termik Santralı Spor ve Sosyal Tesisleri'nin açılışına çağırıyordu. Gittik, iyi ki gitmişiz.
***
Nazım Yavuz, öyle bir kamp tesisleri yapmış ki, mermerlerine basmaya kıyamazsınız. Odalar ve hizmet üniteleri Türkiye'de üç büyükler dahil, hiçbir kulüpte yok. Hemen karşıya bir de 10 bin kişilik stat yaptırdı Nazım Yavuz. İçimizden, "Ne para gitmiştir bu tesislere, kimbilir?" diye geçirirken, kısa boylu, ama o derece zeki ve enerjik Genel Müdür, bakışlarımızdan okumuş olacak ki, bilgi verdi: "Termik Santralın bacasından çıkan külleri değerlendirerek yaptık, ayrıca tek kuruş harcamadık."
***
Türk Milli Takımları kamplarını hemen Soma'ya taşıdılar. Sotes Türkiye liglerinde oynadı. O devirden bu yana Soma'daki en büyük tören ve merasimler, Nazım Yavuz'un adı verilen statta yapılıyor. Sizi hiç unutmayacağız Sayın Nazım Yavuz. İsminizle ebediyen yaşayacaksınız.
SAPAN TAŞI
Tabelası var ya!
Dumlupınar Üniversitesi Tıp Fakültesi eğitime açılmasına açıldı ama okulda ne profesör, ne de bir doçent var. Tabelası var ya, yeter!
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi'nden hocalar, belli aralıklarla gelip ders verecekmiş.
Anlaşılan beş yıl sonra doktorlara, hangi üniversiteden mezun olduklarını sormamız gerekecek.
Muhittin Akbel
hayattan
Böyle saçmalık olmaz
Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi bahçesine betondan banklar yaptırılmış.
İnsanlar soğukta bu banklara oturmak için gazete ve karton arıyor.
Beton bankları hastane başhekimliği yaptırmış.
Bunu kime sorarak yaptılar merak ediyorum. Ülkenin kaynaklarına yazık.
Bunu, "Bir Bilen"e anlattık.
"Hastanedeki banklar ergonomik ve tahta malzemelerden yapılmalı. Sonuçta bu banklara hastalar veya yakınları oturacak" yanıtını aldık.
Ne dersiniz?
Hasta yakını Müslüm Gürtekin de, bu çirkinliği yaşayanlardan.
kentten
İsmail Uğural'dan şiirler
Çocuk yaştan bu yana siyasetle yoğruldu. Aile kökten siyasetçi... Bu skala Atatürk'ün Milli Eğitim bakanlarından Mustafa Necati'ye kadar uzanır. En sonunda Adalet Partisi'nin çeşitli kademelerinde görev yapmış baba Necati Uğural ile İzmir milletvekili anne Aysen Uğural'a uzanır. İsmail Uğural da, delikanlı yaşlarında Adalet Partisi ve onu takip eden yıllarda, Doğru Yol Partisi'nin İzmir il başkanlıklarında bulundu.
***
İsmail Uğural, siyasetin hemen yanında kendini bir tarım-ekonomisti olarak yetiştirdi. Başta Yeni Asır gazetesi ve Yeni TV olmak üzere, kendini medyaya attı. Keyifle izlenen programlar yaptı, ilgi uyandıran araştırmalar yazdı. İşte bu aşamada İsmail Uğural'ın bir de şair yönü ortaya çıktı. Uğural şiirlerini bir kitapta topladı. Bu şiirlerin önemli bir bölümü "aşk şiirleri"...
Bunu İsmail Uğural söylüyor ve ekliyor: "Bu şiirler müthiş bir aşkın ifadesidir."
Sonra akrostiş şiirler geliyor. Daha sonra da didaktikler var...
Şimdi, Uğural'ın Kemal Baysak için akrostiş şiirini okuyalım.
Aşk şiirleri ise kitapta...
***
Kemal Baysak'a...
Kemale ermiş adamdır ismiyle müsemma
Eğilmez başı hiçbir haksızlığa
Meğer ki dostları düşerse zorluğa
Ateş olsa fark etmez koşar yardıma
Lazımdır herkese böyle canpareler
***
Bize Bosna'nın armağanıdır ey İzmirliler
Ar namus sahibidir ehl-i imandır
Yüzü kızarır aldatmaz onurlu insandır
Sanayici işadamı yorulmaz çalışkandır
Allah ömürler versin iyi aile babası
Karşıyaka'da yaşar bir kamil adamdır
küpe
Gerçek yolu geniş bir caddeye benzer. Bulunması güç değildir. Asıl güçlük insanların onu aramamasından gelir.
Confucius
günün fıkrası
Kartvizit
İskoçyalı Mc. Burton adını, Mc. Greger olarak değiştirmek için mahkemeye başvurur.
Hakim sorar:
"Niçin adınızı değiştirmek istiyorsunuz?"
Cevap: "Efendim sokakta bir paket buldum. İçinde 2 bin tane Mc. Greger yazılı kartvizit vardı. Bu kartları rahatlıkla kullanmak istiyorum da..."