Üç yıldan beri çok çalışıyor, çok emek sarf ediyor, tarla verimi en yükseklerde ama pamuk üreticisi borç batağı içinde...
Ege'deki adı "beyaz altın"dı.
Ahmet Şimşek, yıllar boyu pamuk ile uğraşan bir üretici aileden geliyor.
Ahmet Şimşek, Tariş Pamuk Birliği'nin Koçarlı delegesi.
Başka işi yok.
Varsa yoksa pamuk...
Ve Koçarlı'dan Ahmet Şimşek soruyor:
"Taraladan gelen pamuğu son kilosuna kadar borsa fiyatının üstünde fiyatla alan Tariş Pamuk Birliği'ne şimdi neler oldu? Bu koskoca güçlü birliği meteliğe muhtaç edenler kimlerdir?"
***
Ahmet Şimşek yıllardır Tariş Pamuk Birliği içinde...
Ve bu Tariş Pamuk Birliği, 2000'li yıllara kadar Türkiye'nin en büyük 500 firma arasında, 46. sırada yer alıyordu.
Ahmet Şimşek'e sordum:
"Kimi bunlar?"
Cevap şöyle:
"Bu muhteremler yönetici listesini oluştururken, hayatlarının en büyük yanlışını yaptılar. Tariş Pamuk Birliği'ni borç batağına sürükleyen, iflasa götürenlerin kalıntıları ile bir yönetim oluşturdular. Yönetim dışında kalanları da birliğin kuruluşlarına başkan olarak atadılar."
***
Üretici pamuğu yetiştirdi ve şu günlerde toplamaya başladı.
Hem topluyor hem de kara kara düşünüyor.
Kafasındaki soru şu:
"Paramı alabilecek miyim?"
siyasetten
Bir soru: Nasıl becerdin?
Aylardır kamuoyunun gündeminde olan açılımı, İsmail Bekiroğlu 1999 seçimlerinde Buca'da gerçekleştirmişti. Buca halkının çok sevdiği ve takdir ettiği Bekiroğlu, 1999 yerel seçimlerinde MHP'den aday olmuştu. Bekiroğlu sevgisi; Doğu, Güneydoğu ve Kürt kökenli vatandaşlarımızın çoğunlukta yaşadığı İzmir'in bu şirin ilçesinde, büyük aşiretlerin İzmir'deki kolu olan vatandaşlar ile ülkücüleri MHP çatısı altında birleştirmiş ve oylarıyla MHP Buca'da patlama yapmıştı.
İzmir'in tarihinde ilk defa metropolde, Büyükşehir, İl Genel ve ilçe Belediye Meclis üyeleri çıkartmıştı. Bekiroğlu, öyle yüksek oy almıştı ki, aralarında Buca'dan büyük ilçelerin de olduğu 8 ilçede, MHP'nin aldığı oyların toplamından fazlasını, Bekiroğlu Buca'da almıştı. Bu açılım sürecinde, iki zıt grubu bir araya getiren Bekiroğlu'na, "Nasıl becerdin?" diye soracak birşeyler yok mu?
Domuz gribine karşı kolonya
Karşıyakalı 30 yıllık kolonyacı Ali Cihan'dan ilginç öneri:
"Domuz gribine karşı önlem, kolonyayı eksik etmeyin."
Aksoy Mahallesi 1748 Sokak'ta babadan kalan mesleği sürdüren Ali Cihan şöyle konuşuyor:
"Gribin en çok bulaşma şeklinden biri de, el yoluyla kişiden kişiye geçmesidir. Özellikle sürekli başkalarıyla tokalaşanlarda bu risk daha da yüksektir. Domuz gribi de diğer grip gibi sürekli tokalaşanlar arasında riski artırmaktadır. Kolonya ise, içindeki alkol nedeniyle ellerin steril olmasını sağlar. İşyerlerinde herkesin masasının yanında bulunacak bir şişe kolonya, domuz gribi riskinin azalmasına katkı koyacaktır. Her konuğunuza kolonya ikram edin, hem o hem kendiniz gripten korunun."
hop dedik
Atasözleri ve sonrası
* Misafir umduğunu değil bulduğunu yer.
Tabii, ev sahibi ikram ederse!
* Boş gezmekten bedava çalışmak yeğdir.
Kriz fırsatçıları da böyle yaptırıyor.
* Ağzıyla kuş tutsa yaranamaz.
Ellerin varken niye zahmet ediyorsun?
* Koyunun olmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi derler.
Her gün, her yerde bolca bulduğumuz tipler.
* Huylu huyundan vazgeçmez.
Huysuz Virjin'den belli değil mi?
* Büyük lokma ye, büyük söz söyleme.
Nereden bulsun büyük lokmayı? Garibin çenesine vurmuş!
Mustafa Yıldız'dan
küpe
Alın yazımı değiştiremem ama istemediğim kadere de kolay kolay boyun eğmem.
Shakespeare
günün fıkrası
Hesap
Genç kadın bir hafta kalmak üzere annesinin yanına gitmişti. Fakat daha üç-beş gün geçmeden yalnızlıktan canı sıkılan kocası, hemen geri dönmesini istedi.
Ne var ki, karısı annesini de yanına alıp gelmişti. Adamın keyfi kaçtı ve karısına sordu:
"Baksana bana, ben sana telgrafta yalnız gel demedim mi?"
"Biliyorum kocacığım. Annem de bunun hesabını sormak için burada..."