Mahmut Özgener benim bildiğim Futbol Tarihindeki en şanssız federasyon başkanı. Ne kadar musibet olay, ne kadar sorumluluk isteyen karmaşık karar varsa onun başkanlığı dönemine geldi. D.Bakır'da çıkan olaylar nedeniyle D.Bakırspor, Bursaspor'a hükmen yenik sayıldı.
İst.B.Belediye-D.Bakır maçı da, 88.dakikada sahaya atlayan D.Bakırlı taraftarların hakemleri ve futbolcuları kovalaması nedeniyle yarıda kaldı. Ve federasyon, bugün ateşten gömlek giyecek, bu maçla ilgili kararı açıklayacak. Aşağı tükürseler sakal, yukarı tükürseler bıyık. Genel Kurmay Başkanı Org.Başbuğ başta, iktidar-muhalefet tüm partiler, "D.Bakırspor düşmesin" diye bastırıyor. Peki düşmesin de, raporlar, TV görüntüleri, gözlemci raporları hepsi ortada. FİFA ve UEFA'nın da bu konuda talimatları açık. Aleyhine karar verirseniz bu uluslararası örgütlerden atılırsınız, ya da ayağına basılan, haksızlığa uğrayan diğer kulüpler de, olayı belgeleriyle UEFA ve FİFA'ya taşıyabilir.
***
Peki Özgener Federasyonu, ne gibi kararlar alabilir: 1- İkinci hükmen yenilgiye karar verir, D.Bakırspor ligin başından bu yana yaptığı maçlarda 3-0 hükmen yenik sayılıp küme düşürülür, büyük kıyamet kopar. Sivasspor'a 5 puan eklenir, kurtulur, F.Bahçe 2, Trabzonspor alacağı 3 puanla zirveye ortak olur. Tabii diğer takımlar isyan eder.
2- İst.B.-D.Bakır maçı, yarıda kaldığı 88.dakikadan itibaren tamamlanır ve sonuç tescil edilir. 3- D.Bakır'a para cezası verilerek maç başka kentte yeniden oynatılır ki, bu çok zayıf ihtimal. İst.Belediye isyan eder. 4- İst.Belediye'yi 1-0 galip saymak. Burada da D.Bakırspor'a, "Ben kalan iki dakikada, ya da eklenecek en az 3-4 dakikalık gecikmede gol bulur ve puan alabilirdim" deme hakkı doğuyor.
***
Bana kalırsa işin içinden çıkabilmek ve isyanı en aza indirgeyebilmek için bu maç, yarıda kaldığı 88.dakikadan itibaren devam etmeli ve sonucu tescil edilmelidir. Tabii en iyi kararı federasyon verecektir. Ama ne karar çıkarsa çıksın kıyamet kopacak.
***
Benim en çok korktuğum husus da olayların 2016 Avrupa Şampiyonası organizasyonuna talip olan Türkiye'nin adaylık imajına zarar vermesi. Fransızlar ve İtalyanlar bu tip olaylar sürerse Türkiye'nin güvensiz bir ülke olduğunu işleyeceklerdir. Buna imkan vermeyelim, Mahmut Özgener'in şimdiye dek bu konuda attığı dev adımları ve aldığı yola taş koymayalım, gölgelemeyelim.
kentten
Çevreye duyarlı eğitim
Geçen yaz mevsiminde 1090 hektar ile Ege'nin en büyük orman yangını olarak belleklere kazınan Seferihisar Doğanbey ormanına ilk fidanlar Deren-Koray Okullarından geldi. Ege Orman Vakfı ile protokol imzalayan English Life, English West ve Ege Lisan ve Bilgisayar Okulları Deren-Koray Grup Genel Müdürü Koray Altan mezun olanlar dahil her öğrencisi birer fidan olmak üzere 2 bin fidan diktireceklerini açıkladı. Okullarına pil ve atık kağıt kumbaraları da koyduklarını dile getiren Koray Altan'ı dinleyelim:
Altan ""Doğaya ve kentimize sahip çıkmamız gerekiyor" diye başlıyor ve devam ediyor:
"Okullarımıza gelen öğrencilere yabancı dil ve bilgisayar kurslarının yanı sıra çevreye duyarlı olmalarını da aşılıyoruz."
duvardan
Oyunu ayakta alkışladım, oturacak yer yoktu.
hayattan
Geçmiş olsun Ateş!
O, KSK'nin efsane başkanlarından İsmail Özerk'in oğlu.
İsmail Özerk tam 12 yıl KSK Başkanlığını yürüttü. Bu dönem içinde KSK profesyonellik dünyası ile tanıştı.
Profesyonelliğin tescili için KSK'nin parası yetmedi; üstünü İsmail Özerk tamamladı.
KSK'nin 16 spor dalında faaliyet gösterme çabaları işte o dönemde başladı.
Ateş Özerk de büyüme çağında bu dünya ile tanıştı.
Hedefinde basketbol vardı.
Bir süre pota altında koşturup zıpladı ve sonunda basketbol şube başkanı oldu.
KSK'nin hem Türkiye, hem de Cumhurbaşkanlığı kupasını alması Ateş Özerk dönemindedir.
İşte KSK'nin basketbol tarihine imzasını atan Ateş Özerk ağır şeker hastalığı yüzünden Alsancak Devlet Hastanesinde tedaviye alındı.
Bu efsane basketçi için iletişim telefonu şu: 0532 732 73 33
küpe
Kendini her zaman başkalarından daha aptal gör; ama daha aptal olma.
Jean Cocteau
fıkra
İnanma
Temel, gazete almak için gazete büfesine gider. Bir gazete birini alır. Fiyatına bakar, büfe sahibine parayı verir.
Satıcı:
"Bey efendi parayı eksik verdiniz. Gazetenin üstünde fiyatı yazıyor, hem siz de gördünüz. 75 kuruş yazıyor, siz 50 kuruş verdiniz."
Temel:
"Uy uşağım, bu gazetelerin yazdığının hangisi doğru çıkıyor ki, fiyatı doğru çıksın, 50 kuruş çok bile," der çeker gider.
Savaş Ünlü'den