Ne var ki, bu konuda kapısını çaldığımız Orhan Erdil bir başka tabloyu önümüze serdi...
Konu: Kordonboyu binaları...
Hemen belirtelim Orhan Erdil, sözüne ve deneyimine güvenilir bir şehircilik uzmanı...
Erdil diyor ki:
"İzmir de Çeşme gibi yazları serin olurdu. 1960'tan sonra İzmir'in ısısı artmıştır. Bunun nedeni beton binalardır. Kordon'daki bitişik binalar rüzgarın arkalara geçmesini engellemektedir. Beton binalar gündüzleri osonor, geceleri de ısı yayarlar. Çözüm ise, İzmir'in dar ve kısa yollarını yeşil alan yaparak ısı, görüntü ve gürültü kirliliğini yok etmektir."
* * *
Sırada, Kordon'u bir baştan öbür başa kaplayan bitişik nizam binalar var. Orhan Erdil'in gündeminde de bu binalar yer alıyor.
Dinleyelim:
"Kordon'daki 1970 öncesi yapılan beton binalar ömürlerini tamamlamış veya kısa zamanda tamamlıyacaktır. Bu binaların yerine yüksek katlı ama bitişik olmayan binalar payılması gerekir. Planlama açısından bu fırsat kaçırılmamalıdır.
* * *
Ünlu şehircilik uzmanımız, bu binaların kaderini de şöyle çiziyor:
"Dünyadaki yeni beton, demir kalitesi ve teknolojisi ile yüksek katlı, uzun ömürlü binalar yapılmaktadır. Ancak tabiata karşı onların da korunması gerekir. Binalara bakım yapılmadığı takdirde 25 senede sulfatlar, nem, depremler ve mor ötesi ışınlar nedeniyle çürüme başlar ve bu binalar 150 senede yaşanmayacak hale gelirler.
İzmir'de otoparklar yeraltına alınmalıdır.
Hatta yeraltı otoyolları, otoparklar, çarşılar ve yeşil alanlar yapılmalıdır.
Böylelikle İzmir yolları ve yeşil alanlarıyla çağdaş bir şehir olur.
Otoparkların yeraltına alınması, zemin tekniği açısından da gerekelidir."
Erdil'i göre, senelerdir İzmir'in planlarını, belediye başkanları, politikacılar ve tecrübesiz teknik elemanlar yaptı. İzmir'de eski ve korunacak binaların bulunduğu bölgelerde yüksek katlı bina yapmak da yanlıştır. Bu hatalar hala devam etmektedir.
kentten
3 yıllık projeyi tamamladılar
Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV) tarafından Sabancı Vakfı Hibe Programı katkılarıyla "Kadınların Çok Yönlü Güçlendirilmesi" projesi 3. yılında tamamlandı. AÇEV'in İzmir'de uyguladığı "Okuma yazma öğrenmek isteyen 15 yaş ve üzeri bütün genç kız ve kadınları" hedefleyen projenin tamamlanması nedeniyle Kordon Otel'de tören düzenlendi. Bugüne kadar açtıkları sınıflarla projeye destek veren 19 gönüllü öğretmene sertifikaları verildi, destekleri nedeniyle Yeni Asır Gazetesi ve diğer sivil toplum kuruluşlarına teşekkür edildi.
* * *
AÇEV Eğitim Sorumlusu Mutlu Yasa Budak ile saha sorumlularından Fatma Dayıoğlu ve Kamile Taşkın çalışmalar hakkında bilgi verdi. Budak, projenin 15 yaş üstü tüm kadınlara yönelik olduğuna dikkat çekerek, "Ortopedik engeli olan kadınlara okuma yazma eğitimleri verildi.
Çeşitli illerdeki sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve kamu yetkilileriye yönelik toplumu bilgilendirme toplantıları ile engelli hakları konusunda bilgilendirme yaptık" dedi. Budak, projenin Sabancı Vakfı Hibe Programı katkıları ile gerçekleştirdiklerine değinerek, "Bu projeyle toplumun engellilere yönelik bakış açısını değiştirmek ve farkındalık yaratıp bunu artırmak için çalışmalar yaptık" diye konuştu.
küpe
En fazla başvurmamız gereken en iyi ahlak kitabı vicdanımızdır.
Blaise Pascal
fıkra
Elmas gerdanlık
Kadın yataktan kalkar kalkmaz "Ay gündüz niyetine" diye kocasına anlatmaya başlamış:
"Sen bana harika bir elmas gerdanlık takıyordun şekerim. Sence bu ne demek?"
Adam:
"Bu gece işten döndüğümde anlarsın tatlım..."
O gün kadın kocasının dönüşünü beklerken, saatler geçmek bilmemiş. Akşam kocasının eve elinde küçük bir paketle döndüğünü görünce, kalbi yerinden fırlayacakmış sanki. Heyecanla ve yırtarcasına açmış paketi ve içinde bir kitap: Rüya tabirleri...