Hemen hemen her araç sürücüsünün önemli sorunudur bu.
Yaz sıcaklarının artmasıyla birlikte pek çok kişi aracıyla tatile gidiyor.
İşte bu aşamada, makine mühendisi Güngör Kaya da, "Tatile çıkacak sürücülere yakıt ve para tasarrufu için neler tavsiye edersiniz" dedim.
Kaya, "Otomobili yanlış kullananların yakıt tüketimi de fazla olur. Bu nedenle sürüş tarzımızda ve aracımızda yapacağımız ufak tefek değişiklikler yakıt tasarrufu yapmamızı sağlar" diye başlıyor ve tavsiyelerini sıralıyor.
*Düşük hızlarda vitesi yükseltmeyin. Motor devrine göre vites değişimi yapın. Vitesi değiştirmek için uygun motor devir aralığı; benzinli otomobillerde 3000-3500, dizel araçlarda 2000-2500ür. Daha yüksek devirlerde değiştirilen viteslerde yakıt tüketimini artacaktır.
Uzun yolda sabit 80-90 km. hızla yolculuk edin. 90 km'nin üstündeki her kilometre, yakıt tüketiminde yüzde 1 artış getirir.
* Yüksek hız gibi düşük hız da tüketimi artırır, 25 km'nin altında yol almamaya çalışın.
* Motor tam ısınmadan gaza yüklenmeyin, aksi taktirde aracınız yüzde 25 daha fazla yakıt harcar.
* Periyodik bakımlarınızı mutlaka yetkili servislerde yaptırın ve orjinal parça kullanın.
* 10 bin kilometrede bir ön düzen ayarlarınızı servise kontrol ettirin.
* Debriyajınız kaydırma yapıyorsa, ayarlatın. Kaydırma, yakıt tüketimini arttırır.
* Lastik havalarını aracınızın katalogunda verilen ve önerilen uygun basınçta kullanın. Düşük basınçlı lastik, sürtünmeyi ve yakıt tüketimini yüzde 10 artırır.
* Fren balatalarınızın ayarlarının tam olduğuna emin olun, gereğinden sıkı balatalar sürtünme yaratacağından tüketimi artırır.
* Rölanti devrinin katalog değerinde olmasına dikkat edin. Yüksek devir yakıt tüketimini yükseltir.
hayattan
Bir futbol şövalyesi...
"Kuşlarla akan ipeği / göllerde uçan çiniyi / ve sevdayı umarsız kına çiçeği / gibi bölüşen onlardı" ve Alsancak Stadı'nda şampiyonluk turu attıklarında başlarında Erol Baş vardı.
Ve 1970 yılının 4 Nisan'ında Karşıyaka bayrağını zirveye dikenler, kaptanları Erol Baş ile "Yumruk yumruğa görüp hayran oldu bize stadyumlar" dediler.
"Gülün kendini işlemek için / çırağı ya da ustası yoktur" diyor şair. Diyor ya, yeşil dalında kırmızı gülün sevdasını yaşayanların çırağı da ustası da vardır.
Moto Özcan, Kalaycı Yılmaz, Ogün, Bulut, Erol Baş, Gode Cengiz, Karşıyakalı ustalardır. Ekrem, Erdinç, Bedri, B.Uğur, K.Uğur, Atilla gibi çıraklar bu ustaların yanında pişerek gülü işleyenler olur.
Bu gülü işleyenler Burhan, Saim, Doğan, Ceyhan, Hamdi, Erden ile çoğalır; Erol Baş kaptanlığında şampiyonluğu Karşıyaka'ya taşır.
Sadece Karşıyaka'da doğduğu için Karşıyakalı değildir Erol Baş; dağların ve nehirlerin türküsünü söyleyen bir Karşıyakalı gibi Karşıyakalıdır.
1940 yılının doğum tarihi olduğuna bakmayın Erol Baş'ın; görünümüyle, düşünsel yapısıyla, mert kişiliğiyle hala 20'lik bir delikanlı, bir şövalye gibidir. Futbolda 1955'de Asım liginde 4 yıl şampiyon olan Aksoy takımında başlayan Erol Baş'ın futbol türküsü Cevat Gök ve Osman Aydemir'in ileri görüşlülüğüyle, ölümüne aşık olduğu yeşil kırmızılı renkleri kuşandığında "yıldız türküleri, yıldızdan türküler" söyler gibi zirvelere ulaşmıştır.
...Ve bir de futbol ustası
Okan Yüksel, Suat Gürbüzer'i şöyle anlatır:
Akhisar'dan çocuk yaşlarda gelerek ilk gençlik günlerinde yeşil kırmızı ve ayyıldızlı formaları kuşandığı, Karşıyaka'nın müthiş bir sevdalısı olarak yaşadığı Karşıyaka'ya bir hayat armağan ettiği tarihlerde yazılır.
Karşıyaka'nın 1947 yılında Yunanistan'a yaptığı "Dostluk ve spor sevgisi" turunda Pireliler, Sakızlılar, Atinalılar müthiş sol açığa hayran kalırlar, Suat Gürbüzer'e... Suriye'nin Halep ve Şam, Lübnan'ın Beyrut kentlerinde de hayranları olur, Gürbüzer'in. Ama asıl hayranları Türkiye'dedir, Karşıyaka'dadır. Gol atar. Gol attırır. Topu ayağına aldığında rakibine hiç şans tanımaz. Çalımlarını gerektiği alanda atar. Meşin yuvarlak onun ayaklarında bir başka güzellik, estetik kazanır.
* * *
Bu iki Karşıyakalı yarın saat 18.30'da Soğukkuyu mezarlığında anılacak.
küpe
Başıboşluk, sersemlerin tatilidir.
Chesterfield
günün fıkrası
Para
Baba oğlunu karşısına almış, istediği cep harçlığı üzerine nasihat ediyordu.
"Oğlum, dünyadaki en önemli şey para değildir."
"Tabii baba...!
"Ne demek o?"
"Şu senin dediğin gibi, dünyadaki en önemli şey şimdi hafta sonunu geçirmek için bana lazım olan paralar...."