Tilla bir zamanlar Karşıyaka'nın en gözde restoranı, herkesin buluşma yeriydi.
Karşıyaka Vapur İskelesi'nden çıktıktan sonra sola sadece 50 metre yürür, Tilla'ya varırdınız.
Bu mekanın sahibi namı-diğer "Kampana Rıza" idi. Başı kampanaya, çana benzediği için takılan bu lakaba çok kızar, duyduğuna, söyleyen kim olursa olsun içki verdirmezdi.
Stresli bir gün mü geçirdiniz, ferahlamaya mı ihtiyacınız var, adres Tilla idi.
O yıllarda, doldurulmadığı için deniz kenarındaydı restoran. Kırılan tabaklar denize atılırdı.
Yıllar yılları kovaladı, Rıza Alpay göçtü, deniz dolgusuyla orası rekreasyon alanı haline getirildi, Tilla'nın da çekiciliği ve işlevi bitti. Yıllar sonra şimdi Tilla, Bostanlı'da yeniden doğdu. Ve Karşıyaka'da zaman tüneline giren bu misyonu Rıza Alpay'ın torunu Ural yükleniyor.
Bostanlı'da Çeşma Durağı'nın karşısındaki sokakta nurtopu gibi bir Tilla doğuyor.
***
Tilla'yı yaşayanlar ya da babalarıyla anımsayanlar, yani iki kuşağın temsilcilerinden bazılarını sıralayalım:
Selçuk Yaşar, Tahir Türetken, Bedii Tuaç, Sadri İşçimenler, Sancar Maruflu, Altan Özkunt, Gürkan Ertaç, Haluk Güney, Necdet Türetken, Cihan Büyükoral, Deniz Barçın, Cenk Karace, Çetin Oktay, Şükrü Kaya, Muammer Gezginci, Halil Zeki Osma, Naci Erdoğanlar, Cihan Yıldırım, Aydil Son, Güçlü Bayar, Okan Yüksel, Cevat Dalay, Aytaç Kocatoros, Hayri Erdem, Metin Coşkuneren, Arif Dökel, Cengiz Yüncü, Teoman İpekoğlu, Erol Akkınay, Ekrem Güçsav, Faruk Kandemir, Şeref Dağdelen, Atilla Uzel, Yıldırım Karakaplan, Zihni Soytürk, Fethi Etik, İzzet Güçeli, Nahit May, Engin Aydemir, Erdoğan Hekimoğlu, Ertem Dalman, Sabahattin, Seracettin, Selahattin Sakıpağa Kardeşler, Ateş Özerk, Atakan Karakaplan, Mustafa Rüstem, Yurdal Tokat, Yücel İzmirli, Ahmet Diker, İsmet Yazar, Mustafa Başman, İbrahim Koç, Dr. Bülent Zeren, Yılmaz ve Yalçın Temizocak, Ecmel Bircan, Tevfik Çelti, Süleyman Ergürs, Coşkun Süer, Secder Akıncı, Tufan Atakişi, Kemal Lale, Vehbi Moğol, Mete Pınarçalı, İzzet Aksu, Deniz Yurdun, Turgut Urhan, Memduh Kayra, Salih Evkuran, Mehmet Erişkin, İbrahim ve Tayfun Yelkenbiçer, Saim Çınar, Burhan Gürel, Duman Ahmet, Sena Bayer, İbrahim Dar, Noyan İbrişim, Metin Gargun, Ersin Sözeri, Talat Dülge, Cengiz Uzel, Kayhan Keskin, Hasan Dar, Levent Çullu, Şükrü Korkmaz, Murat Yeşil, Öcal Bengisu, Avni Demir, Üner İpekoğlu, Osman Avcı.
***
Bu kadronun toplu bulaşması ise önümüzdeki günlerde...
Şimdiden haberiniz olsun!
hayattan
Kavalet, espas, kumpas, hurufat, tipometre, klişe...
Başlıkta yer alan bu kelimeleri okuduğunuzda, "dünyada halen kullanılmakta olan yaklaşık 252 dile yeni bir dil daha mı eklendi?" demeyin sakın.
Bu kelimeler yeni bir dilin kelimeleri değil.
Bunlar, özellikle matbaacılık ve gazetecilik camiasında kullanılan kelimelerdir.
Eski ama bir o kadar da duayen olan gazeteciler, bunların anlamlarını çok iyi bilir.
Yeni kuşaklar bilir mi acaba?
Sanmıyorum.
Ama, en azından gazeteci adayı gençler, yarın bu kelimelerin anlamını deneyimli gazeteci, meslektaşımız ve de eski bir belediyeci olan Vecdi Altay'dan öğrenecekler.
İzmir Ekonomi Üniversitesi İletişim Fakültesi Medya ve İletişim Bölümü öğretim görevlilerinden Burak Doğu ve İrem Özgören'in davetlisi olarak yarın bir konferans verecek olan Vecdi Altay, evindeki arşivini gençlere açacak.
fıkra
At binesim geldi
Delikanlının biri, arkadaşına büyükbabasını anlatıyordu:
"Benim dedem doksanaltı yaşında. Temmuz müstesna yılın her günü muntazaman at biner."
Arkadaşı merak etmişti:
"Temmuzda neden at binmiyor."
"Çünkü, büyükbabamı ata bindiren seyis Temmuz'da izin yapıyor da ondan..."