• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
HÜSEYİN KOCABIYIK

İşin özü nedir?

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 07.04.2010, 00:00
Anayasa değişikliği paketi Meclis gündemine gelirken kavga büyüyor. Artık herkes oyunu çok açık oynuyor. Yargıda reform isteyenlerle buna direnenlerin safları keskin çizgilerle ayrılmış görünüyor. Balyoz davasında olup bitenler, bazı hakimlerin gazeteci linçi peşinde koşan tuhaf davranışları, yargıya duyulan güvenin dibe vurmasına neden oldu. Hukuk devleti ilkesini devletin varlığının garantisi sayan insanların bu gelişmelerden endişeye kapılmaması düşünülemez bile. Bu gerçek bir tarafa, daha bağımsız ve daha tarafsız bir yargı düzeni getireceği apaçık olan anayasa değişikliği paketi, nedense en fazla yüksek yargı üyelerinden tepki görüyor. Gösterilen tepki normal değil, çoğu kez eleştiri boyutlarını çok aşıyor ve adeta ideolojik bir savunma hattından siyasete ateş ediliyor. Oysa eski günler çok geride kaldı, kimse kimseyi ne kandırabilir ne de yanıltabilir.
***
İtirazcılar işin özünü özenle halktan gizliyorlar. Dikkat edersiniz bu insanlar bu ülkede 50 senedir kullandıkları argümanların ve kavramların hiçbirini kullanamıyorlar. Bu tartışmada rakiplerini sindirmek ve suçlamak için ne Atatürk istismarı, ne de laiklik istismarı işe yarıyor. Hiç kimse, "irtica geliyor" yaygarasına ve üç kağıdına inanmayacağı için o kavramlarda işe yaramıyor.
"Bu paket Atatürk ilkelerine karşıdır" mı diyecekler? Atatürk 10 Kasım 1938'e kadar, yani son nefesini verinceye kadar kuvvetler birliğine inanmış biriyken, "bu paket kuvvetler ayrılığı ilkesine karşı" diyenler Atatürk'ü nasıl referans gösterecekler? Bunu yapamazlar ve yapamıyorlar. Aslında meselenin özü de burada başlıyor.
Şüphesiz biliyoruz, 1960 askeri darbesine kadar bu ülkede kuvvetler birliği vardı. 61 Anayasa'sı kuvvetler ayrılığı ilkesini getirdi. Esasen hukuk devletine inanan insanların itiraz etmeyeceği bu çağdaş uygulama anayasa geleneğimize girerken, diğer yandan aynı anayasa sistematik bir bürokratik vesayet ipiyle bağlandı.
Yürütme tehlikeli işler yapmaya meyilli bir şüpheli konumuna sokuldu. Özgürlük getiren anayasa çığlıkları içinde bu gerçeği gören sadece solcu bir aydındır. Prof. İdris Küçükömer, "1961 Anayasası korporatist bir anayasadır" diyordu. Ve siyasetçi kanı üzerine yazılan bu anayasa Türkiye'ye özgürlük değil, felaket getirdi. 12 Eylül darbesi ve 1982 Anayasası, içinde gizli emeller barındıran 61 Anayasası'nın bazı gediklerini kapatmak için daha da sistematik bir vesayet mekanizması kurdu.
***
Ben bugünkü anayasa değişikliği paketine karşı çıkanlara, "Yahu sizin o pek savunduğunuz 61 Anayasası'nda yüksek hakimlerin bir bölümünü Meclis seçiyordu zaten" hatırlatmasında bulunmayacağım. Bunları geçiyorum, ancak bugün bu itirazları dile getirenler neden bizi hala filmlerdeki Kemal Sunal'ın çizdiği tipolojideki saf adam yerine koyuyorlar, bunu anlayamıyorum. Oysa böyle davrandıkça dürüstlükleri ve inandırıcılıkları üzerine koyu bir gölgeyi kendileri düşürüyorlar.
İzmir Barosu Başkanı Özdemir Sökmen, iki gün önce Buca'da konuşuyor: Anayasa değişikliğinin 'aldatmaca' olduğunu söylüyor, "İlk 10 madde oltanın ucuna takılmış bir yemdir. Daha sonrası gerçekten hukuka vurulan büyük bir darbedir" dedi.
Şimdi bir hukukçunun kuracağı bir cümle mi bu? Nasıl yani? denecek türden bir laf bu. Bize gündemdeki tartışmayla ilgili hiçbir şey söylemiyor. Ben Sayın Baro Başkanı'na buradan çağrı yapıyorum. Tamam haklısınız, kabul. O ilk on madde yem; peki geri kalan maddelerin hangisi gelişmiş ülkelerdeki uygulamalardan farklı? Evrensel hukukun hangi şartına uymuyor? Mesela Almanya'da, mesela İspanya'da, mesela İsveç'te, mesela İtalya'da kim seçiyor bu yüksek yargıçları? Bunlardan söz etmeyi niye denemiyorsunuz?


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA