• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
HÜSEYİN KOCABIYIK

Baykal'a yapılan bir "iç darbe"dir!

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 10.05.2010, 00:00
Şimdi bir senaryo yazacağım size. Senaryoma temel teşkil edecek elemanları alt alta koyacağım. Ben bu verilerden elbette bir sonuç çıkartacağım. Ama asıl amacım okuyucuların kendilerinin bir sonuç çıkarması ve kendi senaryosunu yazması.
Birinci veri: Hatırlanacaktır, Mustafa Sarıgül hareketi geçen yılın ortalarından itibaren kuvvetli bir biçimde siyaset sahnesinde varlığını göstermeye başladı. Sarıgül partisini kuracaktı. Nitekim bu yılın başlarında İzmir mitingiyle siyaset arenasına dahil olduğunu ilan etti. Sarıgül'ün yanında simgesel önemi olan isimlerde yer almaya başladı. Örneğin, Hikmet Çetin. Normalde Hikmet Çetin'in Sarıgül'ün yanında yer almaması gerekirdi. Tam "Sarıgül partisini kuruyor" derken, birden bire partileşme çalışmaları durduruldu. Oysa seçime bir yıl gibi kısa bir süre vardı. Birinci soru budur: Sarıgül'ün partileşme çalışmaları son anda niçin durduruldu?

DOĞAL ORTAK GİBİ
İkinci veri: Demirel ve Cindoruk köşelerinde ölümü bekleyen adamlarken birden bire siyasete ilgi duydular. DP'yi ele geçirdiler. O günden beridir bu ikili CHP'nin doğal ortağı gibi hareket etmekteler. Önemli bir not: Sarıgül'ün Demirel'le düzenli bir irtibat içinde olduğunu herkes biliyor Ankara'da. Ayrıca Demirel'in bütün Ak Parti karşıtı partilerin CHP'de birleşmesi yönündeki fikirleri de biliniyor. Soru şu: Kırk yıllık sağcı Demirel'in CHP ve Sarıgül'e bu derece yakın ilgisi neden olabilir?
Üçüncü veri: Hatırlanacaktır, hukuk devleti bilinci olan Deniz Baykal, şaşırtıcı bir biçimde Ergenekon'u savunma işini en aşırı ölçülere vardırdı. Acaba Baykal'ın başını yakan görüntüler aslında Ergenekoncuların elinde miydi? Baykal bir Ergenekon şantajı altında mı bulunuyordu? Bu sorulara verilecek cevaplar elbette spekülasyon olur. Ancak bir başka gerçek var ki, bunun veri değeri bulunmaktadır. Genelkurmay Başkanı ile Baykal ilişkileri son dönemlerde iyiden iyiye bozulmuştu. Baykal sürekli olarak İlker Başbuğ'u istifaya davet etmekteydi. Soru şu: Neden?
Dördüncü veri: Baykal'ın kaset işi ortaya çıkar çıkmaz CHP'nin en yetkili kişisi Mustafa Sarıgül'ün Baykal'a suikast için adam tuttuğunu iddia etti. Yani bütün gözlerin Sarıgül üzerinde toplanması sağlanmaya çalışıldı. Bir bakıma Baykal'a karşı hamle yapan eski müttefiklere, "kaleyi size kolay teslim etmeyeceğiz" mi denmiş oldu? Bu da bir başka soru tabii ki!
Başka verilerde var ancak veri tespitini burada kesiyorum. Şimdi bütün bu verilerden hareketle bir senaryo inşa edeceğim.

UZANTILAR DIŞARIDA
Senaryom Şu: Türkiye'de herkes Ergenekon darbecilerinin Silivri'de kanunun elinde hesap verdiğini sanıyor. Bu kısmen doğru. Ancak Ergenekon'un uzantıları hala dışarıda ve önemli kurumların içinde çabalarını sürdürüyorlar.
Maalesef bu işin merkezi hala TSK karargahı. İlker Başbuğ kendi çevresinin baskısından kurtulmak istiyor. Bunun yegane yolunun da Ak Parti'nin iktidardan uzaklaşması olduğunu düşünüyor. Ak Parti'yi yasadışı yollardan uzaklaştırmak isteyenlerin önünü kesiyor. Bunun artık mümkün olmadığını görüyor. Kurmay mantığı ile Ak Parti'nin ancak siyaset yoluyla, meşru bir biçimde uzaklaştırılması gerektiğine inanıyor. Bu anlayışa göre ilk yapılması gerekenin Ak Parti'nin karşısında iktidar hedefi olan çok güçlü bir partinin çıkartılması gerektiğine inanılıyor. Bu partinin CHP olması gerektiği düşünülüyor. Buna göre CHP güçlendirilecek, DP ve diğer küçük partiler ve tabii Sarıgül hareketi CHP'ye eklemlenecek, seçimlerden hiç olmazsa bir CHP-MHP koalisyonu elde edilecek.

AK PARTİ GÜÇLENİYOR
Bu tamamen araçsal bir koalisyon olacak. Ergenkon'a nefes aldıracak, olabilirse mahkemelerin yönünü değiştirecek. Tetikçi bir koalisyon olacak. Tek bir görevi de, Tayyip Erdoğan'ı siyaseten tasfiye etmek. Bu olabilirliği yüksek bir proje ama bunun önünde bir sorun var: Baykal sorunu. Bu söz konuyu merkez biliyor ki Baykal CHP'nin başında olduğu müddetçe bu toparlanma olmaz. İlker Başbuğ muhtemelen el altından Baykal'ın çekilmesi gerektiğini söylüyor. Bunu duyan Baykal, Başbuğ'u istifaya davet ederek, "elini partimden çek" mesajını açıkça gönderiyor. Bir taraftan da tarihin saati işliyor. Bu çevrelere göre işler kötü gidiyor. Ergenekon kötü gidiyor. 3. Ordu Komutanı'nın ensesinde adaletin nefesi dolaşıyor. Ak Parti yeniden güçleniyor. Anayasa değişiklikleri sistemi kökten değiştiriyor ve vesayet sistemini tasfiye diyor. Her şey elden kayıp gidiyor. Baykal ise, bütün bu gidişatı durduramadığı gibi varlığıyla çözüm şanslarını da zora sokuyor. Ve sonunda siyaseten imhasına karar veriliyor. Dikkat edilirse söz konusu görüntüler eski görüntüler. Belli ki Ergenekoncuların arşivinde bu görüntüler vardı.

SONUÇ:
Baykal'a dönük bu hamle bir Ergenekon hamlesidir. Ergenekon avukatını azletmiştir. Amacı Ak Parti'ye karşı CHP'yi bir siyasi yığınak partisi haline getirmektir. Bunun önünde engel gibi duran Baykal'ı tasfiye amaçlanan gelişmenin ilk adımıdır.
Bu hamlenin asıl hedefi Baykal değil, Tayyip Erdoğan'dır.
Ve tabii bütün bu yazdıklarım bir senaryodan ibarettir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI