Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu seçimleri yapıldı. Tam 11 bin hakim ve savcı sandığın başına gitti ve yeni kurul üyelerini kendi arkadaşları arasından seçti. Anayasa değişikliği ile bu demokratik seçimler ilk kez yapıldı, bundan sonra da böyle olacak. Ama ne görelim, başta Aydın Doğan medyası, Taha Akyol dışındaki tüm yazarlarıyla, bir yerden talimat almışçasına, HSYK seçimlerinin bakanlık baskısıyla yapıldığını ve meşru olmadığını söylemeye başladılar. Bunlara YARSAV denilen ve seçimlerde boyunun ölçüsünü alan dernek de katıldı. Tabii, CHP'nin seçimleri "itibarsızlaştırma" kampanyasında sessiz kalması düşünülemez bile. İma edilen şey, HSYK seçimlerinde hile yapıldığıdır. Oysa, bu seçimleri Yüksek Seçim Kurulu yaptı. Şu ana kadar da YSK'ya seçimlerle ilgili herhangi bir şikayet gitmiş değil. Gidemez, çünkü böyle bir girişimi 11 bin hakim ve savcı kendilerine hakaret sayacaktır.
***
Yazımın başlığına herkes dikkat etsin. "Utanmazlık" dedim başlıkta. Niye kullandım bu ağır kelimeyi? Şundan: HSYK seçimlerini düzenleyen anayasa değişikliği maddesi "her adaya bir oy" ilkesini getiriyordu. Bu değişiklik yargıda "çoğulculuğu" amaçlıyordu. Yani bu şekilde hem liste savaşları yapılmayacaktı hem de her farklı tutum kurulda temsil edilecekti. Ama CHP ve YARSAV buna karşı çıktılar ve değişiklik paketini Anayasa Mahkemesi'ne iptal istemiyle götürdüler. Anayasa Mahkemesi de ilgili maddeyi bütünüyle iptal etmedi ama CHP ve YARSAV'ın istediği gibi yeniden düzenledi. Yani, "her adaya bir oy" prensibini iptal etti. Çünkü YARSAV sanıyordu ki, kendi adaylarına blok haline oylar akacak!
Tam tersi oldu, Türkiye'nin hakim ve savcıları CHP'yi, ideolojik yüksek yargıyı, darbecileri ve tabii, YARSAV adlı kuruluşu reddettiğini ve yargıda yeni bir dönem istediğini sandıkta gösterdi.
Oysa, CHP ve YARSAV, yeni HSYK seçim yöntemini iptal ettirmemiş olsalardı, aldıkları oylar dikkate alındığı vakit görülecektir ki, kurulun neredeyse yarısı YARSAV ve Demokrat Yargı Derneği üyelerinden oluşacaktı. Kendi kuyularını kendileri kazdılar, şimdi de bağırıyorlar. "Utanmazlık" dememin sebebi budur işte.
***
Hiç bağırmasınlar, dönüşü olmayan bir yola girilmiştir. Bu yolun adı siyasi rejim olarak demokratik Cumhuriyet, yargı olarak, bağımsız ve tarafsız yargı yoludur. "Yargı siyasi iktidarın kontrolüne girdi" iddiası, hiçbir gerçek temele dayanmayan siyasi bir lafazanlıktan başka bir şey değildir. HSYK seçimlerinde hile yapıldı, baskı yapıldı diyenlerin ortaya küçücük bir kanıt dahi koyamamaları bu iddiaların temelsizliğini gösteriyor. Ayrıca, HSYK'nın yeni yapılanma modelini herkes dikkatle incelesin. Ortaya çıkan durumun, iddiaların tam aksine, Türkiye'yi gerçek bir hukuk devleti yapacak özellikler içerdiği görülecektir.