• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
HÜSEYİN KOCABIYIK

"Türk yükselişi"

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 15.09.2011, 00:00
Yazıma şuradan başlayayım: Ukrayna'ya dört gün süren bir seyahat yaptık. Bu ülke müthiş bir ülke. Sadece kadınlarının güzelliği ile değil, toprağı, suyu, ağır sanayisi, üniversiteleri, müzeleri ile emsalsiz. Avrupa kültürü ile Rus kültürü arasında kendine özgü bir hayat düzeni geliştirmiş Ukrayna. Bir taraftan uçak yapabilirken diğer taraftan bölünme sancıları yaşıyor. Demokrasisi hala oturmamış. Rusya'nın koca eli bu ülkenin içinde dolaşıp duruyor ve öyle anlaşılıyor ki yeni oluşturulmaya çalışılan Rus-Alman ekseni bu güzel ülkeyi Rusya'nın insafına daha çok terk edecek. Bu mesele bir gazete makalesinde yeterince anlatılamayacak kadar teferruatlı, onun için bu seyahatte en çok ilgimi çeken hususu dile getirmekle yetineceğim. Geçtiğimiz yıllarda Ukrayna'da Türklere tepeden bakarmış buranın halkı. Ancak son yıllarda Türkler en makbul insanlar olmuşlar. Türkiye'nin ekonomik ve siyasal yükselişi bura insanını oldukça etkilemiş. Şu aralar kriz var Ukrayna'da. Konuştuğumuz akademisyenler "bizim buraya da bir Tayyip Erdoğan lazım" derken Türkiye'nin pırıltısından etkilendiklerini hissettiriyorlar.
***
Bu yazının konusu Ukrayna değil. Ukraynalıların da farkında oldukları "Türk yükselişi". Başbakan Erdoğan'ın Mısır ve Mağrib ülkeleri gezisi sebebiyle tüm dünya tarafından adeta tescil edilen Türk yükselişi, ABD ve Avrupa medyasınca da hiç lafı dolaştırmadan ortaya konuldu. Aslında bizim bazı dangoz kalın kafalı solcular farkında olmasalar da Batılıların yükselen Türkiye algısı yeni bir şey değil. Daha önce ABD'nin meşhur diplomatı Maty Brza "Türkiye artık bir süper güç ve biz onlara baskı yapamayız" sözleriyle yeni Türkiye'nin dünya siyasetindeki yerini tespit etmişti. Ardından The Economist, Time gibi küresel ölçekte siyasi reyting ölçme gücü olan yayın kuruluşları benzer analizlere yer vermişlerdi sayfalarında. Benim açımdan Türkiye hakkındaki son hükümlerin anlamı şu: Eskiden Türkiye'yle ilgili bu değerlendirmelere bizim Sabah yönetimi pek yer vermezlerdi sayfalarında. Şimdi ise aynı Sabah yönetimi abartılı bir biçimde iki sayfa ayırıyor ki, sevindiricidir. "Abartı" kelimesi yanlış anlaşılmasın, bizim gibi asırlarca Karlofça kompleksi taşımış bir toplumun gerçekleri abartma hakkı vardır.
***
Tahrir Meydanı'nda ülkemizin başbakanını izlerken her Türk gibi elbette ben de çok gurur duydum. Başbakan Erdoğan'la bir görüşmemizde ona, "Sizin yerinizde bir başkası olsa Ortadoğu'nun içiyle oynardı" demiştim. Gerçekten Arap halkları üzerinde bu derece belirleyici olan bir liderin ahlaki ve meşruiyetçi bir çizginin dışına çıkmaması bizim asıl gurur duymamız gereken bir husustur. Başbakan, Ortadoğu'nun göbeğinde hem de o bölgeleri hala yöneten diktatörlerin gözlerinin içine baka baka cumhuriyetin kazanımlarını, yani demokrasiyi, insan haklarını, kalkınma ve dayanışmayı anlatmıştır. Dikkat edilsin, Türkiye üzerine konuşan-yazanlar içinde bir kişi bile Türkiye'nin yükselişini emperyalist bir gelişme ve genişleme olarak değerlendiremiyor.
Türk milletinin evlatları başardılar, selam olsun onlara!..


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA