• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
HÜSEYİN KOCABIYIK

Kötülüğün yargılanması

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 13.04.2012, 00:00
12 Eylül darbesinden sonra 28 Şubat da yargı önüne çıkıyor.
Bu gelişme, her şey bir tarafa, bu ülkenin bir hukuk devletine sahip olduğunu gösteriyor bize.
Kendisine saygısı olan bir toplumun ve o toplumun yargısının topluma yönelik bu kitlesel tecavüzleri, aradan kaç yıl geçerse geçsin, yargılaması ve onlarla yüzleşmesi gerekiyordu; şimdi olan budur.
Eksiğiyle budur.
Eksiklik şuradadır ki, aynı şekilde 27 Mayıs'la ilgili de bir dava açılmalıdır.
Aslında belki de, hepsinden önce, 27 Mayıs'la ilgili açılmalıdır; zira "kötülük tanrıçası" 27 Mayıs'tır.
27 Mayıs Cumhuriyet'te darbe geleneğini başlattı.
Ondan sonra yapılan tüm darbeler 27 Mayıs adlı fahişenin gayri meşru çocuklarıdır.
***
28 Şubat'ın diğer darbelerden bazı noktalarda ayrılan yanları vardır; ancak sonuçta o da bir darbedir.
28 Şubat silah kullanmamıştır.
Kendisini de "postmodern darbe" diye tarif etmiştir.
Buna mukabil, korkutma, yıldırma, tuzak, şantaj gibi gayr-i ahlaki yöntemlerin tamamını dibine kadar kullanmıştır.
"İrtica geliyor" ve "laiklik elden gidiyor" yaygaraları etrafında sergilenen gözü dönmüşlük Türkiye'yi perişan etmiştir.
On binlerce insan 28 Şubat'ta acı çekmiştir.
Yüz binlerce insan fişlenmiştir.
28 Şubatçıların sağladığı iklimde bu ülkenin ve bu halkın tam 50 milyar doları hortumlanmıştır.
2001 krizi tamı tamına 28 Şubat'ın sonucudur.
Daha kötüsü, milletin manevi temellerine saldırmıştır 28 Şubat.
Hedefinde ne irtica ne de laiklik karşıtı unsurlar vardı aslında; 28 Şubat, doğrudan doğruya, Türk milletinin Müslüman kimliğini kazımaya dönük eylemlerin içinde oldu.
Kürtçülüğün "silahlanması" 12 Eylül'ün ürünüdür; "siyasileşmesi" ise 28 Şubat'ın ürünü.
Bu dönemde siyaset büyük itibar kaybına uğradı.
Yargı kurumları ürettikleri kararlarla vicdanları kanattılar.
Orduyla halkın bin yıllık gönül bağı derinden zedelendi.
28 Şubat'ın verdiği korkunç zararları alt alta sıralamaya devam edebilirim ama şu üstekiler yetmez mi?
***
Evet, nihayet dün beklenen oldu:
12 Eylül davasından sonra 28 Şubat yargılaması da başladı.
Dün sabah başlayan baskınlardan anlıyoruz ki 28 Şubat çok geniş boyutlu ve derin bir yargılamaya konu olacak.
Belli ki savcılar dün gözaltına alınan emekli askerlerle yetinmeyecek.
Mutlaka bu soruşturma 28 Şubat'ın başka katmanlarına da uzanacaktır.
Çünkü hiç kimse 28 Şubat'ı sadece askerilerin sırtına yükleyip bir yere kaçamaz.
Herkes her şeyi biliyor. 28 Şubat'ın asıl tertipçileri askerler değil; askerler sadece fedailik yaptırılan kesimdi.
İstanbul sermayesi, medya ve bazı sivil toplum kuruluşları sorgulanmadığı sürece 28 Şubat davasından hiçbir sağlıklı sonuç elde edilemez.
Burada önemli bir hususu belirtmeyi görev sayıyorum:
Darbelerin yargılanması ülkemizin geleceği için hayati derecede önemlidir.
Ancak...
Bu davalara asla bir linç duygusuyla...
Bir rövanş anlayışıyla...
Bir intikam hırsıyla yaklaşmamalıyız.
Bu tür yaklaşımlar her şeyden önce davalara zarar verir.
Adalet çizgisinde durmak, yargının işine karışmamak esas olmalıdır.
Özellikle benim gibi 28 Şubat'ın kötülüğüne maruz kalmış insanlar, gazeteciler iyi bir sınav vermelidir bu süreçte.
En azından, 28 Şubat'ın o azgın günlerinde, o kötülük hareketine destek veren, akıl veren merhametsiz gazeteler, gazeteciler ve televizyoncular gibi davranmamalıyız.
Tarih bize, adalet çizgisinde durmanın en güvenli yer olduğunu öğretti çünkü...


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA