Olay ilk patladığında Başbakan Erdoğan'ın "Sen kimsin, kimin adamısın?" dediği savcının basına yansıyan resmine baktım. O da ne, ben bu tipi bir yerden tanıyorum. Yanlış anlaşılmasın, bir yerde görmüşlüğüm yok, şahsen de tanımıyorum, ancak tanıyorum işte, tanıdık bir tip.
Bir cemaat devşirmesi olduğu besbelli. Fakir bir ailenin çocuğu olarak devşirilmiş, yurtlarda barındırılmış, dershanelerden yetiştirilmiş.
Abileri ona "Sen hukuk fakültesinde okuyacaksın" demişler. Sonra dönemin konjonktürünü kullanarak, askerlerin tacizinden bunalan siyasi iktidarın dayanışma ihtiyacı istismar edilerek yargı sisteminin içine sokulmuş.
Belli ki onu oraya sokan ve o göreve atayan HSYK adlı kurum.
Savcı Muammer Akkaş'ın resmine lütfen herkes baksın, orada hükümete darbe yapabilecek bir tip görüyor musunuz?
Korkudan dudaklarını ısırıyor resimde. Belli ki birisi ona kesin bir talimat vermiş, bunun bir "Abi" olduğu kesin, bu "Abi"nin nerden olduğu da belli.
***
Dünkü Yeni Şafak Gazetesi o "Abi"nin adresini gösterdi. Bu adres HSYK, yani Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu. Hükümetin eskisinden kurtulmak için kendi varlığını tehlikeye attığı yargı üst bürokrasisi.
Gazetenin haberine göre savcıya talimatı veren HSYK'daki bazı hakimler. "Biz arkandayız" diyen onlar. Hükümet devirme planının karargahı orası. Anlaşılıyor ki HSYK seçimleri yapılırken hükümete çok berbat bir oyun oynanmış ve hükümet yanıltılmış. Orada resmen bir cemaat kadrolaşması gerçekleşmiş.
Gazetenin haberi doğru mu? O tuhaf savcıya bu pis işe zorlayan gerçekten HSYK içindeki kozmik yapılanma mı?
Eğer öyleyse durum çok vahim, devlet ve hukuk büyük bir tehdit altında. Burada millet iradesini temsil edenlerin devleti koruma ve kurtarma zorunluluğu ortaya çıkıyor ve yepyeni bir devleti koruma stratejisine ihtiyaç var. Devlet içinde bu önemde bir kanserle yaşanamaz çünkü.
Gazete haberleri gerçeği mi söylüyor acaba?
Yeni Şafak Gazetesi'nin haberinin gerçek olmaması için dua ediyorum ama emareler bir ok gibi HSYK'yı gösteriyor.
Operasyonların önceden başsavcıya haber verilmesini emreden yönetmelik değişikliği Danıştay'da görüşülmekte iken "Anayasa'ya aykırılık" görüşü açıklayan ve Danıştay'dan istediği kararı da hemencecik çıkaran HSYK değil mi?
Evet o kurum.
Üstelik bunu bir anayasa suçu işleyerek yapıyor HSYK.
Tehlikeyi görebiliyor musunuz?
***
HSYK benim hayatımda önemli bir kurumdur. Eski HSYK'nın hukuksuzlukları karşısına dikilen gazetecilerden biriyim, belki de tek gazeteciyim. Eski HSYK üyelerinin tamamıyla mahkemelik oldum. 500 bin lira tazminat davası ve ceza davası açtılar, 9 yıl hapis yatmamı istiyorlar.
Beni mahkeme hakimine Yargıtay üyeliği sözü vererek linç ettirmek istediler.
Eski HSYK Türk hukuk sistemine büyük darbeler vuruyor ve büyük zararlar veriyordu. Ancak yeni HSYK, haberler doğruysa, eskisini aratır bir tehlike odağı haline gelmiş demektir. Siyasi iktidara darbe planlayan bir yargı kurumu düşünün, akıl alır şey değil.
Anayasa değişikliği ile göreve başlayan HSYK üyelerine Sabah Ankara'daki köşemden seslenmiş ve "Sakın hukuktan ayrılmayın" demiştim.
Siz, en azından bir kısmınız, yargı sistemimizin size yüklediği onurlu misyona uygun davranmıyorsunuz, bu çok açık, kimin oyuncağı olduğu belli olmayan bir cemaatin neferleri gibi davranıyorsunuz.
Hükümet yıkma girişimlerinin karargahı gibi bir görüntü veriyorsunuz.
Anayasa suçu işliyorsunuz.
Suç işleyen bir yargı kurumu mu olur?