Evimize giren ilk buzdolabının markası Aygaz'dı ve yüzde 80'i ithal bir montajdı. Evimize giren ilk televizyonun yüzde yüzü ithaldi. Bu listeyi uzatabiliriz. Sonuçta biz "vay be, gavur nasıl yapıyor?" diye diye büyümüş bir nesiliz. Allah'tan Turgut Özal diye bir adam geldi de, Türk'ün de başarabileceği ve yapabileceği duygusunu kazandırdı ve tüketen Türkiye'den üreten Türkiye'ye iyi-kötü bir geçiş sağlandı. Gençliğimde ülkemle ilgili umutlarımın arttığını hissettiğim ilk olay Vestel'in elektronik eşya üretip Avrupa pazarına ihraç etmesidir. Vestel Zorlu ailesine geçtikten sonra zihnimizdeki "bu işleri gavur bizden daha iyi yapar" kompleksi param parça oldu. Çünkü Vestel yeryüzü kalitesinde ürünler yapıp ihraç etmeye başladı.
Ülkemle iftihar ettiğim ikinci olayı bir İran gezisinde yaşadım: Tahran'da gezerken dükkanların camında "Türk malı bulunur" yazısı gördüm. Önce endişelendim, bana "Çin malı" türünden bir duyuru gibi geldi. Sonra gerçeği öğrenince güçlü bir milli gurur duyduğumu söylemeliyim. Meğerse İran'da Türk malı "kaliteli mal" manasına geliyormuş artık.
Ben uzun zamandan beri mümkün olduğunca yerli malı kullanıyorum. Bunun nedeni 1940'lı yıllarda başlatılan Yerli Malı Kullanma Kampanyalarında empoze edilen duygular değil; bugün yerli malı kullanmamın en önemli nedeni kalite.
1940'lı yıllarda yerli malı haftaları düzenleniyordu ama ortada "yerli mal" yoktu; bugün ise dünya kalitesini yakalamış yerli malı var, tabi ki yerli malı kullanmalıyız.
IPHONE EMPERYALİZMİNE HAYIR!
EGE'nin ve Türkiye'nin teknoloji gücü Vestel, bir telefon markası ürettiğini duyurduğu vakit, bu haber ilgimi çekti. Çünkü birkaç ay önce bir makale okumuş ve çok kızmıştım: makaleye göre iPhone telefonların pili sabit olduğu için, kapalı bile olsa istihbarat örgütleri tarafından telefon üzerinden ortam dinlemesi yapılabiliyormuş. Zaten Apple firmasının CIA ile ilişkileri ayyuka çıkmış durumda. Bu arada belirteyim ki ben de iPhone marka telefon kullanan birisiyim. Şu günlerde CIA cebime girmiş gibi bir duygu taşıyorum ve bu duygudan bir an önce kurtulmak istiyorum.
Birkaç gün önce okuduğum yeni bir makale beni iyiden iyiye ajite etti. iPhone marka telefonları Amerikalılar için Çin'de imal eden Çinli üreticiler, Amerikalılara açıkça isyan etmişler. "siz telefonu bize 20 dolara yaptırıyorsunuz, kendiniz 1200 dolara satıyorsunuz, adalet mi bu?" demişler. Amerikalılar ise cevaben "yazılımını biz yapıyoruz ama" diye cevap vermişler.
Amerikalılar haksız mı? Elbette haklılar, ne kadar akıl o kadar ekmek, çağımızın gerçeği bu. Zamanımızda akıl ekonomisini kim yönetiyorsa o kazanıyor. Ama ben yine de bu paylaşımdan rahatsız oldum. Düşünün ki, dün Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dediği gibi peynir ekmek gibi satılıyor cep telefonları. Türkiye'nin sadece cep telefonu için yabancılara ödediği para 4 milyar dolara yaklaşıyor. Türk'ün bu kadar mı çok parası var böyle harcanacak? Bu açıkça milli israftır.
Vestel Venüs adlı bir telefon üretti. Şimdi onu inceleyeceğim, sadece montajsa onu da almam, ancak yerli payı varsa, alıp bundan sonra Venüs marka Türk telefonu kullanacağım. "iPhone çöpe, Venüs cebe" diyeceğim. Ancak ben Zorlu Ailesi'nden ve Vestel'den beklerim ki 2023 yılına kadar sadece yerli telefon değil, aynı zamanda "Zorlu yazılımı ve işletim sistemini" de geliştirsinler. Vestel bunu başarabilir. Yeter ki bu işin üzerine İstanbul'da yaptıkları o zevksiz inşaat kadar eğilsinler.