2002'de izlediğim 'Tanrıkent' adeta Tanrı'nın tokadı gibiydi. O filmde izlediğim Rio'nun favelalarındaki* yoksulluk ve şiddet herkes gibi beni de derinden etkiledi. Yönetmen Fernando Meirelles şiddetin estetiğini yapmıştı. Konusu kadar bu farklı estetik de 'Tanrıkent' filmini unutulmaz kıldı. Meirelles ile ilgili beklentileri çoğalttı. Akabinde Brezilyalı yönetmen iki roman uyarlamasıyla sinemaya devam dedi: John le Carre'dan 'Arka Bahçe' ve Nobelli Jose Saramago'dan 'Körlük'. Her ikisi de kendi çapında başarılıydı ama bir 'Tanrıkent' değildi. Şimdi de 21'inci yüzyıldaki ilişkileri mercek altına aldığı yeni filmi '360' ile karşımıza çıkıyor Meirelles.
KELEBEK ETKİSİ
'360'ta birbirleriyle kesişen hayatların hikayelerini izliyoruz. Kızına hasret bir baba, aldatılmış bir genç kız, psikolojik sorunları olan azılı bir sapık, yolunu arayan fahişe ve çok daha fazlası... Viyana, Paris, Londra, Rio, Denver, Bratislava... Farklı şehirler, farklı hayatlar. Birbirlerine uzak olsalar bile adeta kelebek etkisiyle birbirlerini etkilenen hayatlar. Birbiriyle bağlanan hikayelerin vardığı aynı sonuç ise şu: Verdiğimiz kararlar ve olduğumuz kişi bizim nereye gideceğimizi belirler.
Bu filmin dikkatimizi çekmesi için iki önemli neden var. Ünlü birçok oyuncu ve yönetmen Meirelles. Yönetmenden önce oyunculara eleştirim. Karakter bolluğundan oyunculara konsantre olmak mümkün değil. Tam oyuncunun keyfine varacağınız sırada perdede yerini bir başka oyuncuya bırakıyor. Bu oyuncunun bir kabahati değil. Senaryonun kusuru.
YILDIZLI KADRO
Mesela Rachel Weisz ve Jude Law'un bu filmdeki varlıklarını anlamış değilim. İsimleri var cisimleri(neredeyse) yok. Anthony Hopkins de acıların babası olarak havalimanlarında rol kesiyor. Onların yerine Juliano Cazarre (Rui), Lucia Spisova (Mirka) ve Vladimir Vdovichenkov'un (Sergei) oyunculukları beni daha mutlu ediyor. Rui ve Rose'un sevişme sahnesi, Michael ve Mirka'nın barda buluşma sahnesi birer kısa film gibi filmde beni en etkileyen bölümler.
Ve yönetmene gelince... 'Kesişen hayatlar' kalıbıyla Fernando Meirelles, Meksikalı yönetmen Inarritu'nun izinde gidiyor bu filminde. Aslında onun başkalarının izinde gitmesine hiç ihtiyacı yok. Kendi üslubunu çoktan kanıtlamış bir sinemacı. Üslup dışında Meirelles'in filme kattıklarına bayıldım. Aynı karede bütün kahramanların o anını göstermesi, sahne geçişlerindeki estetik, atmosfer, ışık, açılar... Hepsi fevkalade. Hikayelerin tamamı günümüz dünyasından insanlık halleri.
'360' tam da adına yaraşacak bir şekilde tüm açılarıyla dünyanın farklı yerlerindeki hayatları karşımıza getiriyor. Filmi ister sevin ister sevmeyin ama kendi hayatımızın başkalarının hayatını nasıl etkilediğini farklı bir gözle izleyin.
İyi bayramlar.
Haftanın Filmi
Tinkerbell: Gizemli Kanatlar
Tinker Bell ve peri arkadaşları Kış Ormanı'nın büyülü dünyasına doğru yolculuğa çıkar. Burada dünyasını önlenemez bir şekilde değiştirecek bir sırrı keşfeder. 3D olarak çekilen Tinker Bell, Disney'in çocuklara adeta bayram hediyesi.