Merakla beklediğim "X-Men" serisi "X Men: Geçmiş Günler Gelecek" filmiyle hiç hız kesmeden devam ediyor. Bu kez, Magneto'nun yıllardır uyarmaya çalıştığı mutant soykırımı ele alınıyor. Aslında film, mutantları ele alarak 1970'lerdeki soğuk savaş paranoyasının üzerinden bir politik hikayeyle bellek tazeliyor. Daha önce de yazmıştım "X-Men" serisi 2000'de çekilmeye başlanmış ve gördüğü ilgi üzerine devam filmleri gelmişti. Çizgi roman uyarlamalarındaki "derinlik" eksikliği algısını "X-Men" serisi tersine çevirmişti. Bu seri azınlıklara olan bakış açısı, hoşgörü eksikliği, iktidar mücadelesi, alt kimlikler, cinsiyet, milliyetçilik gibi birçok konuyu beyazperdede görünür kılarak tartışma yaratmıştı. "X-Men" serisi bu toplumsal duyarlılığını "Geçmiş Günler Gelecek" filminde de sürdürüyor.
MUTANTLARIN YAŞAMA SAVAŞI
Filme geçmeden önce kısa bir özet: Mutantlar soylarının tükenmemesi için zamanda yolculuk yapmak zorundadır. Zira gelecekte kamplara hapsedilmiş durumdadırlar. Sentinel'ler tarafından avlanıp öldürüldükleri için de nesilleri tükenmenin eşiğine gelmiştir. Mutantların soyunu kurtarabilmek için iki ezeli düşman Magneto ve Charles Xavier güçlerini birleştirirler. Planları Sentinel'lerin yarattığı vahşeti durdurmak üzerine kuruludur. Wolverine, kendi kendini iyileştirebildiği için zamanda yolculuğunun onda yol açabileceği yan etkiler yok olacaktır. Bu yüzden Wolverine'i Kitty Pryde'ın da yardımıyla geçmişe gönderirler. Trask Industries'in deneyler sonucu ürettiği Sentinel'lerin yapım aşamasına engel olacaklardır. Acaba bu konuda başarılı olabilecekler midir?
"X Men: Geçmiş Günler Gelecek" hem sıkı bir politik film, hem şahane bir eğlencelik! Bu seriyi böylesine çok sevmenin başlıca nedeni, galiba güncel meseleleri her dem taze tutmaları. Seri, bu filmde de yine faşizme karşı sıkı göndermeler içeriyor. Mesela Sentineller'in yaratıcısı Bolivar Trask'in mutantlar üzerinde yaptığı deneyler hemen yakın tarihi çağrıştırıyor. Hatırlarsanız, II. Dünya Savaşı sırasında Josef Mengele, Museviler üzerinde buna benzer deneyler yapmıştı. Mutantlar bir nevi bu toplumun "ötekileri". Ve onlardan olmayanların da yaşama hakkı yok!
Politik boyutuna rağmen çok da eğlenceli bir film "X Men: Geçmiş Günler Gelecek". Yaratıcı aksiyon sahneleriyle filmin sonuna kadar tempo düşmüyor. Mesela, süper hızlı mutant Quicksilver'ın polisleri yaya bıraktığı sahne baş döndürücü hızına rağmen espiriyi de elden bırakmıyor. Filmin içeriği kadar görselliği de başarısındaki diğer etmen. Ucuz efekt numaralarına kaçılmamış. Her mutant için onların gücünü gösteren özel efektler yaratılmış.
X-MEN YILDIZLARI BİR ARADA
Film oyuncu kadrosuyla da seri içinde ayrıcalıklı bir yere sahip. Bugüne kadar diğer filmlerde karşımıza çıkan bütün yıldızlar bir arada. Oscar'lı yıldızlar Halle Berry ve Jennifer Lawrence rolün küçüğüne büyüğüne bakmamış, birlikte oynamış. "Wolverin"de Hugh Jackman, Magneto'nun gençliğinde Michael Fassbender her zamanki gibi "X-Men"e ayrı bir enerji katmış. Game of Thornes dizisinin yıldızlarından Peter Dinklage ise filmin sürpriz oyuncusu. Bu süper yetenekli küçük adam Bolivar Trask rolüne cuk oturmuş. Yönetmen "Bryan Singer"ın bu seriye olan katkılarını unutmamak gerekir. Singer X-Men'lerin efsaneye dönüşmesinde büyük pay sahibi. X-Men: Geçmiş Günler Gelecek hem X-Men hayranlarını hem de bilim-kurgu severleri fazlasıyla mutlu edecek bir çalışma. Hala gösterimi devam ederken kaçırmayın derim.
İyi seyirler.