Güzel insanlar güzel bir amaç için biraraya geliyorlar demiştim en son sizlere. Salı akşamı onlarca güzel insanın oluşturduğu sinerjiyi sizlere gazete sayfalarımızdan ve televizyon ekranlarımızdan ne kadar yansıtabileceğiz bilemiyorum ama, keşke imkan olsaydı da herkes orada olabilseydi.
Yeni Asır Tavla Turnuvası dedik adına. Aslında her şey bir şakayla başlamıştı. Folkart Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Sancak Yeni Asır'da yayımlanan röportajında tavla oynamanın en sevdiği hobilerinden olduğunu ve birlikte oynadığı rakiplerinden kazandıkları sayesinde artık evini büyütmek zorunda kaldığını söylemiş ve işte bütün kıyamet de buradan kopmuştu!
İşadamları Rıza Akça, Mustafa Kürkan, Emin Önal ve Aziz Demir'in itirazları organizasyon fikrinin yolunu açtı. Vali Sayın Cahit Kıraç'ın himayelerinde, bu tür bir sosyal paylaşımın güzel bir hedefe yönelmesi sonucuyla 1 Mayıs Salı günü Mövenpick Otel'in de katkılarıyla tamı tamına 400 bin lira Anadolu Otizm Vakfı yararına toplandı.
Burada tek tek herkese teşekkür etmem çok zor, çünkü köşe boyutlarım yetmez. Ama; Sayın Vali ve Sayın Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile birlikte katılan tüm belediye başkanlarımıza ve pek tabii sırf bu orgazisyon için gelen Nazilli Belediye Başkanı Haluk Alıcık'a, Başsavcımıza, Emniyet Müdürümüze, İZKA Genel Sekreterine, kamu kurumlarının il ve bölge müdürlerine, gerek turnuvaya katılarak gerekse bu özel geceye katılarak bizlerle olan milletvekillerimize, AK Parti İl Başkanı Ömer Cihat Akay'a, Manisa İl Genel Meclisi Başkanı Hayrullah Solmaz ve işadamı Arif Koşar'a, Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Atilla Sertel ve katılan tüm diğer gazete, dergi ve televizyonların sahibi ve yöneticisi meslektaşlarıma, organizasyonun kusursuz geçmesinde büyük katkısı olan Başkan Hilmi Göçhan ve tüm İzmir Tavla Derneği üyelerine ve pek tabii Yeni Asır gazetesi ve Yeni Asır TV'deki tüm arkadaşlarıma teşekkür ederim. Ve, böylesine özel bir organizasyonda böylesine özel insanların hepsini biraraya getiren tek bir marka var elbette; Yeni Asır...
Gerçek şampiyonlar
Turnuvanın elbette tek bir şampiyonu var; işadamı Fikri Kahyaoğlu. Ameliyatlı haliyle katıldığı turnuvada bileğinin hakkıyla şampiyon oldu. Ama, Fikri Bey'in şampiyonluğunun bir başka anlamı da oldu bu. Çünkü; kendisi çok önemli bir rahatsızlık geçiriyor ve tedavi görüyor. O'nun ağzından çıkan şu sözler bile; otistik çocuklarımıza olan ve olacak katkılarımız kadar önemli; "Hastalığım sırasında böyle bir ödül almam ve burada bu güzel insanlarla böyle hoş vakit geçirmem bile tedavimde yüzde 50 moralimin yükselmesini sağladı."
Fikri bey, gecenin tek şampiyonu elbette ama bana göre, gerek turnuvaya katılıp sosyal paylaşımın en keyifli örneğini veren, gerekse geceye katılarak bizlerle olan tüm işadamlarımız gerçek şampiyonlar. Mesut Sancak, Rıza Akça ve Hüseyin özdilek'in ardından adeta bir bağış yarışına giren Gökhan Çarmıklı, İdea Yapı adına Nejat Arseven ve İbrahim Aksoy, Ahmet Küçükbay, Aziz Demir, Cem Bakioğlu, Mahmut Özgener, Ender Yorgancılar, Abdullah Kavuk, Mikdat Dabak, Tolga Duğles, Levent Ürkmez, Azad Yeşil, İzzet Yıldızhan, Hüseyin Divrik, Mustafa Kürkan, Mehmet Tiryaki, Ahmet Baştuğ, Bülent Sarper, Ahmet Ayakdaş, Hasan ikier, Sabahattin Vatansever, Zafer Beken, Veysi Kubba, Emin Önal, Temel Aycan Şen, Arif Koşar, Fikri Kahyaoğlu, Mehmet Güncü, İbrahim Aslan ile Berna Noyaner ve isimlerini buraya yazamadığım ama haber sayfalarımızda okuyacağınız tüm hayırseverlere teşekkür ediyor, önlerinde saygıyla eğiliyorum.
Bir özel teşekkürüm de Ali Pehlivanoğlu'na. Sırf bu gece için özel olarak İstanbul'dan geldi, tıpkı Bursa'dan gelen Hüseyin Özdilek ve yine İstanbul'dan gelen Gökhan Çarmıklı gibi.
Anadolu Otizm Vakfı'na yaptığı katkıları ben biliyorum. Ama, bunun yanında 100'ün üzerindeki tüm mağazalarında kasalarının yanına vakıf adına bozuk para kumbaraları yaptırıp koyacak. Salı gecesinin en mutlularından biri de Anadolu Otizm Vakfı Başkanı Dr. Burhan Özfatura idi elbette.
Aslında daha yazılacak öyle çok şey var ki...
Cem'ler mutlu olsun diye
Salı gecesi bizlerle olan Cem Vardacı'nın (Otistik iken, doğru bir eğitimle yüzde 98 iyileşen ve bugün müthiş bir müzisyen olma yolunda emin adımlarla ilerleyen gencecik bir kardeşimiz) dört kelimelik cümlesi, orada yapılan ve yapılmaya çalışılan her güzel şeyin öyle güzel karşılığıydı ki. Cem mikrofondan, "Çok ama çok mutluyum" derken, binlerce Cem'i daha mutlu etmek için yola çıkan bu onlarca güzel insanın ne kadar doğru yolda olduğunu gördük hepimiz.
Teşekkürler...