• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
SEDA KAYA GÜLER

Benim adım Cenin

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 03.09.2012, 00:00
Başbakan'ın talimatıyla Sağlık Bakanlığı kürtajla ilgili yasayı değiştirip kısıtlamalar getirmeye çalışırken niye karşı çıktık?
Kadını ve çocukları önemsediğimiz için. Haklarına sahip çıktığımız için.
Kürtaj elbetteki sık sık başvurulacak ve istenilecek bir yöntem değil. Zorunluluk halinde başvurulması gereken bir çözüm. Bir doğum kontrol yöntemi değil. Ama temel bir hak.
Eğer kızlarımızın kürtaj olmasını istemiyorsak, yapacağımız şey, onları cinsel konularda bilgilendirmek. Korkutmak, koruma altına almak çözüm değil, kızlara kendilerini korumasını öğretmemiz gerekir. Ve esas önemli olan da erkekleri eğitmek. Bir kızın başına bir şey geldiğinde onu suçlamak yerine, onlara bunu yapan erkekleri suçlamamız. Kızı, torunu yaşındaki kızlara göz koyan, hem de en yakınındaki, komşusu, akrabası olan kadınlarla ilişkiye girmeyi marifet sanan erkeklere tepki göstermemiz. Kadının namusunu dile dolayarak güya onun namusunu korumaya kalkacağımıza, erkeklere ahlak dersi vermeye kalkalım.

ANLATAMAZDI
Geçen hafta kendisine tecavüz eden akrabasını öldürüp, başını keserek köy meydanına getiren kadının dramını konuşuyoruz günlerdir. Olayın esas katili öldü ama kadın hala mağdur. Yapılması gereken, olay olduğunda bunu yakınlarına anlatmasıydı. Ama bu toplumda yaşayan kaç kadın bunu göze alabilir? Herkes gibi o da biliyor ki, bunu anlattığı zaman kabahatli o olacaktı. Kocası, kayınpederi, "keşke anlatsaydı" diyorlar ama anlatsaydı, kafalarında bir şüphe olacaktı "acaba o da istedi mi?" diye. Herkeste olacaktı. Zaten yakınına göz koymakta bir sakınca görmeyen o alçak da, "Beni zorladı, baştan çıkardı, şeytana uydum" diyecek, kafaları bulandıracaktı.
O evde, o köyde, o şehirde yaşamayacaktı o kadın. Herkes ona farklı bakacaktı. Muhtemelen kocası da boşayacaktı, "namusu kirlendiği" gibi kadının önüne sürülen bahaneler nedeniyle. Kirlenen kim? Kadın mı, erkek mi, insanlarını eğitmeyen tolum mu?

O ÇOCUĞU İSTEMİYOR
Sonuçta kadın hamile. Keşkelere sığınmanın anlamı yok. O kadın, o çocuğu istemiyor. AK Parti Milletvekili Oya Eronat'ın dediği gibi annelik güdüsü ortaya çıkıp da anne çocuğuna sarılmayabiliyor. Yani onu benimsemediği gibi olumsuz olarak etkilenebiliyor. Hatta etki altında bile, hem o hem de henüz anne karnında olan ve gün geçtikçe büyüyen cenin gibi. Cenin haklarını düşünerek kadının haklarını bir kenara itenler, bu konuda gerçekten dürüstlerse gerçekten de ceninin sağlığını düşünmeliler. Ve bilmeliler ki şu anda o cenin, her şeyin farkında. O annesinin başına gelenlerini, annesinin duygularını, hislerini, kendisini istemediğini biliyor. Annesinin ezik rahminde sağlıksız bir şekilde gelişiyor. Tutunduğu rahim duvarından ayrılmak istiyor büyük bir olasılıkla. Doğmamış olmayı istiyor. Bu isyanı doğduktan sonra da devam edecek. Bana inanmıyorsanız, Doç. Dr. Nusret Kaya'nın "Benim Adım Cenin" adlı kitabı okumanızı öneririm.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA