Kişisel gelişime yönelik kitaplar (hepsi değil elbette) o kadar çok ilgimi çekiyor ki, bazılarını karıştırınca "Biz yolun başındayken bu kitaplar niye yoktu veya neden bu türde kitaplara ilgi duymadım?" diye düşünmüyor değilim.
Kendimizi tanımayı el yordamı ile keşfettik, seçimlerimizi yaparken tamamen duygularımıza hareket ettik, kariyer yolunda ilerlerken yöneticiliği öğrendik vs...
Bu kitapları okumuş olsaydık ne değişirdi bilmiyorum ama kendimi yeniden keşfetmek, bildiğim bazı doğruların "doğru" olduğunu görmek hoşuma gidiyor işte. Mesela kişisel seçimlerin sorumluluğunu üstlenmek!
Soyak Yayınları tarafından yayınlanmış "Etik Zeka" adlı kitapta okudum "sorumluluk" ilkesinin ne kadar önemli olduğunu. "Bir hatırlatıcıya ihtiyacımız olduğu gerçeği, sorumluluk ilkesi doğrultusunda yaşamanın ne kadar güç olabileceğinin bir işaretidir" diyor.
SEBEP VE ETKİ
Yani aldığımız kararların sorumluluğunu başkasına yükleme lüksüne sahip olmadığımız hatırlatılıyor. Özel hayatımızda da bu böyle, iş hayatımızda da. Örneğin aşık olduğunu sanıp veya gerçekten aşık olduğu için sevdiği erkeğe kaçan kadınlar ileride mutsuz olduklarında kendilerinden başka herkesi suçlarlar. Veya kocaları istediği için çalışma hayatına ya da hayallerine veda eden kadınlar, terk edildikleri zaman bu seçimlerinin bedelini başkalarına ödetmeye kalkarlar.
Kişisel sorumluluk da böyle bir şey işte. Yaptığımız seçimlerin sonuçlarından sorumlu olduğumuzu kabul etmek. Kitaptan bir bölümü sizinle de paylaşmak istiyorum. "Her eylem sebep ve etki kuralını takip eder. Bir şeyin meydana gelmesine neden olduğumuzda, genellikle birden fazla etki vardır. Hareketlerimizin bazı sonuçları planlıdır, diğerleri sürpriz olarak ortaya çıkar. Kişisel seçim, hareketlerimizin bütün sorumluluğunu, hem tahmin edilen hem de planlanmamış sorumluluğunu üstlenmeyi gerektirir."
BİR BABANIN SEÇİMİ
Kitapta golf oynamayı seven bir baba örneği veriliyor. Bu kişi kadın da olabilir erkek de. Golf oynamanın yerine başka bir spor veya sanat dalı da konabilir. Konu şu: Örneğimizdeki erkeğin hedefi işinde başarılı olmak, iyi bir golf oyuncusu olmak ve iyi bir baba olmak. İşinde başarılı olmak için ne yapması gerektiğini biliyordu. Golf oyuncusu olmak için ise her hafta sonu oyunlara katılmalıydı. Sorun, bu durumda çocuklarına zaman ayıramamasıydı. Bir dostu "çocuklarıyla birlikte oynamasını" önerdi. Başta bu öneriyi küçümsedi. Kendini geliştirmesine yardımcı olamayacağını düşündü. Daha sonra şunun farkına vardı: "İyi bir baba olmaya zamanım yok dediğimde sanki benim sorumluluğum değilmiş, suçlu olan zamanmış gibi geliyor. İyi bir baba olmak, iyi bir golf oyuncusu olmaktan daha önemli bir hedef. Öyleyse bir seçim yapmalıyım."
Yaptığı seçim şu: Golften vazgeçmedi. Çocuklarıyla beraber oynadı kendini tatmin etti ama iyi bir golf oyuncusu olmak yerine iyi bir baba olmayı tercih etti ve bunun sorumluluğunu üstlendi.
Son söz: Sorumluluk mükemmel seçimi yapmak anlamına gelmiyor. Aksine kendimiz için en mükemmel tercihi yapma seçimi demek.