• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
SEDA KAYA GÜLER

Siyaset aslında kadın işi

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 05.12.2014, 00:00
Bu hafta yine kadınları konuşacağız. Bu kez kadın ve siyaset üzerinde duracağız. Zira 5 Aralık tarihini kutlayacağız. Yani kadınlara seçme ve seçilme haklarını kullanmalarının yıldönümü. Pek çok siyasetçi "kadınlara bu hakkı veren ilk ülkelerden biri" olduğumuzu söyleyecek.
Her yıl söyleniyor zira. Kadın haklarının konuşulduğu her platformda söylüyoruz. Söylüyoruz da ne oluyor? Bir kere bu lütfedilmiş bir hak değil. Hakkımız olan ama uzun süre yasaklanmış ve de elimizden alınmış bir hak. Dolayısıyla bu hakka sahip olmak, bunu sürdürebilmek ve korumak önemli. Çünkü bu hakkı tam anlamıyla kullanabildiğimiz söylenemez. Kadınlar olarak sadece seçme hakkımızı kullanabiliyoruz. Seçilme hakkımız ise güme gidiyor.
Çünkü bırakın vekil olmayı aday olmamız bile istenmiyor.
Malum siyaset erkek işi olarak görülüyor. Kadınların girmesi yasaklı olan bölgelerden. Ama işte kalkınmanın kadınsız olmayacağının bilincinde olan Atatürk, Osmanlı'nın aydın kadınlarının taleplerini göz önüne alarak kadınların oy kullanması ve aday olmalarını sağlayan yasanın Meclis'ten geçmesinin ardından kadınları aday olmaya teşvik ederek Meclis'e girmelerine ön ayak olmuş.

GERİSİNE KARIŞMAYALIM

İstemeseydi olmazdı. Kadınlar yine mücadele ederdi ama yasaları yapan erkekler olduğu için bu mücadeleyi kazanmak uzun sürebilirdi. Tıpkı diğer İslam ülkelerinde olduğu gibi. Zira kanun koyucularımız ve bizi yönetenler kadınların erkek işi olarak görülen siyasette yer almasını istemiyorlar. Sadece seçelim istiyorlar. Onları seçelim. Gerisine karışmayalım.
Doçent Serpil Çakır, "Erkek Kulübünde Siyaset" adlı kitabının önsözünde şu anısını paylaşır: "80'lerin sonunda siyasal partilerle ilgili bir ödev için, dönemin Adalet Partisi İl Başkanı ile görüşmeye gitmiştim. Ben partiler, demokrasi gibi konularda soru soruyordum, erkek başkan da yanıtlıyordu. Görüşme ortasında birden bana döndü ve ne iş yaptığını sordu. Siyaset biliminde doktora öğrencisi olduğumu tekrarladım. Bunun üzerine 'Bırak bu işleri, sen kadınsın, gidip evlensene, çoluğun çocuğun olsun, onlara bak!' diye akıl verdi."

KOLTUKLARIN YARISI
Doktora öğrencisine okumayı bırakıp ev kadını olmasını öneren bir il başkanı, partisine katılmak ve vekil olmak isteyen kadınlara nasıl bir yol gösterir dersiniz? Göstermediğini gördük. Yıllar boyunca Atatürk dönemindeki Meclis'teki temsil oranına yaklaşamadık. Sonra kadın hareketinin ve kadınların siyasette görünür olması için kurulan KADER sayesinde yüzde 14'lere çıktı.
Bu yeterli mi? Değil elbette. Olması gereken yüzde 50. Kadınlar olarak Meclis'teki sandalyelerin yarısına talibiz. Hiç olmazsa yüzde 30'una...
Çünkü yüzde 15 ile hatta 20 ile etkili olabilmek çok zor. O yüzden kadınlar siyasette görünmüyorlar. Sembolik olarak yer alıyorlar. Kabinede bir kadın bakanla yetinmek zorunda kalıyoruz. Siyasette kalıcı olamıyoruz.
Ankara KADER eski şube başkanlarından İlknur Üstün'ün dediği gibi "Kadınlar her dört yılda bir koşa koşa, dalga dalga gelip, duvarlara çarpıyor ve dalgalar halinde geri gidiyorlar."
Amaç kalıcı olmak. Kalıcı olmak için de siyasetin kadın işi olduğunu ve siyaseti kadınların daha iyi yapabildiklerini kabullenmek gerekiyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA