• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
SEDA KAYA GÜLER

Bana Masal Anlatma

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 21.01.2015, 00:00
Gişesi Şahan Özbakar veya Cem Yılmaz filmleri kadar olur mu bilemem ama bu seyirciyi onlarınki kadar güldüren bir film, "Bana Masal Anlatma". Üstelik kahramanlar Recep İvedik vs. gibi antipatik da değiller. Küfür yok, belden aşağı espriler yok. Aslında aşina olduğumuz mahalle filmlerinden. Herkesin birbirini tanıdığı ve kimi zaman kavga ettiği kimi zaman dayanışma sergilediği bir mahalle. Giderek betonlaşan şehirlerimizde kaybolan mahalle kültürü öne çıkarılıyor.
Mahalle kültürü dediğimiz şey de aslında çok da övüneceğimiz bir şey değil. Herkesin birbirini tanıması her zaman olumlu olmuyor. Bir anda baskıya dönüşebiliyor ve özgürlüğünüz elinizden alınabiliyor. Eve ne zaman gelip gittiğiniz, evinize kimin geldiği, hatta yediğiniz yemek bile herkes tarafından biliniyor. Dedikodu hiç eksilmiyor bizim mahallelerde. Kadınlar evlerde, erkekler kahvede yapıyorlar bu dedikoduları. Bire bin katarak anlatılıyor üstelik yaşananlar. Doğrular ve gerçekler birbirine karışıyor.

MAHALLE KÜLTÜRÜ

Çünkü kulağa hoş gelmese de kabul etmemiz gereken konulardan biri biraz ikiyüzlü olduğumuz gerçeği. Çıkarcıyız, işimize geldiği gibi davranmayı seçeriz, anlamadan ve dinlemeden yargılamayı seçeriz, yüzüne güldüğümüz kişinin arkasından konuşuruz, gerçek düşüncemizi söylemekten çekiniriz, doğruları söylemek yerine yalan söylemeyi tercih ederiz vs...
O yüzden mahalle dayanışması dediğimiz şey de aslında bir kandırmacadan ibaret. Evet, birbirimizin yardımına koşarız, yemek veririz, evimizi açarız ama bunu karşılıksız yapmayız. Bir beklentimiz olduğu için yaparız. Çünkü karşılık bekleriz. Göremezsek yaptığımız yardımı başlarına kakarız.
"Bana Masal Anlatma" da bu konularla güzel dalga geçiyor. Ve evlerimizi satmaya ne kadar meraklı olduğumuzu. Hepimiz köşeyi dönmeyi seviyoruz. Bulunduğumuz yerden daha iyi yerlerde yaşamayı, daha güzel evlerde oturmayı, daha çok para harcamayı vs... Ama yaşadığımız evi, çevreyi, mahalleyi daha güzelleştirmek gibi bir derdimiz olmuyor. Bence üzerinde durmamız gereken bir konu. Elin oğlu yüzyıllık evlerini korurken bizlerinkiler 30-40 yılı göremiyor.

MUTSUZ KADINLAR
İnsanlarımız da kendilerini geliştiremiyor. Mutsuzuz. Devrim Yakut'un canlandırdığı film kahramanının annesi mesela. Elinde terliği, sürekli direktifler veren, bu direktifler yerine getirilmediği için sürekli söylenen, kocasının eline verdiği üç kuruş parayla mucizeler yaratıp evi geçindirmeye çalışırken yıpranan ve de kimseye yaranamayan tipik bir Türk kadını/annesi. Ve yalnız. Filmde anne sürekli televizyon seyrettiği için eleştirilir. O da "o benim tek arkadaşım"diye izah eder bu tutkusunu. Bir sürü konu komşu olmasına rağmen "yalnız"dır. Evli olmasına rağmen "yalnız"dır. Ve o da yalnızlığını onun tek arkadaşı olan televizyon ile gidermektedir. Bu da üzerinde durmamız gereken bir konu. Kadınlarımız dört duvar arasında mutsuz ve yalnızlar...
"Bana Masal Anlatma" da hüzün de var. Çaresizliğimiz, memleket meseleleri sen derece ince, zeki ve yerinde esprilerle anlatılıyor. Ve filmden gözleriniz gülmekten yaşarmış halde çıkıyorsunuz. Kaçırmayın derim.
Not: Geçenlerde bir üniversitenin verdiği ödülleri eleştirmiş ve "En iyi tiyatro oyuncusu" seçilen Okan Yalabık'ın uzun zamandır tiyatro oynamadığını yazmıştım. Oysa Mayıs ayında 19. Tiyatro film festivali kapsamında gösterilen "Soytarı Lear" adlı oyunda rol almış. Gösterimi de halen sürüyor. Kısacası ödülü hak etmiş...


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA