• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
ZAFER ŞAHİN

Wikileaks'ten yansıyan Türkiye

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 30.11.2010, 00:00
İtalyan Dışişleri Bakanı Frattini'ye göre Wikileaks belgeleri "Diplomasinin 11 Eylül'ü". Biraz abartılı da olsa bu yoruma katılmak mümkün. Nasıl ki, 11 Eylül saldırıları dünyanın siyasi ve askeri eksenini değiştirdiyse, bu belgeler de diplomasinin ezberini bozdu. Aslında Wikileaks'dan yansıyan Türkiye belgelerinde yeni bir şey yok. ABD eski Büyükelçisi Edelman'ın Ankara'da duyduğu her dedikoduyu Washington'a rapor ettiği anlaşılıyor. Başkentte yaşayan her gazeteci ve siyasetçi bu dedikodular hakkında az çok bilgi sahibidir. Burada önemli olan bu belgelerin nasıl ve neden sızdırıldığı. Dünyanın her alanda olduğu gibi bilişimde de ağa babası olan ABD, acaba bu bilgileri isteyerek mi sızdırdı? Kişisel kanaatim o yönde. 28 Şubat sürecinde Genelkurmay'dan seçilmiş gazete ve televizyonlara yapılan özel servisleri hatırlattı bana Wikileaks'ın belgeleri. İçinde yok yok. Özel hayattan girip, enerji ve güvenlik politikalarından çıkmışlar. Trabzonspor'a örtülü ödenekten yollandığı iddia edilen paraları bile rapor etmiş ABD Büyükelçisi. Bu arada belgelerde İzmir'de unutulmamış. 2007 seçimlerinden sonra gizli bir kaynak büyükelçilikle görüşüyor ve AK Parti'nin İzmir ve Çankaya'yı alırsa Türkiye'nin partisi olabileceğini söylüyor. Şüphesiz bu belgelerin artçı şokları önümüzdeki bir hafta içinde devam edecek. 10 milyon belgeden sadece 250 bini yayınlandı henüz.
Belgeleri sızdıranların, Türkiye'nin Azerbaycan, İsrail ve AB ile ilişkilerini manipüle etmeye çalıştıklarını görmemek için kör olmak lazım.
Tamda bu noktada devletlerarası ilişkilerde ebedi dostluk ve düşmanlık olmayacağı gerçeğini hatırlamakta fayda var. Türkiye Cumhuriyeti'nin dış politikası, dedikoduya meraklı Edelman ve Jeffrey'in komplo teorilerine göre şekillenmeyecek elbette. Ancak kriz dönemleri hata yapma riskinin en yüksek olduğu dönemlerdir. Maalesef şu anda bir kriz döneminin tam ortasındayız. Wikileaks hadisesine ABD'nin Ankara Büyükelçisi Jeffrey'in bu yılın Şubat ayında yazdığı raporun son cümlesiyle nokta koyalım: "Burada her gün her şey değişiyor. Kimse, bütün bir coğrafyada dengenin ne yanda olacağını tahmin edemiyor. Dikkatinize sunarım."

Plan Bütçe Egelilere emanet
Devamsız milletvekilleri krizi giderek tırmanıyor. Başbakan Erdoğan'ın sert çıkışı bile bazı milletvekillerini Meclis'e getirebilmek için yeterli olmadı. TBMM geçtiğimiz haftayı yine aç-kapa yaparak bitirdi. 2011 Haziran'ında yapılacak seçimin havası vekilleri çarpmış durumda. Yasama çalışmaları yerine listeye girme çalışmalarına yoğunlaşmış durumdalar. Plan ve Bütçe Komisyonu'ndaki 2011 bütçe görüşmeleri bile bıçak sırtında tamamlandı. 40 kişilik komisyonun üyelerinden önemli bir bölümü görüşmelerde neredeyse hiç bulunmadı. Sabahtan gelip imza atan, sonrasında sırra kadem basan bu vekillerin boşluğunu doldurmak komisyonun Egeli üyelerine kaldı. AK Parti'den Tuğrul Yemişçi, Recai Berber ve Mehmet Yüksel, CHP'den Bülent Baratalı, Gürol Ergin ve Harun Öztürk, MHP'den Emin Haluk Ayhan ve Erkan Akçay komisyonun en devamlı üyeleri olarak dikkat çekti. Sabah 11'de başlayan ve gece yarılarına kadar devam eden görüşmelerin tamamında hazır bulundular. Oradaki varlıkları sadece bütçe için değil, Ege için de faydalı oldu. Bölgenin birçok sorununu ilgili bakanlara aktardılar. Çözüm için sözler aldılar. Kısacası milletin kendilerine verdiği yetkinin hakkını verdiler. Öbürleri mi? Başbakan Erdoğan gibi Kılıçdaroğlu ve Bahçeli'nin de onlar için özel bir eylem planı hazırladığını duydum. Ayrıntılar Şubat-Mart gibi belli olur.

Mengü'nün cevabı
Geçtiğimiz hafta CHP'li iki milletvekilinin sanal aleme taşınan sözlü tartışmasını yazmış ve "Bu iş mahkemede biter" demiştik. Kılıçdaroğlu'na yakın Selçuk Ayhan ve Sav ekibinden Şahin Mengü arasında yaşanan Yılmaz Güney tartışmasında gidişat son birkaç güne kadar o yöndeydi. Ancak iki vekil önce telefonla, sonra yüz yüze görüştüler ve ortada bir yanlış anlama olduğu konusunda fikir birliğine vardılar. Ayhan, Kılıçdaoğlu'nun Yılmaz Güney'in mezarını ziyaret etmesini eleştiren Mengü'nün düşüncelerine katılmadığını, ancak kendisi hakkında basında çıktığı şekilde hakarete varan ifadeler kullanmadığını açıkladı. Mengü de, Ayhan'ın bu açıklamasından ikna olmuş olacak, milletvekili arkadaşını dava etmekten vazgeçti. CHP'nin sanal alemde başlayan parti içi tartışması böylece tatlıya bağlandı. Meraklısına duyurulur.



Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI