CHP'de listeler açıklandıktan sonra yaşanan tartışmalarla ilgili Salı günü "Kocaoğlu bu işi 2012'deki il kongresinde bitirdi" demiştik.
CHP İl Başkanı Ali Engin, dün yaptığı açıklamayla bizi doğruladı:
"Biz bir ekibiz. İl Başkanlığı yarışına bir ekiple girdim. Biz kazandık ve bu iş o gün bitti."
Engin'in sonradan yalanlama ihtiyacı duyduğu bu sözlerinde şaşıracak, kızacak, tepki gösterecek bir şey yok.
Hatta bu kadar açık sözlü ve kıvırmadan gerçekleri ifşa ettiği için tebrik etmek lazım kendisini.
Siyasetin dinamikleri maalesef böyle işliyor.
O kongrede kaybeden taraf Kocaoğlu - Engin ikilisi olsaydı, bugün siyasi hayatlarının son demlerini yaşıyor olacaklardı.
Engin, bu açıklamasıyla İzmir'de seçimden sonra olağanüstü il kongresinin toplanmasının önünü açmıştır.
İstediği kadar yalanlasın, 'Ben öyle demek istememiştim' desin fark etmez.
Karşı tarafa yönelik açık bir düello davetidir bu sözler.
Onlar da mesajı almışlardır sanırım.
CHP'de seçimden sonra kesin ve büyük hesaplaşmanın yapılacağı kongre artık kaçınılmaz.
İyi olan kazansın...
Karakoyunlu nereye koşuyor?
Siyasi tarihimizde ikinci bir örneği var mı bilmem ama, ANAP'lı eski bakan Yılmaz Karakoyunlu CHP'den Urla Meclis Üyesi Adayı oldu.
Karakoyunlu, siyasetçi kimliğinin ötesinde Türkiye'nin sayılı edebiyatçılarından biri.
Salkım Hanımın Taneleri, Güz Sancısı ve Yorgun Mayıs Kısrakları gibi ses getiren romanların yazarı.
DSP-ANAP-MHP koalisyonunun hükümet sözcüsü.
78 yıllık hayatında görmediği mevki- makam kalmadı demek biraz abartılı olur ama özünde yanlış olmaz.
Bu kadar parlak bir kariyere sahip insanın 80'ine merdiven dayamışken meclis üyeliğine tav olması enteresan.
Allah ömür verirse ve seçilirse görevini tamamladığında 83 yaşında olacak.
Madem siyasetten kopamıyor ve ilklere imza atmayı seviyor, 2019 için kendisine bir önerim var:
5 yıl sonra Urla'da oturduğunuz mahallenin muhtarlığına da aday olun sayın bakan.
Bunu yapan ilk bakan olarak tarihe geçmeniz garanti...
Hasan Arslan'a haksızlık yapılıyor
CHP'nin çok tartışılan adayları arasında tam isabet sağlananlar da var.
Onlardan biri de Çiğli adayı Hasan Arslan.
Tam 5 dönemdir mücadelesini verdiği Çiğli adaylığını en sonunda elde etti.
Hem de bileğinin hakkıyla.
Adaylığının ilan edildiği günden beri sistemli bir şekilde üzerine gelenler var.
En son bir ulusal gazetede 'BDP'ye yakın' diye yazıldı hakkında.
BDP'li olmak ayıp ya da bir kusur değil.
Ama yakından tanıdığım Hasan Arslan, sosyal demokrat çizgide siyaset yapan, 80'li yıllardan itibaren SHP-SODEP-CHP içinde bulunmuş bir insan.
1994'ten beri her seçimde Çiğli'den aday oldu.
CHP onu tam 20 yıl bekletti.
Bu süre içinde ne başka bir partiye gitti, ne de CHP hakkında olumsuz bir beyanda bulundu.
Tamam siyasette amaca ulaşmak için her yol mubahtır.
Ancak bu saatten sonra belden aşağı vuruşlarla aynı partide siyaset yaptığınız bir adayı yıpratmaya çalışmak niye?
Ya da soruyu değiştirerek soralım:
Neyin peşindesiniz?