• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
ZAFER ŞAHİN

Kocaoğlu'nun halefi kim olur?

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 08.11.2014, 00:00
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, yerel seçime 4,5 yıl varken bir daha aday olmayacağını açıkladı.
Söz konusu olan bir siyasetçiyse bu tip açıklamalara fazla itibar etmemek lazım...
Koltuk ve makam hastalığı tıptaki çaresi henüz bulunmamış illetlerden farksızdır...
Hele de bizdeki siyasetçiler de bu hastalık daha ağır seyretmektedir...
Ama Kocaoğlu'nun durumu biraz farklı...
Kendisinin vurguladığı gibi 2019'da 71 yaşında olacak...
O tarihte kararından vazgeçse bile hem yaşı hem de siyasetin yazılı olmayan kuralları bir daha aday olmasına müsaade etmeyecek...
Peki CHP, Kocaoğlu'nun yerine kimi aday gösterecek?
İki ihtimal var...
Birincisi mevcut ilçe belediye başkanlarından birini...
Bugünkü tabloya göre en şanslı isimler Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar, Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila ve Buca Belediye Başkanı Levent Priştina...
Üçü de genç ve gelecek vadeden isimler...
Yıllardır büyükşehre hazırlanan Tunç Soyer'i de unutmayalım..
Ben bu dördünün dışında Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ ve Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu'nun da Kocaoğlu sonrası için gündeme gelecek isimler arasında olacağını düşünüyorum.
Gelelim ikinci ihtimale...
2014 yerel seçimleri Türkiye'de yeni bir gelenek başlattı...
Çok sayıda milletvekili belediye başkanlıklarına aday oldu.
Büyük bir sürpriz olmazsa 2019'da yerel ve genel seçimler aynı anda yapılacak...
Siyasi partiler muhtemelen 2014'tekinden daha fazla milletvekilini yerel yönetimlere kaydıracak.
Yani genel başkanlar 2015'te sadece milletvekili adaylarını belirlemeyecek aynı zamanda 2019'un belediye başkan adaylarını da seçecek.
İzmir'de büyükşehir ve bazı ilçe belediye başkan adayları vekiller arasından çıkabilir...
AK Parti, 2014'te Binali Yıldırım ile zaten bu kapıyı açtı...
CHP de aynı yolu izlerse kimse için sürpriz olmaz...
Tabi CHP'nin adayının belirlenmesinde Kocaoğlu faktörü o zaman da etkili olacaktır.
Nihayetinde İzmir'de kimin ne kadar para kazanacağına, kimin hangi arsayı alıp üzerine rezidans dikeceğine Kocaoğlu ve ekibi karar veriyor...
Dolayısıyla bu ekip 4,5 yıl sonra bugünkünden çok daha güçlü olacak...
Ellerindeki gücü kendi kontrollerinde birine teslim etmek isteyeceklerdir...
Yukarıda saydığımız isimleri ve muhtemel milletvekili adaylarını bir de bu açıdan değerlendirin...
CHP'nin 2019'daki büyükşehir adayını üç aşağı beş yukarı tahmin edebilirsiniz...
Ama bunu yaparken siyasette 24 saatin bile çok uzun olduğunu ve dengelerin her an değişebileceği de unutmayın...

Bu bir Y-CHP'ye tepki istifasıdır


Adı Hakan Düzdemir...
Tanıdığım en sıkı Cumhuriyetçi ve Atatürkçülerden biri...
Siz onu Sema Pekdaş'ın koltuğa oturur oturmaz çöp kamyonunda görevlendirdiği danışman olarak da tanıyorsunuz...
Namı- diğer Çöpçüler Kralı...
Ya da Karşıyaka tribünlerinin ifadesiyle Hortum Hakan...
O artık CHP'li değil...
Çok sevdiği partisinden dün itibariyle istifa etti...
Aslında bu anlamlı istifa üzerine fazla bir şey söylemeye gerek yok...
Akşam saatlerinde facebook sayfasında yayınladığı istifa dilekçesi her şeyi anlatıyor...
CHP Konak İlçe Başkanlığına...
Türkiye'nin tarihine kasetokrasi olarak da geçecek bu dönemde ülkemizin karşı karşıya getirildiği ekonomik kriz, savaş-iç savaş dahil türlü tehlikelere rağmen CHP neoliberal savrulmalarla işlevsizleştiriliyor.
B.O.P çerçevesinde yedekleniyor...
En önemli kararlar alınırken dahi yetkili kurullar çalıştırılmazken disiplin sopası kötü gidişi işaret eden Atatürkçülerin kafasına iniyor.
Parti başkalaşarak doğal tabanından kopuyor, bizden uzaklaşıyor....
Memleket hesabına büyük beklenti kırıklığıyla ve üzüntüyle partiden istifa ediyorum...

Kılıçdaroğlu, Eşref Erdem örneğini unuttu mu?

Boşuna dememişler 'Hayatta en pahalı şey tecrübedir' diye...
Süheyl Batum'u parti tüzüğüne aykırı bir şekilde MYK kararı ile disipline gönderen CHP yönetiminin en temel eksiği tecrübe...
Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'Kobani'ye özel tezkere çıkaralım' söylemi de, Süheyl Batum'u parti tüzüğüne aykırı şekilde disipline sevk etmesi de hep bu tecrübe eksikliğinden...
Onur Öymen gibi bir diplomat CHP'de kalsaydı, Kılıçdaroğlu uluslararası hukuk ve devletler hukukuna tamamen ters ' Kobani'ye özel tezkere çıkaralım' açıklamasını yapar mıydı?
Ahmet Ersin gibi tecrübeli bir hukukçu ve parlamenter şu an partide olsaydı, Süheyl Batum, MYK kararı ile disipline yollanır mıydı?
Dün Ahmet Ersin ile telefonla görüştük...
2010'daki Eşref Erdem örneğini hatırlattı.
Baykal döneminin etkili isimlerinden Erdem, 2010 yılındaki referanduma 'evet' oyu vereceğini açıklamış, daha sonra MYK'nın önerisi ve Parti Meclisi'nin kararı ile Yüksek Disiplin Kuruluna gönderilmişti.
Daha sonra da CHP'den ihraç edildi.
Ahmet Ersin'e göre Süheyl Batum olayında da izlenmesi gereken yöntem de bu olmalı...
CHP tüzüğünün 68 maddesinin a fıkrasına göre bir milletvekili ancak Parti Meclisi'nin isteğiyle disipline sevk edilebilir...
Oysa CHP yönetimi Batum hakkında tüzüğün 68. Maddesinin e fıkrasına göre işlem yapıyor.
O madde milletvekillerini değil üyeleri kapsıyor.
CHP yönetiminde Sezgin Tanrıkulu ve Bülent Tezcan gibi iki hukukçu görev yapıyor ama partinin tüzüğü işte böyle çiğnenebiliyor!
Anayasa Hukukçusu Süheyl Batum bir savunma yapacak mı bilmem ama yaparsa CHP yönetimine sıkı bir hukuk dersi vereceği kesin...


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI