HAZIRLAYAN: NİL GÖRKEM GÜN
Dikkat ettiniz mi? Her kent mutlaka kendine özgü bir ya da birkaç cadde yaratıyor... Ve zamanla da şehirler yarattıkları o caddelerin adlarıyla da anılmaya başlıyor.
Örnek mi?
Ankara'nın Tunalı Hilmi Caddesi... İstanbul'un Nişantaşı Abdi İpekçi Caddesi... İzmir'in Mustafa Bey Caddesi...
Bu caddeler ışıltıları bir yana, dolaşılırken yarattıkları duygular bir yana sanki şehrin tek buluşma noktası, adeta merkezi.
Hatta her türlü moda akımları bile bu caddelerden yayılıyor kentlere, ülkeye...
İstanbul'da tüm tanınmış simaları ancak Nişantaşı Abdi İpekçi Caddesi'nde görebilirsiniz.
İzmir'in Mustafa Bey Caddesi de aynı atmosferdedir. Gerçi yerli yabancı bazı kişilerce Gül Sokak'la isim karışıklığı yaşar ama yaz kış, gece gündüz cıvıl cıvıldır, sonsuz bir hareketlilik içindedir.
"PİYASA"
İzmir'in güzel kızları, yakışıklı delikanlıları kaldırımlarını adımlarken, çoğu kişi kendini bir moda şovunda zanneder... Ciddiyim, çünkü bu duyguyu çok yaşadım, benimle birlikte yaşayan arkadaşlarımla da paylaştım.
Mustafa Bey Caddesi'nde kafeler daha önce de vardı ama sözünü ettiğim ortamın oluşmasında Sir Winston Tea House'un açılışı milattır. O nedenle bu röportajı hazırlamak için ilk olarak tereddütsüt Sir Winston'a oturdum ve şöyle bir süzdüm gelen geçeni...
Sonuç kaçınılmaz olarak baştan çıkarıcı... Aslında hep yanımızda olan, belki hergün geçtiğimiz bir cadde burası ama işin içine iş girince beyin ister istemez başka türlü çalışıyor. Algılar değişiyor.
Başrolde, acelesi olmayan kol kola girmiş kızlar, havalı havalı yürüyen erkekler, anneleriyle alışverişe çıkanlar, işe mola verip alelacele kahvesini yudumlamaya çalışanlar ya da sadece havayı solumak isteyen bağımlılar...
Evet bağımlıları da var Mustafa Bey Caddesi'nin... Hemen her gün mutlaka uğruyorlar, havasını soluyup bir şeyler içerek ya da atıştırarak
İZMİRLİ GALİP!
Özetle burada koskoca bir hayat var, bilene, bilmeyene... SABAH yazarı Ayşe Özyılmazel de geçenlerde köşesinde konu etmişti namlı caddemizi... Ne de güzel anlatmış İzmir'i ve insanını. Hatta Nişantaşı ile kıyaslamış ve Mustafa Bey'i, İzmirlileri galip ilan etmiş!
Dönersek konuya, etrafa bakarken Sir Winston Tea House'un sahibi Davut Mayruk'a sordum "Nedir buranın gizemi?" diye...
Kendinden gayet emin "Burası İzmirlilerin buluşma noktası" dedi ve şöyle devam etti:
- Çizgiyi bozmadan giden her şey güzeldir. Biz bu caddede bunu sağlamaya çalışıyoruz. Örneğin Can Yücel Sokağı yapılan yeniliklerle eski değerini yitirdi bana göre. Çok haksızlık yapıldığına inanıyorum. Buraya aynısının yapılmaması için de uğraşıyoruz.
Mesela trafiğe kapalı olmaması daha iyi, diye düşünüyorum. Canlılığı koruması amacıyla... Ama otopark bilincini de aşılamak gerek müşterilerimize.
* * *
Bugüne kadar sayısız tanınmış simayı misafir ettiklerini, Sir Winston'ın, spor, iş ve sanat dünyasının buluştuğu yer olduğunu söyleyen Mayruk'tan birkaç isim istedim... Saya saya bitiremedi... Hıncal ve Öcal Uluç, Rıdvan Dilmen, Vedat İnceefe, Ayhan Akman, İbrahim Yazıcı, Kemal Çolakoğlu, Şenay Düdek, Ayşe Özyılmazel, Eda Taşpınar, Nail Özkardeş, Rıza Akça, Ümit Kayıhan, Haşmet Babaoğlu, İpek Tuzcuoğlu, Cem Yılmaz, Beyaz,...
"Vay canına" deyip caddede dolaşmaya çıktım.
Canı sıkılan buraya gelir Mustaabey kafeleri kendi çaplarında adeta rehabilitasyon merkezi gibi işlev de görüyor. Kafelere; sabah, öğle, akşam günde 3 kez gelenler bile var
Bonjour Cafe caddenin kıdemli restoran-cafesi... Burası da hem eski hem de en tanınmış mekanlardan. İşletme müdürü Tijen Albayrak "Mustafa Bey'in ruhu kadınlarından geçer" diye başlayıp bakın neler anlatıyor:
- Burası tam bir çekim merkezi. Dikkat edin, hava nasıl olursa olsun hep kalabalıktır, işlektir. İş görüşmeleri burada yapılır. Canı sıkılan gelir oturur birkaç saat. Dertleşenler burayı tercih eder. Hatta sabah-öğle-akşam günde 3 kez gelen müşterilerimiz bile vardır. Yani burası bir nevi rekreasyon alanı aynı zamanda...
Aile ortamı ve ev sıcaklığını sunmamız buna sebep kuşkusuz. Böyle olunca da cadde cıvıl cıvıl oluyor. Hotiç'in sahipleri Ahmet ve Mehmet Hotiç geçtiğimiz günlerde buradaydı ve şöyle dediler; 'Bebek'te bu caddenin enerjisini bulamazsınız.' Dışarıdan gelenlere işte böyle yansıyor bu cadde.
- Size kimler geliyor, diye sordum. Tijen Hanım da saymakla bitiremedi: Yiğit Tatiş, Güler Kuran, Serra Menteşe, Türk ve Amerikan Koleji mezunu kadınlar, Kavak Yelleri dizi ekibi, Zuhal Olcay, Kerem Alışık, Sertap Erener, Doğa Rutkay, Bengü, Duman, Mor ve Ötesi, Mehmet Aslantuğ ve eşi...
"MUSTAABEY"
Ünlü modacı Uğurkan Erez'in açıp Didem Volaka ve Özgür Cıngıroğlu'na devrettiği "A la mode Cafe" de giderek popüler olmaya başladı. Didem Volaka, "Bütün markalar ve cafeler burada ve bu birliktelik insanda alışkanlık yapıyor. Alışveriş yapan dinlenmek için kafeye oturuyor. Zamanını geçiriyor, eğleniyor. Daha ne ister ki insan! Aradığı her şey burada" dedi.
İşte böyle İzmirlilerin kısaca "Mustabey" diye andıkları caddemizde durum. Siz de bir gün Mustafa Bey Caddesi'ne gidecek olorsanız, Sir Winston Tea House'da çikolatalı kek ile çay için, Bonjour Cafe'nin mönülerinden tadın, A la mode Cafe'de karaoke yapın, Starbuck's Coffee'de "Buzlu Caramel Macchiato" için ve tabi caddede salına salına yürüyün...
