Bugüne kadar sayısız faili meçhul cinayeti çözdü, kaybolanları buldu, aileleri birbirine kavuşturdu. Ünlü televizyoncu Müge Anlı, fenomen haline gelen programı "Müge Anlı İle Tatlı Sert"e nasıl hazırlandığını, torunum dediği köpeği "lokum"u, yeni Üniversitesi'ni, müziğe olan ilgisini ve programın görünmeyen yüzündeki yardımlarını anlattı.
* Güne erken başlayanlardansınız, üç saat önceden atv'nin Sefaköy Stüdyoları'na geliyorsunuz. Bugün kulisin bir de misafiri var; köpeğiniz Lokum.
Stüdyodaki seyircilerimiz, Müge hanımın torunu kız mı erkek mi? Ona göre ona yelek öreceğiz diye soruyorlar. Bende onlara, tamam örün ama altı biraz kısa olsun. Bunun haricinde sağ olsunlar çok da güzel hediyeler gönderiyorlar. Pekmez'e göre alınan kıyafetler yaşına göre olmasına rağmen benim oğluma biraz küçük geliyor. Bazen diyorum ki Pekmez'in atalarında bir koyun var herhalde. Yoksa bu kadar iri bir köpek olamazdı.
* Her gün 3 saat boyunca canlı yayındasınız, televizyonda olmak her zaman güzel ve bakımlı olmayı da beraberinde getiriyor. Sizin güzellik sırlarınız nedir Müge Hanım?
Çok teşekkür ediyorum. Aslına bakarsanız benim bir güzellik sırrım yok. İnanın hayatımda bir kremim bile olmadı. Zaten hassas bir cilt yapım olduğu için her şeye alerjim var. Hiçbir şey kullanmıyorum, eğer beğeniyor ve bir sırrım olduğunu düşünüyorsanız tek sırrım hiçbir şey kullanmamamdır. Ama aslına bakarsanız şunu söyleyebilirim. Ufak da olsa bir sırrım var, o da; beni her gün izleyici karşısına hazırlayan, Zerro'nun güzel makyajı ve kuaförüm Okan.
* Saçlarınızın stilini de pek fazla değiştirmiyorsunuz. En fazla 3 model. Kıyafetlerinizde de genellikle elbiseyi tercih ediyorsunuz...
Ne kadar güzel söylüyorsunuz. Benim kıyafetlerimin de saçımın da tarzı bellidir. Bence böyle de olmalı, hatta böyle olmak zorunda. Bu bir tarz meselesi, stil meselesi. Her gün farklı kıyafetlerle de çıkılabilir, farklı saç modelleri ile de çıkılabilir ama Müge Anlı kıyafeti, Müge Anlı saçı diye bir tarz var ne mutlu ki böyle bir stil oluşturmuşuz. Hem böylesi sence de daha doğru değil mi?
TARZ SAHİBİYİM
* Başarıya giden yollardan biri aslında, tarz sahibi olmaktan geçiyor. Görsellik, televizyonculuğun olmazsa olmazlarından biri...
Birinin ismi söylendiği zaman neyle, nasıl hatırlanacağı önemli elbette. Ama şunu da söyleyeyim, benim çok fazla kıyafet seçecek, saç modeli belirleyecek vaktim yok. Bunlar televizyona çıktığımız için mecburen yaptığımız şeyler, hiç makyaj yapmadan, doğal çıkmak da hoşuma gider. Rahatlığı seven bir insanım ama bunu yapmak da seyircilerime saygısızlık olur.
* Yıllardır aynı ekiple mi çalışıyorsunuz?
Bana göre iyi bir şey buldun mu bırakmamak için çaba harcamamalısın. Hemen hemen bütün ekip ilk gün başladığımız gibi. Biz de çok az değişiklik olur, yıllardır hepimiz aile gibi devam ediyoruz. Örneğin yapımcım Kebriye, her şeyden önce o benim kardeşim. Gerçekten bizim programdan öte başka bağlarımız var. Yaptığımız iş standartlara uyan bir iş değil. Bir TV programının çok dışında. Normalde kimse bizler kadar, bir işe 24 saatini vakfetmez. Ama gelin görün ki hepimiz yaptığımız işten büyük bir haz alıyoruz. Bu denli haz duymasak kimse bu kadar çalışmaz, ben bunu bilir bunu söylerim.
* Yayına çıkmadan önce bir uğurunuz var mı?
Benim uğurum dua etmek. Her gün, "Allah'ım kimsenin günahını almayayım, beni yanıltma, şaşırtma" diye dua ederim. Hiçbirimizi Allah yanıltmasın, şaşırtmasın. Riskli bir iş yapıyoruz. O yüzden bir tek ona dua ederim. İzleyicilerimde sağ olsun beni ve ekibimi eksiltmez dualarında.
YARDIM EDENE ALLAH YETİŞİYOR
* Yılda binlerce kırtasiye malzemesi de gönderiyor ekibiniz...
Bir gün kabarık bir dosya geldi, okullar kırtasiye malzemesi istemiş. Bizde o kadar malzeme yok. Odama çıktım çözüm aramaya başladım. Öncelikle kanalımızı aradım, sonra Sabah Gazetesi'nden yardım istedim. Sağ olsunlar her defasında yardımcı oldular. Fakat bu yardımlara rağmen istenilenlerin hepsini toparlayamadık. Böyle olunca da çok üzüldüm, gözlerim dolu dolu olmuştu kara kara düşünüyordum. Biz nasıl hepsine yetişeceğiz? diye. Tam o sırada ekipten arkadaşlar geldi heyecanla, "Müge Hanım stüdyonun önüne, içinde 600 tane bot, 600 tane mont, 600 tane kırtasiye seti olan bir kamyonet yanaştı". O an, "Allah'ım sana şükürler olsun", dedim. İnan, hala anlatırken bile tüylerim diken diken oluyor.
STRESİ MÜZİKLE ATIYORUM
* Kulisin bir tarafında Kanun, diğer tarafında ders notları...
Hukukta yüksek lisansı bitirdim bu sene İstanbul Üniversitesi'nde Tarih Bölümü okuyorum. Bazen izleyicilerimiz soruyor 'Neden yüzünüz şiş?' diye. Ben de onlara sabaha kadar ders çalışmaktan, tüm notları el yazımla yazmaktan olduğunu söylüyorum.
* Peki kanun?
Kanuna gelince, şimdi size çalıyorum dersem ayıp olur. O yüzden Kanun dersi alıyorum diyelim. Sevgili arkadaşımız Federel'den hafta da 3 gün. Tüm stresi müzikle atıyorum.
BANA YILDA 200 KIYAFET DİKİLİYOR
* Kıyafetleriniz de olaylar kadar çok konuşuluyor ve seviliyor...
Yılda 200'e yakın elbise dikiliyor, onları programda giydikten sonra isteyen izleyicilerimize gönderiyoruz. Kiminin nişanı oluyor giymek istiyor, kimi mezuniyetinde giyiyor. Sonrasında mutlu günlerinde giydikleri bu elbiselerin fotoğraflarını gönderiyorlar, bizler de onlar kadar mutlu oluyoruz.
