MODERN tıp her gün yeni keşiflerle ilerlese de geleneksel ve önleyici tıbbın gözdesi bitkiler... İlaç sanayinin de hammaddesi olan şifalı bitkiler her zamankinden daha değerli. Pek çok kişi güzellik ve sağlık için aktarların kapısını aşındırırken doğada kendiliğinden yetişen bitkileri tanıyanlar ise şifasından yararlanmak için mevsime göre bitki avına çıkıyor. Bu bitkilerin en bilinen ve en şifalıları arasında yer alan kantaron ve kekiğin ise şimdi tam zamanı...

HEM temiz hava almak hem de kışlık ecza dolabınızı doldurmak için vurun kendinizi dağlara... Böceklerle tanışın, bahar güneşini kemiklerinize depolayın, her mevsim dünyaya yeniden merhaba diyen rengarenk çiçeklerle tanışın. Hatta yanınıza çocuklarınız da alın onları da şifalı, huzur veren ve yaşam dolu doğayla tanıştırın. Belki de her gün önünden geçtiğiniz kantaronu, kekiği keşfedin. Ben geçtiğimiz hafta aldım makasımı ve çantamı yanıma Yerkesik'te yaşayan kuzenim Selin ile çıktım dağ yollarına Yerkesik'ten Akbük koyuna doğru inerken hem çam kokularını çektik içimize, hem manzara izledik hem de bir sürü şifalı bitki topladık. ÇANTALARI doldurduktan sonra Akbük koyundaki deniz börülcesi tarlasına girdik. Bizi deniz börülcesi toplarken gören yerli halk, kafasında "Ne yapıyor bunlar?" sorusuyla bizi izledikten sonra dayanamayıp bizi sorguya çekti. Deniz börülcesinin nasıl değerli bir bitki olduğundan habersiz restoran sahipleri şaşkınlıkla dinledi bizi. İşte o an böyle bir yazı yazmaya karar verdim. Sadece konuştuğum birkaç kişi değil bu gazete aracılığıyla ulaşabildiğim herkes bu cevheri öğrensin istedim. Peki o kadar deniz börülcesini ne mi yaptık? Odun ateşinde haşlayıp, temizledik. Kilitli buzdolabı poşetlerine koyup derin dondurucuya koyduk. Artık, limon, sarımsak ve bol zeytinyağıyla tatlandıracağımız deniz börülceleri tüm yaz kuracağımız dost sofralarında baş köşedeki yerini almaya hazır. Kekiler ise yıkandı ve gölge bir yere serilerek kurutulmaya bırakıldı... Yemeklere lezzet katacak, kışın çayı yapılarak virüslerden koruyacak. Kantaronlar da yıkanıp kurumaya bırakıldı. Onlar da saf zeytinyağı ile buluşarak yaralara merhem olacak. Şimdi bu şifalı bitkileri yakından tanıyalım...
DENIZ BÖRÜLCESI
Ispanakgiller ailesinden bir bitki olan deniz börülcesi, deniz kıyısına yakın yerlerde görülür.
Birbirine çok benzer ve birbirinden zor ayırt edilir alt türleri bulunur. Tuz gölleri gibi bol tuzlu, suyun gel-git yaptığı yerlerde, sular çekildikten sonra yetişir. Deniz börülcesi tuzlu su içinde uzun süre yaşayamaz. Başka bir ifade ile tuzlu su bulunan denizlerin, göllerin içinde değil kıyılarında yaşar. Bu özelliği ile deniz yosunundan da ayrılır. Deniz börülcesi ekşi, tuzlu fakat oldukça lezzetlidir. Deniz börülcesi sonbahara doğru denizin tuzunu iyice içine çekmesinden dolayı; daha çok ilkbaharda ve yaz mevsiminin başında tüketilir.
Eğer sonbaharda toplanırsa 1 gün kadar tatlı suda bekletmek doğru olur.
● Deniz börülcesi sağlıklı miktarda A vitamini, kalsiyum, demir ve iyot içerir.
İyot, tiroidinizin işlevi için özellikle önemlidir ve birçok gıdada bol miktarda bulunmaz. Bu da deniz börülcesini beslenme programınızda değerli bir katkı haline getirir. Deniz börülcesinin besin içeriği, vücudunuzda serbest radikallerin neden olduğu hasarı önleyen ve hatta iltihabı azaltan bir antioksidan görevi görür. Bu ayırt edici sebze aynı zamanda protein bakımından da yüksektir.
● Mineraller açısından oldukça zengin ve A, B1, B15, C vitaminleri içeren deniz börülcesi aynı zamanda bağışıklık sistemini de güçlendirir.
● Deniz börülcesi çok yönlü içeriği ile idrar yollarını, sindirim sistemini temizler.
Ayrıca bunların fonksiyonlarını da destekler. İdrar söktürücü özelliği enfeksiyonlardan ve vücutta su tutulumundan korumaya yardımcı olur. Sodyum ve kükürt maddeleri içeren deniz börülcesi, mesanede yaşanan enfeksiyonlu sağlık sorununda vücudun ihtiyacı olan mineralleri sağlamada etkilidir.
● Deniz börülcesi, sodyum açısından oldukça zengin bir besindir. Bu özelliği ile vücuttaki suyu dengeler.
● Deniz börülcesi yüksek lif yapısından dolayı vücuttaki sindirim problemlerine iyi gelir. Tüm vücudun özellikle solunum ve üreme sistemlerinin sağlığını korur. Lif içeriği zengin ürünlerle beslenmek mide, böbrek ve bağırsak sağlığı için oldukça fayda sağlar. Bununla beraber kabızlık ve ishal gibi sindirim sistemi sorunları yaşanmaz. Metabolizmanın çalışma hızı artırılarak, kilo verme süreci desteklenir. Uzun süre tokluk hissi vermesi sayesinde zayıflamak daha da kolay hale gelir. Deniz börülcesi sirkeli ya da tatlı bol suda iyice yıkanmalıdır.
● Deniz börülcesi hem vücut hücrelerini hem de cilt hücrelerini yeniler. Bu özelliği sayesinde cildin daha güçlü ve parlak görünmesine katkı sağlar. Ayrıca karaciğer için mükemmel bir besindir. Birikmiş olan iltihaplı hücreleri yok eder.

DAG ÇAYI
Kendisine Batı Karadeniz, Akdeniz, Ege, Marmara ve Güney Doğu Anadolu'nun orman içlerinde, çalılıklarında, yaylalarında ve dağ eteklerinde rastlamak pek mümkün desek yanlış olmaz. Boyu 1 metreye kadar çıkabilen bu bitkinin yaprakları yaklaşık 2-3 santimetre kalınlığa dek ulaşabiliyor, açık yeşil-gri tonlarındaki rengiyle hemen fark edilebiliyor.
● Antioksidan özelliği ile flavonoid kaynağı olduğu da bilinir. Flavonoid, vücutta antioksidan işlevini gerçekleştiren maddelerdir.
● İştah konusunda bir problem yaşıyorsanız dağ çayı kapanan iştahınızı açacaktır.
● Düzenli tüketimde hazımsızlık problemlerini giderecektir. Daha rahat mideye kavuşmak için dağ çayı aklınızda bulunmalı.
● Dağ çayı içeriği sayesinde enerji kaybı yaşadığınız günlerde size enerji verecektir ve halsizliğinizi ortadan kaldıracaktır.
● Güçlü bir antioksidan kaynağı olduğu için vücuttaki mikropları kısa sürede yok eder.
● Vücudunuzda oluşan iltihapları temizler. Düzenli tükettiğiniz takdirde iltihap oluşmasını engeller.
● Mide sancıları ve mide ağrıları yaşadığınız günlerde kurtarıcınız olabilir. Dağ çayı içtiğinizde daha rahat mideye kavuşabilirsiniz.
Mide asitlerini dengeler.
● Yedikleriniz biraz rahatsızlık verdiyse ve midenizde gaz problemi meydana geldiyse dağ çayı içerek bu durumdan kurtulabilirsiniz.
● Güçlü antioksidan etkisiyle idrar yolu enfeksiyonu yaşayanlarda oldukça etkili bir çözümdür. Sık sık idrar atımı gerçekleştirdiğinden, kısa sürede idrar yolu enfeksiyonu da vücudunuzdan ayrılacaktır.
● Soğuk kış günlerinde yakalandığınız soğuk algınlığı için de etkilidir. Eğer ilaç kullanıyorsanız doktor tavsiye ile dağ çayı da tüketebilirsiniz.
● Çok terleyen biri iseniz dağ çayı içerek ter kokusuna son verebilirsiniz.
● Regl dönemlerinde oluşan ağrıları dindirerek daha rahat regl dönemi geçirmenizi sağlar.
● Kan basıncını düzenleyerek kalp damarları üzerindeki stresi azaltır.
● Düzenli tüketildiğinde kemik erimesini önler. Kemikleri oluşturan hücrelerin yenilenmesinde ve güçlenmesinde rol oynar.
● Potasyum ve çinko açısından zengin olduğu için, bireylerin cinsel yaşamında da rol oynar.
● Saç uzamasına yardımcı olur.
KANTARON
Şifa kaynağı kantaron dünyanın birçok yerinde bulunan bir bitkidir.
Mayıs sonuna doğru çiçeklenmeye başlayan kantaron saf zeytinyağında bekletilerek kullanılır. Özellikle yaraları iyileştirmesiyle ünlü kantaron yağının faydaları saymakla bitmez.
Hem vücuda uygulanan hem de içilen kantaron, cam şişelerde muhafaza edilir.
● Yara ve yanıkları tedavi eder:
Cildinizde yara veya iz varsa birkaç damla kantaron yağı kullanarak önlem alabilirsiniz. Cilt kırışıklıklarında, lekelerde, yaralarda, tahriş olmuş bölgelerde, cilt hücrelerini yeniler, cildin esnek ve sağlıklı bir görünüm kazanmasını sağlar.
● Hücre yenileyicidir: Kantaron hücre yenileyicidir. Onarıcı ve yenileyici özellikleriyle aşırı kuru ve çatlayan ciltler için iyi bir nemlendirici.
Topuk, el-ayak, dirsek gibi çok kuru ve hassas yerleri yumuşatmak için idealdir.
● İltihap engelleyicidir: Vücudun hem iç hem dışında bulunan zararlı tüm bakteri ve parazitleri temizleyerek iltihaplanmaları engeller.
● Güneş yanıkları için kullanılabilir:
Yanık olan bölgelere yağ sürüldüğünde rahatlama acıyı azaltır ve rahatlama sağlar.
● Sakinleştirici özelliği vardır ● Kanamaları durdurur ● Romatizma ağrılarına iyi gelir ● Mide ağrılarına son verir ● Kan şekerini düşürür ● Böcek ısırıklarına iyi gelir ● Uyku problemlerine iyi gelir ● Güçlü bir antioksidandır ● Saç dökülmesini önler
KANTARON YAGINIZI KENDİNİZ YAPABİLİRSİNİZ
Öncelikle kantaron bitkisi, çiçeği ve sapıyla birlikte güzelce yıkanıp kurutulur. Kuruyan bitki parçalara ayrılıp bir kavanozun içine konur. Kavanoz doldurulmalı fakat bitkiler sıkıştırılmamalıdır. Bitkiyi parçalara ayırırken makas ya da bıçak kullanmamalı, elinizle parçalara ayrılmalısınız.
KEKIK
Nane ailesinden olduğu bilinen kekik, şifa deposu olan bir ot türüdür. Kullanımı çok eskiye dayanan ve ılıman bölgelerde yetişen kekik çok çeşitli alanlarda da kullanılabilir. Vücudun alması gereken en temel minerallerle dolu olan ve genelde baharat olarak kullandığımız kekiğin pek çok faydası bulunur... 350'den fazla kekik çeşidi vardır, bunlar esas olarak çok kolay melezleşmelerinin kanıtıdır. Yapraklarının renkleri soluk yeşil tonlarından daha koyu yeşil ve zeytin tonlarına, ayrıca bronz, hatta gümüşe kadar değişebilir. Güney Avrupa ve Akdeniz bölgelerinde genellikle yemeklerde aroma verici olarak kullanılsa da son yıllarda şifasından faydalanmak için çok farklı şekillerde tüketilmeye başlanmıştır.
● Kekik, yağda çözünen bir vitamin ve bir antioksidan olan A vitamini açısından zengindir.
Sağlıklı bir mukus zarını ve cildini desteklemek ve korumak için gereklidir. Böylece kekik daha iyi görmeyi teşvik eder.
● Kekik, çeşitli cilt problemlerine neden olan bakterileri ortadan kaldırarak cilt sağlığını korumaya yardımcı olur. Kekik esansiyel yağı su ile seyreltilebilir ve olgun cildi sıkılaştırmak için bir toner olarak kullanılabilir.
●Kekik kafa derisinde kan dolaşımını artırarak saçların büyümesine yardımcı olur. Kekik ayrıca saç dökülmesini ve saçın incelmesini önler ve aynı zamanda antibakteriyel özelliklerinden dolayı kepek tedavisinde de etkilidir.
● Kekiğin antiseptik ve antibiyotik özellikleri, öksürük ve bronşit gibi solunum yolu hastalıkları için etkili bir ilaçtır. Kekiğin bronşit tedavisinde çok etkili olduğu kanıtlanmıştır.
● Kekik, K vitamini ve mükemmel bir demir, kalsiyum ve manganez kaynağıdır. Bu mineraller kemik sağlığında önemli bir rol oynar, uygun kemik büyümesini ve gelişimini destekler ve kemik bozuklukları riskini azaltır.
●Özellikle kekik yağı, kalp sağlığını geliştiren anti-spazmodik özellikleriyle bilinir. Kalp kapakçıklarının düzgün çalışmasını sağlar. Damarları ve atardamarları rahatlatır ve kalbi güçlendirir.
● Cildi ve diğer yüzeyleri dezenfekte etmek için kullanılır.
● Kekik içerisindeki temel yağlar sayesinde yüksek miktarda antibakteriyel özelliklere sahiptir. Zatürre ve ishal gibi hastalıklara sebep olan e.coli bakterisiyle savaşır.
● Soğuk algınlığınız varsa kekik çayı tüketebilirsiniz. Aynı zamanda soğuk kekik çayı ile gargara yapmak boğazınıza iyi gelecektir.
● Nezle ve grip olduysanız kekik çayı terlemenize ve vücudunuzdaki toksit maddeleri dışarı atmanıza yardımcı olur.
● Kekik içerisindeki aktif bileşen timol sayesinde bağışıklık sistemini düzenler. Her gün 1 bardak kekik çayı vücudunuzun bakteri, virus ve mantarlarla savaşmasına yardımcı olur.
● Araştırmalara göre kolon ve göğüs kanseri riskini azaltır.
● Kan basıncını kontrol eder.
● Kas ağrılarında kekik çayı içebileceğiniz gibi banyo suyunuza da ekleyebilirsiniz.
● Menstrüal kramplar ve adet öncesi sendromun hafiflemesi için kekik çayı faydalı olacaktır.

