Bu yıl ilkbaharı biraz kış modunda da olsa doya doya yaşadık. Mayıs ayı ile birlikte ilkbahar mevsimine veda etmeye hazırlanıyoruz. Bahar mevsimi yerini sıcak yaz günlerne bırakacak. Yazın sıcağında sizde 'gezmek zor' diyenlerdenseniz baharın bu son günlerinde fırsatı kaçırmayın. İzmir'in hemen yanı başındaki gizli hazine Selçuk'u ilkbaharın doyumsuz güzellikleri eşliğinde gezip, görün. Denizi, güneşi, doğası, kültür ve en önemlisi dünyaca ünlü tarihi kalıntıları ile Selçuk'un baş döndüren güzelliklerin Yeni Asır okuyucuları için derledik... Selçuk inanın başka bir yere benzemez. Başınızı her çevirdiğiniz her yerde yakın ve antik çağ ait tarihi eserler gözünüze ilişir. O kadar ki, bu zengin tarih Selçuk'la adeta bütünleşmiş durumda. Çok uzun yıllardır süren kazı ve restorasyon çalışmaları kentin uygarlıklar tarihinde her ama her dönem gözde olduğunu gösteriyor. Halkı ise son derece güler yüzlü, kültürlü ve nazik. Selçuk, Bizans, Selçuklu, Osmanlı ve antik tarihin birbiriyle harmanlanıp iç içe geçtiği özel bir kent. Güzeller güzeli Selçuk'a, İzmir yönünden giriş yaparsanız heybetli kalesi sizi karşılayacak. Gezinize, tarihi kaleden başlamanınız öneririz.Sizlere Selçuk hakkında birkaç bilgi verelim. İzmir'in en güneydeki ilçesidir. İlçenin kuzeyinde Menderes ve Torbalı, kuzeydoğusunda Tire ilçeleri, doğusunda Aydın'ın Germencik ilçesi, güneyinde Aydın'ın Kuşadası ve Söke ilçeleri, batısında Ege Denizi bulunmaktadır. İzmir il merkezine sadece 74 km mesafededir. Aydın ve İzmir arasında kalan Selçuk sanki son anda İzmir'i tercih etmiş gibidir. Merkez nüfusu 38 bin civarındadır.
MERYEM ANA EVİ
Meryem Ana Evi, Efes çevresinde yer alan Bülbüldağında bulunan bir Katolik ve Müslüman mabet yeridir. Selçuk' a 7 km uzaklıktadır. Katolik Kilisesi evin gerçekten Meryem Ana'nın olup olmadığı hakkında bir yorum yapmamıştır, fakat ev keşfedildiğinden bugüne düzenli olarak hac ziyaretleri almaktadır. Katolik hacılar İsa' nın annesi Meryem' in, Havari Yuhanna tarafından bu taş eve getirildiği ve cennete alınışına kadar bu evde yaşadığına inanarak ziyaret etmektedirler. Meryem' in mezarının da Bülbüldağında olduğu düşünülür.Efes antik kentin üst kapısının yanından geçilerek çıkılan Meryem Ana ören yerinde, küçük bir Bizans kilisesi bulunmaktadır. Burada İsa' nın annesi Meryem' in yaşadığına ve öldüğüne inanılır. Hristiyanlar yanında Müslümanlarca da kutsal sayılır ve ziyaret edilir, hastalara şifa aranır, adaklar adanır.
POLLİO SU KEMERİ
Kentin dışında, Tralleis (bugünkü Aydın) ve Magnesia yolu üzerinde yuvarlak bir mezar yapısının harabeleri ile iyi korunmuş Augustus dönemi Pollio su kemeri göze çarpmaktadır. Yuvarlak Yapı, Selçuk'un 3,8 km dışındadır. İmparator Augustus'un yaptırdığı, Efes'in su ihtiyacını karşılayan Aqua Throessitica'nın bir parçasıdır.
ÜÇ DİNİN SEMBOLLERİ
İsabey Cami, Artemis Tapınağı ile St. Jean Kilisesi arasında, tepenin güneybatısında yer almaktadır. Bu konumuyla üç ayrı dinin sembollerinin bir üçgen arasında kalması anlamlıdır. Ve dünyada örneği yoktur. Camii 1375 yılında Aydınoğlu İsa Bey tarafından Şamlı Mimar Ali İbn-el Dımışkü'ye yaptırılmıştır. İnşaatında, Efes'le Artemis Tapınağından bazı parçalar özellikle sütunlar kullanılmıştır.
ST. JOHN KiLİSESİ
M.S. 37-38 yıllarında Efes'e geldiği bilinen St John Efes'te Hıristiyanlık inancını yaymak için uğraş verip cemaatine yeni inananları ekledi. Aziz Paulus da bir süre Efes'te kaldı daha sonra buradan ayrıldı. 67 yılında Aziz Pertus ile İncil'i vaaz etmeye başlayan St John, zamanın imparatoru Domitianus tarafından iki yaklaşık 100 yaşında burada öldü ve vasiyeti üzerine Ayasuluk Tepesi'ne gömüldü.
BİNLERCE YIL ÖNCE KURULMUŞ EFES
Antik Dünyanın sayılı metropollerinden biri olan Efes, Küçük Asya'nın siyasi, ekonomik ve kültürel başkentiydi. Bugün Efes'ten geriye kalanlar bile onun kendi döneminde muazzam bir kent olduğunun kanıtıdır. Anadolu'da gezilebilen alan bakımından en büyük antik kent olma özelliği ile yılda yaklaşık olarak, iki buçuk milyon turisti ağırlayan Efes kenti, antik çağdaki ihtişamlı varsıllığını gelenlere kanıtlamaktadır.
BİR ZAMANLAR LİMAN KENTİYDİ
Altın çağını yaşarken hayal edin Efes'i... Sokaklarında başka başka halklardan olan rengarenk insanlarıyla... Yunanlı, Romalı hatta Mısırlılarıyla. Altın Çağında Efes'in Agorası bütün dünyanın buluşma noktası gibiydi... Limandan gelen malların pazara çıktığı, her yerden gelen denizci, tüccarlarla pazarlıkların yapıldığı nüfusu 250 bin olan muhteşem liman kenti Efes...
MERMERDEN BAŞKENT
Celsus Kütüphanesi, dev tiyatro yapısı, Hadrianus Tapınağı, agoraları, hamamları, aşk evi, umumi tuvaleti, caddeleri ve mezar anıtları ile Efes dünyanın en görkemli antik yerleşimleri arasında bulunuyor.Magnesia Kapısından Efes'e girdiyseniz sırasıyla Varius Hamamı, Devlet Agorası, Odeion, Belediye Sarayı, Herakles Kapısı, Su Sarayı, Pollio Çeşmesi, Memmius Anıtı, Domitian Tapınağı'nı gezebilirsiniz.
KARANLIK FİLOZOF 'HERAKLİTOS'UN MEMLEKETİ
Milattan Önce 535-475 yılları arasında Efes'te doğup büyüyen filozof Sokrattan çok önceleri ilgisinin insana, topluma ve doğaya yönelterek sorular sormuş karşıtların birliği tezine ulaşmıştır. Yüzyıllar boyu devam eden biçok felsefi akımın da atası olan Heraklitos 'un anonim sanılan "aynı nehirde (sularda) iki kez yıkanılmaz" ve "değişmeyen tek şey değişimdir" gibi dillere pelesenk olmuş sözlerin sahibidir.
İŞTAH AÇAN LEZZETLER
Selçuk'un başlıca geçim kaynağı tarım ve turizmdir. Antik Efes Kenti, tarihi kalıntıları, camileri, kiliseleri, dünyaca ünlü Şirince Köyü ve turistik cazibe merkezleri doğası ve denizi ile Selçuk dünyanın da yakından tanıdığı ender kentlerimizdendir. Zengin Ege mutfağının en güzel lezzetleri sanki Selçuk'ta buluşmuş... Zeytinyağlıları, otları ve diğer yöresel lezzetleri ile de zengin, iştah açıcı bir mutfağa sahiptir.