Şarkılarıyla ölümsüzleşen Safiye Ayla'nın yaşadığı dönemde dünya çapında tanınmış bir müzisyen olan Mekke Emiri'nin oğlu Şerif Muhiddin Targan'la evlenmesiyle birlikte 'Prenses' unvanı aldığını biliyor muydunuz? Atatürk'ün de hayranı olduğu Safiye Ayla'nın bilinmeyen hayatını Yeni Asır okuyucuları için mercek altına aldık. Ölümsüz sesi ve eşsiz yorumuyla Türk Sanat Musiki'nde bıraktığı derin izlerle Cumhuriyet tarihimizin en önemli sanatçılarından biri de şüphesiz Safiye Ayla'dır. Yeni nesiller Safiye Ayla'yı ne yazık ki tanımıyor. Bunun için gerçekten üzgümüm. Bir döneme damga vuran Ayla eğer Türkiye'de değil de Avrupa'da doğup eğitim alsaydı, billur gibi güçlü sesiyle eminim opera tarihinin ölümsüzleri arasında anılırdı.
MASALLARI ARATMADI
Neyse ki Safiye Ayla bizim bir değerimiz... Ayla'nın masalları aratmayan film gibi hayat hikayesini eminim bilmiyorsunuzdur... Oysa Klasik Türk Müziği'nin bu güne kadar gelmiş geçmiş en güçlü seslerinden Safiye Ayla'nın çocukluğunun geçtiği izbe yetimhaneden prensesliğe uzanan ilginç öyküsü herkesi şaşırtıyor... Daha doğmadan babasını, 3 yaşındayken de annesini kaybeden Ayla'nın yetimhanede başlayan yaşamı sahne ışıkları altında dinmek bilmeyen alkışlarla son buldu. Şarkılarıyla ölümsüzleşen divanın yaşadığı dönemde dünya çapında tanınmış bir müzisyen olan Mekke Emiri'nin oğlu Şerif Muhiddin Targan'la evlenmesiyle birlikte 'Prenses' unvanı aldığını biliyor muydunuz? Atatürk'ün de hayranı olduğu Safiye Ayla'nın bilinmeyen hayatını Yeni Asır okuyucuları için kaleme aldık... Öyle böyle değil, yokluklarla geçen gerçekten çok zor bir çocukluk yaşadı Safiye Ayla. Babasıyla hiç tanışmadı, çünkü o daha doğmadan ölmüştü... Hayal meyal hatırladığı annesini ise henüz 3 yaşındayken kaybetti. Anne ve baba sevgisi nedir bilmeden büyüdü. Çok zor bir çocukluk geçirdi. 1907'de, İstanbul'da doğdu Ayla... Yıllar sonra Mısırlı zannettiği babasının Filistinli annesinin ise Suudi Arabistan'dan geldiğini öğrendi. Malum yokluk yıllarıydı. Şartlar çok ama çok ağırdı. Evlat edinildikten sonra hayatı az da olsa değişmişti. Yürek burkan geçmişine rağmen çine kapanık değil aksine kıpır kıpır bir öğrenciydi. Yıllar geçti, öğretmen yardımcısı oldu. Genç kızdı, güvenli küçük bir oda kiralamak istiyordu. Çok stediği odayı kiralayana kadar Eyüp caminin musalla taşında çok geceler geçirdi. Hatta o dönemde sağlığına yeterince dikkat etmediği için yakalandığı öksürükten uzun süre kurtulamadı. Tabii ki en büyük şansı sahip olduğu olağanüstü sesiydi ve dikkatleri üzerine çekmekte gecikmedi.
HERKES TARAFINDAN TANINDI
Tanıştığı, Mustafa Bey ona usul ve makam öğretti, yetiştirdi. Sonraları Yesari Asim Bey'den de ders aldı. İlk hocası Hafız Mustafa Efendi'yi hiç ama hiç unutmadı. İlk plağını Columbia Şirketi doldurdu. İnanılmaz ama bunların hepsi bir ay içinde oldu. Ayla'ya göre, bunların hepsi rastlantıydı...Artık hayatında yepyeni bir dönem başlamıştı. Sesini geliştirmek için adeta insanüstü bir çaba sarf etti. Ve kısa süre sonra assolistliğe yükseldi. Geriye dönüp baktığında dile kolay tam 500'den fazla plağı vardı. Dönemin büyülü kutusu radyodan verdiği konserlere herkes tarafından tanınan bir sanatçı olmuştu...

ATATÜRK ONUN HAYRANIYDI
Yaşamında önemli bir yer tutan Atatürk'ün de en sevdiği sanatçılardan biriydi Safiye Ayla... Onunla ilk kez 1932 yılında tanışmış, dört yıl sonra tekrar karşılaşmış ve sonrasında sık sık Gazi'ye şarkılar okumuştu. Gazetecilerle bir sohbetinde, "Her şeyden evvel tashih etmek isterim ki Atatürk yalnız bir Türk musikisi severi değil, hayranı idi... Üstün bir bestekâr kadar ve belki de onlardan daha fazla makamdan anlar, falsoları yakalar, çok haklı tenkitlerde bulunurdu" demişti. Bu dünyadan bir Safiye Ayla geldi geçti... Ancak şarkılardaki Safiye Ayla çoktan ölümsüzlüğe ulaştı bile... Gözlerinizi kapayıp dinleyin bakalım...'Menekşe Gözler Hülyalı', 'Bir İhtimal Daha Var', 'Koklasam Saçlarını Bu Gece Ta Fecre Kadar'... Ayla yaşamında, Yaşar Kemal, Nazım Hikmet, İbrahim Çallı, Halikarnas Balıkçısı gibi isimlerin de yakın arkadaşıydı. Yetimhanede başlayan yaşamının ilerleyen yıllarında bir de prenses unvanı almıştı. Ayla, dünya çapında tanınmış bir müzisyen olan Mekke Emiri'nin oğlu Şerif Muhiddin Targan'la evlenmesiyle birlikte artık resmen bir prensesti... Safiye Ayla 14 Ocak 1998'de, arkasında bıraktığı ölümsüz eserle 91 yaşında bizlere veda etti...

