Tarih 1890'lar... Kaliforniya'da modern tarımın yükselişe geçtiği bir dönemde, Amerikalı fidanlık sahibi George C. Roeding, dünya çapında ün kazanacak bir tarım devriminin temelini attı. Amacı basitti: Türkiye'nin Aydın ilinden ithal ettiği Smyrna incirlerini Amerika topraklarında yetiştirip ticari olarak değerlendirmek. Ancak işler beklediği gibi gitmedi. İncir ağaçları sağlıklı büyüyor fakat hiç meyve vermiyordu. Başlangıçta sorunun toprak yapısından ya da iklim koşullarından kaynaklandığı düşünüldü. Oysa asıl eksik olan şey ne toprak ne de güneşti. Eksik olan doğanın ta kendisiydi.

ARILARIN KRİTİK ROLÜ
Roeding'in farkına vardığı büyük gerçek şuydu: Smyrna türü incirler, kendi kendine döllenemeyen bir çeşitti. Bu incirlerin meyve verebilmesi için yalnızca Aydın bölgesinde yaşayan özel bir arı türüne, yani Blastophaga psenes adlı incir arısına ihtiyaç vardı. Bu küçük arı, doğada kendine özgü bir ekosistem döngüsü içerisinde yaşıyor ve incir türleri arasında karşılıklı bağımlılık kuruyordu. Aydın'daki incir üretiminin doğal bir parçası olan bu arı, olmadan Smyrna incirleri sadece yaprak ve gövdeden ibaret kalıyordu. Roeding bu kritik eksiği fark ettiğinde, çözüm yine Aydın'dan geldi.
KITALARARASI YOLCULUK
1899 yılında Roeding, bu kez yalnızca fidan değil, kaprifig (yaban inciri) ağaçları ve Blastophaga psenes arılarıyla dolu özel sandıkları Kaliforniya'ya ithal etti. Bu, yalnızca bir nakliyat değil, aynı zamanda doğal döngünün tamamlanması anlamına geliyordu. Kaprifig ağacı, arının yaşam döngüsü için vazgeçilmez bir konak türüydü. Arılar, bu ağaçta büyüyor, olgunlaştıktan sonra Smyrna incirlerine geçerek onların çiçeklerini döllüyorlardı. Ve nihayet, Kaliforniya topraklarında ilk verimli incirler ortaya çıkmaya başladı. Küçücük bir arının, kıtalar arası bir tarım başarısının mimarı olması, o dönem için bilimsel olduğu kadar neredeyse mucizevi bir gelişme olarak kabul edildi. EKOSİSTEMİN İHRACI
Roeding'in girişimi, yalnızca Kaliforniya'da incir üretimini başlatmakla kalmadı. Aynı zamanda tarımın doğayla iş birliği içinde yapılması gerektiğini gösteren erken örneklerden biri oldu. Bugün "biyolojik döngü", "tozlaşma ilişkileri" ve "ekosistem hizmetleri" gibi kavramlar gündelik tarım terminolojisinin bir parçası. Ancak 19. yüzyılın sonunda, bu kavrayış henüz emekleme aşamasındaydı. Roeding'in başarısı, insan eliyle doğaya yön verilmesinin değil, doğayla uyumlu çalışmanın gerçek tarımsal verimlilik sağladığını ortaya koydu. Aydın'dan Kaliforniya'ya gelen arılar, yalnızca incir değil, ekolojik farkındalık da taşıdı.

EKOLOJİK MÜDAHALE
Günümüzde Kaliforniya, dünya incir üretiminde önemli bir merkez haline gelmiş durumda. Ve bu başarı hikâyesinin temelinde, bir arının kanat çırpışı kadar küçük ama etkisi o denli büyük bir ekolojik müdahale yatıyor. Aydın'ın verimli topraklarında doğan bu incir-arısı ilişkisi, Kaliforniya topraklarına da hayat verdi. Böylece aradan geçen yüz yılı aşkın sürede, doğanın görünmeyen bir halkasının ne kadar hayati olabileceği bir kez daha kanıtlandı. Kaliforniya'daki incir bahçeleri bugün binlerce dönüme yayılmış durumda. Fakat bu başarı, yalnızca modern tarım tekniklerine değil, 19. yüzyılın sonlarında bir adamın doğayı anlamaya ve tamamlamaya yönelik kararlılığına borçlu. George C. Roeding, Aydın'dan yalnızca ağaç değil, hayatın kendisini taşıdı. Sessiz bir arı, görünmeyen emeğiyle, kıtalar arası bir tarım devriminin başrolüne yerleşti.

