ROBERT Redford, 18 Ağustos 1936'da Kaliforniya'nın Santa Monica şehrinde dünyaya geldi. Ailesi mütevazı bir yaşam sürüyordu; babası radyoda çalışıyordu, annesi ise tiyatro ve müzikle ilgileniyordu. Bu sanatla iç içe büyüyen Redford, küçük yaşlardan itibaren sahneye olan ilgisini keşfetti. Gençlik yıllarında basketbol oynamaya da büyük ilgi duyan Redford, ancak bir sakatlık sonrası oyunculuğa yöneldi. Santa Monica College ve daha sonra ünlü Pratt Institute'ta görsel sanatlar eğitimi aldı. 1950'lerin sonlarında New York'a taşınarak oyunculuk eğitimi aldı ve Broadway'de sahne almaya başladı.
HOLLYWOOD'A YÜKSELİŞ
1960'LAR, Robert Redford'un kariyerinde sıçrama yaptığı dönem oldu. Küçük rollerle başladığı Hollywood yolculuğu, 1969 yılında oynadığı "Butch Cassidy and the Sundance Kid" filmiyle zirveye ulaştı. Bu filmdeki Sundance Kid rolü, ona uluslararası bir ün kazandırdı ve karakterin adı, hayatı boyunca ona takılan bir lakap haline geldi. 1970'ler boyunca Redford, "The Sting" (1973), "All the President's Men" (1976), "Jeremiah Johnson" (1972) ve "The Candidate" (1972) gibi filmlerde başrol oynayarak hem eleştirmenlerden hem de seyircilerden büyük övgü aldı. Özellikle "All the President's Men" filmindeki Bob Woodward rolü, Amerikan gazeteciliğinin en önemli anlarını beyaz perdeye taşımasıyla hafızalara kazındı.

OYUNCULUĞUN ÖTESİNE GEÇTİ
REDFORD'UN sanat yolculuğu, oyunculuğun ötesine geçtiğinde sinema dünyasında bambaşka bir sayfa açıldı. 1980 yılında yönettiği "Ordinary People" filmi, En İyi Yönetmen Oscarı da dahil olmak üzere dört Oscar kazandı. Bu başarı, Redford'un sadece kameranın önünde değil, arkasında da ne denli yetenekli olduğunu gösterdi. Yönetmenlik kariyerinde, insan ilişkilerine, aile bağlarına ve bireysel mücadelelere odaklanan filmler tercih etti. "A River Runs Through It" (1992) ve "The Horse Whisperer" (1998) gibi filmlerle duygusal ve estetik açıdan zengin eserler ortaya koydu.
SUNDANCE ENSTİTÜSÜ'NÜ KURDU
ROBERT Redford'un sinema dünyasına en büyük katkılarından biri, bağımsız film yapımcılarına verdiği destek ve öncülük ettiği Sundance Enstitüsü'nü kurmasıdır. 1981 yılında Utah'taki Sundance Dağları'nda kurduğu bu enstitü, bağımsız sinemanın gelişimi için bir merkez haline geldi. Sundance Film Festivali, bugün dünyanın en prestijli bağımsız film festivallerinden biri olarak kabul edilir. Festival, yeni yeteneklerin keşfedilmesi, yaratıcı fikirlerin desteklenmesi ve sinemanın sınırlarının zorlanması için eşsiz bir platform sağlıyor. Redford, bu hareketle Hollywood'un ticari kalıplarının dışına çıkan, özgün ve cesur sinema eserlerinin dünyaya açılmasına öncülük etti.
89 YAŞINDA HAYATA VEDA ETTİ
SANAT dünyasındaki başarılarının yanı sıra Robert Redford, çevre aktivizmiyle de tanınıyor. Doğaya olan sevgisi ve çevresel konulardaki duyarlılığı, hayatının önemli bir parçası oldu. Özellikle Amerikan doğal parklarının korunması için çalışmalar yaptı, sürdürülebilirlik projelerine destek verdi. Redford, çevre koruma konusundaki farkındalığını artırmak için kamuoyunu bilinçlendiren kampanyalar düzenledi. Ayrıca, ekoloji temalı filmler üretip, doğayla insan arasındaki ilişkinin önemini vurguladı. Bu yönüyle, sadece bir sanatçı değil, aynı zamanda bir toplum lideri olarak da kabul görüyor. Ünlü aktör ve yönetmen Robert Redford, 16 Eylül 2025 tarihinde Utah eyaletindeki Sundance kasabasındaki evinde, 89 yaşında hayatını kaybetti. Hayatının son döneminde de aktif olarak sanat ve çevre konularında çalışmaya devam eden Redford, sevdikleriyle çevrili olarak huzur içinde vefat etti.

